14 Mayıs seçimleri öncesinde Millet İttifakı’nın ortak adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun pozitif kampanyasına karşın Cumhur İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Tayyip Erdoğan son derece negatif bir kampanya dili kullanıyordu.

Erdoğan, kendisinden ya da yapacaklarını anlatmaktan çok rakibini karalamayı seçiyordu.

Bu işi o kadar abartıyordu ki içeriğinin yalan olduğunu bile bile montaj videolar gösterip, “Karayılan Kılıçdaroğlu’nu alkışlıyor”, “Diyanet’i kapatacaklar”, “Öcalan’ı serbest bırakacaklar” gibi yanlış bilgileri dolaşıma sokuyordu.

Erdoğan’ın kampanyasını yapanlar, damadının “Cumhurbaşkanımız Ay’a dört şeritli otoban yapacağız dese inanacak bir tabanımız var” sözünü referans almışçasına Erdoğan’ın yalan yanlış bilgileri paylaşmaya devam etmesini istiyordu. O da bir sürü yalanı, yanlış bilgiyi art arda dolaşıma sokuyordu.

★★★

Bu yalan ve yanlışlar neticesinde, bir dönem (üç yıl boyunca) Diyarbakır’da PKK yöneticileriyle aynı kıyafeti giymiş Mesud Barzani ve Şivan Perver’le Megri Megri türküsünü söyleyen, Ankara’da PYD/YPG’nin siyasi lideri Salih Müslüm’ü ağırlayan, Kandil’e heyetler gönderen, (AK Parti, MİT ve Kamu Güvenliği Müsteşarlığı’ndan) en önemli adamlarına Dolmabahçe’de (HDP’liler aracılığıyla) PKK’yla 12 maddelik mutabakat metni imzalatan, “Türküm” sözü nedeniyle ilkokul andını yasaklatan Erdoğan, muhalefeti HDP’yle ilişkilendirme konusunda üste çıkmayı başarmıştı. MHP’nin milliyetçi seçmenleri de Erdoğan’a inanmıştı.

Muhalefet, derinleşen yoksulluğu, ekonomik krizi, hukuksuzlukları, hatta işi gücü bırakıp savunmaya geçip Erdoğan’ın bizzat yaydığı yalan yanlış bilgilerle baş etmeye çalışmıştı.

Her neyse!

Sonuç ortada.

Erdoğan ve AK Parti büyük oy kaybı yaşadı.

Ancak muhalefet de kazanamadı.

14 Mayıs seçim sonuçları gösterdi ki sonradan vatandaşlık almış göçmenlerin/yabancıların sayısı konusundaki belirsizlik had safhada. Sandıktan çıkan ama YSK’ya yansımayan muhalefet oyları inanılır gibi değil. Deprem bölgesindeki oy kullanımıyla ilgili şaibeler bitmiyor. 20 bine yakın sandıkta katılımla ilgili soru işaretleri var.

Muhalefet her şeyi bırakıp bu alana yoğunlaşmalı, açıkları kapatmalı!

★★★

- Diğer taraftan, Gonca Kuriş’in, Gaffar Okkan’ın vahşice öldürülmesini ve Hizbullah terörünü savunanlar AK Parti sıralarından TBMM’ye girdi.

Kadınların aramızda ancak birer siluet gibi dolaşabileceklerini, bekar kadınların sahiplendirilmesi gerektiğini, nafaka uygulamasına son verilmesi gerektiğini söyleyenler de artık AK Parti sayesinde TBMM çatısı altında olacak.

- Ayrıca AK Parti’liler, daha seçim zaferi ortada yokken 28 Mayıs’taki seçimi kazanmış gibi muhalefeti tehdit etmeye başladı.

Belli ki muhaliflerin karşı karşıya kaldığı hukuksuzluklar Erdoğan seçimi kazanırsa daha da artacak. Erdoğan “halk beni bir daha seçti, vize verdi” diyerek, Anayasa’ya ve yasalara uymayan her türlü hukuksuz uygulamayı kendisi için meşru saymaya başlayacak. Yargıdaki siyasallaşma daha da çığırından çıkacak.

- Bir başka önemli konu: Ekonomi konusunda da ürkütücü haberler geliyor.

Merkez Bankası rezervleri eksi (-) 72 milyar doladı buldu.

Bütçe açığı had safhada.

Dış ticaret açığı aynı şekilde.

Bankalar, tedbirleri kredi kartlarından nakit avans çekilmesine son verecek kadar ileri götürdü.

İş insanları döviz borçlarını ödemek için gereken dövizi bulamaz hale geldi.

Erdoğan iktidarı devam ederse ya çok can yakıcı kemer sıkma politikalarına gidecek ya ya da hepimize “yoksulluk kaderinizdir, oturun oturduğunuz yerde” diyecek.

- Şunu da unutmamak gerek: İktidar, seçimlerde en büyük desteği aldığı Rusya’ya ve Putin’e karşılığında kapitülasyonları anımsatan ayrıcalıklar veriyor.

Zaten S-400 bahane edilerek Rus askerleri Türkiye’ye gelmişti. Yakında Akkuyu Nükleer Santralının güvenliği bahane edilerek Mersin yakınlarında bir Rus üssü kurulursa hiç şaşırmayacağım.

★★★

Uzatıp iyice canınızı sıkmak istemem. Ancak “ben küstüm oynamıyorum, sandığa gitmeyeceğim” gibi umutsuz cümleler kuruyorsanız, unutmayın ki köprüden önceki son çıkışı kaçıracaksınız ve o zaman “Her şey çok daha kötü olacak.”

Şunu da unutmayın ki 104 yıl önce bugün, yıkık ve uçurumun kenarında ülkesi işgal altında olan Mustafa Kemal Atatürk, daha büyük bir umutsuzluğa ve çaresizliğe rağmen bir milleti ayağa kaldırmayı başarmış, Samsun’dan çıktığı yolculuğu Ankara’da Cumhuriyet’le taçlandırmıştı.

Bu vesileyle Gençlik ve Atatürk’ü Anma bayramımız da kutlu olsun!