Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) veri tabanından cüzzam hastalığına ilişkin bilgilere göre, "Mycobacterium leprae" adlı bakterinin 1873'te Gerhard Armauer Hansen tarafından tespit edilmesiyle "Hansen hastalığı" diye de isimlendirilen cüzzam, esas olarak cildi, periferik sinirleri, üst solunum yolunun mukozal yüzeylerini ve gözleri etkileyen kronik bulaşıcı bir hastalık olarak biliniyor.

Bebeklikten yaşlılığa kadar insan yaşamının her evresinde ortaya çıktığı kaydedilen ve dünyada her gün yaklaşık 600 kişinin yakalandığı cüzzam hastalığı, tedavi edilebildiği gibi, erken evrelerdeki tedavi de sakatlığı önleyebiliyor.

Cüzzamın, tedavi edilmeyen vakalarla yakın ve sık temas sırasında burun ile ağızdan çıkan damlacıklar vasıtasıyla yayıldığı ve semptomlarının ise uzun yıllar sonra ortaya çıkabileceği belirtiliyor.

Hastalık, müdahale edilmemesi halinde cilt, sinirler, uzuvlar ve gözlerde ilerleyici ve kalıcı hasara neden olabiliyor.

Kuluçka süresi yaklaşık 5 yıl olan hastalığa çoklu ilaç tedavisi (MDT) ile müdahale ediliyor.

DSÖ verilerine göre, 2020'de 128 bin 375 yeni vakanın görüldüğü hastalık, 2021'de yaklaşık yüzde 10 artarak 2021'de dünya genelinde 140 bin 500'den fazla kişiye bulaştı.

YENİ VAKALAR ÜÇ ÜLKEDE YOĞUNLAŞIYOR


1981'den bu yana en az 16 milyon cüzzamlıya Nippon Vakfı ve 2000'den itibaren DSÖ aracılığıyla çoklu ilaç tedavisinin uygulandığı ancak az gelişmiş ülke ve bölgelerdeki yoksullukla hayat şartlarının ağırlığı, sağlık hizmetlerine erişimin kısıtlı olması, yetersiz beslenme, göç gibi nedenlerle hastalığın halen yaygın durumda olduğu ifade ediliyor.

Dünyada cüzzam hastalığı, çoğunlukla az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin bulunduğu Güneydoğu Asya, Afrika ve Batı Pasifik bölgesinde görülürken 2021'de yeni vakaların yaklaşık dörtte üçü Brezilya, Hindistan ve Endonezya'da tespit edildi.

Brezilya, Endonezya, Bangladeş ve Etiyopya, en fazla hastalığın görüldüğü ülkelerin arasında yer alırken 75 bin 394 ile yeni vakaların yarısından fazlası Hindistan'da bulunuyor.

EN AZ AVRUPA KITASINDA GÖRÜLDÜ


Türkiye Sağlık Bakanlığı ise 2021'de 3 yeni vakanın tespit edildiğini ve Türkiye'de 485 cüzzam hastasının bulunduğunu açıkladı.

Cüzzamdan etkilenenler genellikle ayrımcılığa ve damgalanmaya maruz kalıyor. Bu durumun, siyasi ve sosyal hak ihlallerinin yanı sıra teşhis konulması, bakım ve tedavi sonuçları üzerinde olumsuz etkileri bulunuyor. (AA)