Türkiye 14 Mayıs seçimlerine hazırlanırken, TL mevduat faizlerinin yanı sıra tahvil faizlerinde de dikkat çeken bir yükseliş yaşanıyor.

2023 yılının Şubat ayı başında yüzde 7'ye kadar gerileyen iki yıllık gösterge tahvil faizinde bugün yüzde 17,35 seviyesi görüldü.

Yaklaşık iki aylık sürede tahvil faizlerinde 1000 baz puanın üzerinde artış kaydedildi.

Bugün yüzde 15,58 seviyesi görülen 5 yıl vadeli tahvil faizinde de son bir ayda 600 baz puanın üzerinde artış yaşandı.

Nisan ayı başında yüzde 10 seviyesinde olan 10 yıl vadeli tahvil faizlerinde de iki haftada yaklaşık 200 baz puanlık yükseliş kaydedildi ve bugün yüzde 12,68 seviyesi görüldü.

Merkez Bankası'nın (TCMB) Eylül 2021'de başlayan faiz indirimleri sonrasında dolar kuru ve enflasyonun patlamasının ardından tahvil faizleri de hızla yükselmiş ancak yine TCMB'nin adımlarıyla tahvil faizleri yüksek enflasyona rağmen sert şekilde geri çekilmişti.

TCMB, hem ikincil piyasada tahvil alımı yaparak hem de bankaları yüksek miktarda tahvil almaya zorlayan düzenlemelere imza atarak tahvil faizlerinin düşmesini sağlamıştı.

Uzmanlar, tahvil faizlerindeki artışın, seçim beklentileriyle ilişkili olduğuna işaret ediyor.

SEÇİM SONRASI SIKI PARA POLİTİKASI BEKLENTİSİ


Ata Yatırım Hazine Müdürü Yalaz Özkanlı, son bir ayda yurtiçi tahvil eğrisinde 3 ay ile 4 yıl arası vadelerde 450-600 baz puan civarı bir yükseliş yaşandığını belirterek "Bu yükselişin ekonomideki mevcut dengenin sürdürülebilirliğine dair soru işaretlerinin arttığına da işaret ettiğini söylemek mümkün olabilir" dedi.

Tahvil faizlerindeki artış piyasaların seçim sonrası beklentilerine dair de işaret olduğunu belirten Özkanlı, "Yükselen tahvil getirileri piyasaların seçim sonrası senaryolarını daha sıkı bir para politikası ve belki daha ortodoks bir ekonomi yönetimi beklentisi ile kurduğuna işaret ediyor" yorumunu paylaştı.

BU HAFTAKİ İHALELERDE GETİRİ YÜKSELDİ


Bu hafta yapılan sabit faizli tahvil ihalelerine gelen düşük talebin, piyasanın makroihtiyati tedbirler çerçevesinde gerileyen tahvil getirilerine olan iştahının zayıfladığını ortaya koyduğunu dile getiren Özkanlı, "İhalelerde talebin neredeyse tamamının kamu olması muhtemel üç kurumdan olduğunu gördük. Diğer yandan 3 yıllık sabit faizli tahvil ihalesinde bileşik getiriler yüzde 15’in üstünde gerçekleşerek son altı ayın en yükseğine ulaştı" bilgisini aktardı.

Bu gerçekleşmelerin, başta bankalar olmak üzere tahvil yatırımcılarının mevcut seviyelerden sabit getirili tahvil alma iştahının, ve belki gücünün, azalıyor olabileceğine işaret ettiğini vurgulayan Özkanlı, ikincil piyasada tahvil getirilerinin de buna paralel yükseldiğini gözlemlediklerini söyledi.

Uzun vadeli tahvillere kıyasla kısa vadeli faizlerde daha hızlı bir yükseliş olmasının nedenlerine de değinen Özkanlı, "Para politikasında yaşanabilecek olası bir sıkılaşmanın ekseriyetle kısa vadeli faizleri etkilemesi beklenir. Zira kısa vadede yaşanacak parasal sıkılaşma enflasyon beklentilerini düşürerek orta ve uzun vadede tahvil getirilerini aşağı bile baskılayabilecektir" dedi.

'SEÇİM BELİRSİZLİĞİ FİYATLARA YANSIYOR'


Dinamik Yatırım Başekonomisti Enver Erkan da artan tahvil faizleriyle ilgili seçim belirsizliğine işaret etti.

"Piyasa oyuncuları, para politikasının gelecekteki gidişatını ölçmek için seçimlerin sonucunu bekliyor" diyen Erkan, "Yaklaşan seçimlerin belirsizliği artırmasıyla riskler de fiyatlara yansımaya başladı, lirada da kademeli bir düşüş var" ifadelerini kullandı.

Seçimi kimin kazandığına bakılmaksızın zorlu bir geçiş aşamasının öngörüldüğüne işaret eden Erkan, "Mevcut politikaların devamı düşük faizi gerektirecek, ancak lirayı savunmak için yeterli rezerv kaynakları görülmediğinden bu durum sürdürülebilir olamayacağı biliniyor. Ortodoks politikalarda ise politika faizinin sert bir şekilde yükseltileceğini varsayıyoruz, ancak faizlerin nereye kadar yükseltileceği belirsiz" dedi ve "Her iki ekonomik senaryoda da sene sonunda faizin yüzde 5 olma olasılığı da var, yüzde 40 olma olasılığı da" değerlendirmesini paylaştı.

'BANKALAR TAHVİL ALMAK YERİNE FAİZİ ARTIRIYOR'


"Düzenlemelerle politika faizine en çok yakınsayan faizler bono/tahvil faizleri ve kısmen ticari kredi faizleri olmuştu" hatırlatmasında bulunan Erkan, "Bankalara getirilen tahvil alım kuralları, bizde özellikle uzun vadelerde tahvil faizlerini düşürmüştü, ancak bankalar tahvil almaktan ve olası bir faiz artırımının zararına katlanmaktan çok düzenlemelere uyum sağlayarak TL mevduat artırmayı tercih ediyorlar" bilgisini paylaştı.

"Kredilerde de sıkışma olduğu gözlemleniyor" diyen Erkan, "Bankalar düşük faizli tahvil/bono almak istemeyeceği ve olası bir faiz artırışında zarar etmek istemeyeceği için, zaten almak istemedikleri tahvillere ilave bir talep gelmeyecektir. Bu da son dönemde dipten yukarı dönüş işareti veren tahvil faizlerinin yavaş da olsa artış eğilimini sürdürmesi demek olacaktır" değerlendirmesinde bulundu.