YURTTAŞLAR, ADIYAMAN’I ZİYARET EDEN CHP’Lİ ENGİN ALTAY’A BÖYLE SESLENDİ




Ahmed Arif  “Yalnız Değiliz” şiirinde şu dizelerle anlatır tütün işçisini:

“... Tütün işçileri yoksul,

 Tütün işçileri yorgun,

 Ama yiğit

 Pırıl - pırıl namuslu

Vatanımın bir umudu...”

Adıyaman...

Nüfusu 632 bin...

Tütünün başkenti sayılan Çelikhan’ı da içinde barındıran tarım ve hayvancılığın kenti. Büyük deprem felaketinde yıkılan şehirlerden biri. Yaklaşık 5 bin kişi hayatını kaybetti, 17 bin yurttaş yaralandı. TÜİK verilerine göre, Adıyaman’da toplam işlenen tarım alanı 180 bin 315 hektar. İlde 611 bin 244 ton tahıl ve diğer bitkisel ürünler üretimi, 2 bin 320 ton örtü altı sebze ve meyve üretimi yapılıyor. Küçükbaş ve büyükbaş hayvan sayılarına bakıldığında, ilde toplam 412 bin 242 küçükbaş hayvan, 146 bin 860 büyükbaş hayvan var. Pardon vardı!

6 Şubat’ta yaşanan felaketin ardından il il dolaşıyor parti liderleri, milletvekilleri, belediye başkanları. Önceki gün CHP Grup Başkanvekili Engin Altay’ı aradım, “Adıyaman’a gidiyorum, yoldayım” dedi. “Şehre varınca beni de bilgilendirin lütfen. Ne oluyor oralarda? Sizin tanıklıklarınızı dinlemek isterim” dedim.

Tütün kurutma iskelesinden çadır yapmışlar


Karapınar Mahallesi...

Kendi yaptıkları derme çatma çadırda 13 aile, 35 kişi yaşam mücadelesi veriyor. Engin Altay’ın ilk tespiti şu:

“Bölgede halen çadır eksik. Vatandaşlarımız konteyner beklerken, yokluktan tütün kurutma iskelesini kendilerine çadır yapıp 25 kişi bir arada kalıyor.”

Bir çadırda 13 aile yaşıyor.


Adıyaman’dan gelen videoları izliyorum. Bir kadının yakarışı yürek burkuyor: “Üç gün boyunca ölüme terk edildik. Kimse gelmedi. Biz devletimizi bekledik ama yoktular. Enkaz altından çıktık ve burada tütün iskelesinin altındayız.”

Çadırın içinde lise son sınıfta okuyan Yağmur enkazdan çıkarıldığını anlatıyor: “Hayalim 9 Eylül Üniversitesi’nde okumak.” Bu cümleyi kurarken susuyor ve ağlamaya başlıyor.

O sırada çadırın diğer bölümünde ocakta çay demleniyor.

Çay acıya iyi gelir ya!

Yaşlı amca çaylar içilirken bağırıyor:

“Çoluk çocuk hasta. Ne yapacağız? Üç gün kimse gelmedi...”

Kime dokunsan aynı cümle: İlk üç gün! Ancak... “Devlet nerede?” dediğin anda “vatan hainisin”, her türlü hakarete maruz kalabilirsin. Olsun! Demeye devam... 

Lise son sınıf öğrencisi Yağmur’un hayali üniversiteye girebilmek.


Cumhuriyet Mahallesi’nde de Fatih Mahallesi’nde de durum ve cümleler aynı. Karadağ Mesire alanında çadırda kalanların aklındaki tek soru: Bundan sonra ne yapacağız? CHP’li Altay, Mersin ve İzmir belediyelerinin kurulumuna başladıkları konteyner kentin birkaç gün içinde biteceğini anlattıktan sonra telefonun diğer ucunda CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu var. Bir vatandaş sorunlarını Kılıçdaroğlu’na da anlatıyor.

Çadırın eksik olması hâlâ büyük dert!

Mayıs ayında tütün ekimi başlayacak


Peki ya ekonomi ne olacak? Tütün, Adıyaman’ın şah damarı, olmazsa olmazı. Adıyamanlı çiftçilerin en önemli gelir kaynaklarından olan tütün ekimi mayıs ayının sonlarında başlayacak. Bilenler bilir; kentte yaklaşık 40 bin ailenin üretimini yaptığı tütünün mesaisi sabahın ilk ışıklarına başlıyor. Bazı ailelerin iş makineleriyle bazılarının da elle diktiği tütün fideleri, toprakla buluşturuluyor. Ortalama 153 bin dekar alandan 20 bin tona yakın ürün alınıyor. Ekimi yapacak çiftçiye destek şart! Yeni ahır şart... Mazot desteği şart...

Ahmed Arif’le başladım yine usta şairle bitirelim:

“Tütünü bilir misin? Kız saçı demiş zeybekler/ Su içmez her damardan/Yerini kolay beğenmez/Üşür/Naz eder/Darılır/İki parmak arasında kıyılmış/Bir parçası var kalbimin/İncecik, ak kağıtlara sarılır/Dar vakit yanar da verir kendini/ Dostun susan dudağına...”