Baş ekonomistimiz “Faiz sebeptir, enflasyon netice” dedikten sonra ülke “Yeni Ekonomi Modeli (YEM)” uygulamaya başlamıştı.

YEM’in temelini üç madde oluşturuyordu:

1-Faizi düşürmek

2-Döviz kurlarının artmasını engellemek.

3-Hayat pahalılığına karşı vatandaşın alım gücünü artıracak adımlar atıp, seçim ekonomisi uygulamak.

★★★

Dönemin Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, göreve gelir gelmez çalışkan bir öğrenci olarak Baş ekonomistimizin YEM’ini adeta yedi yuttu.

Hayata geçirmek için gözlerinin ışığını kullandı.

İyice sindirebilmek için altı ay uyudu uyandı.

Faizi bir buçuk yıl içinde yüzde 20,5’ten 8,5’e düşürdü.

Merkez Bankası’nın bütün rezervini kullanarak, hatta eksi değerlere düşürerek doları 18,5-19 seviyesinde tuttu.

Darphaneye fazla mesai yaptırarak 200 milyar lira bastırdı.

Görülmemiş bir seçim ekonomisi uyguladı.

Baş ekonomistimizin “Seçim kaybetmeme mal olsa da yine yapmam” dediği Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) düzenlemesini dahi gerçekleştirdi.

★★★

Nebati YEM’i yedi yuttu ama vatandaş yutamadı. YEM vatandaşın boğazına dizildi.

Faiz düşse de enflasyon artmaya devam etti.

Hayat pahalılığı, basılan ve dağıtılan paralara rağmen vatandaşın alım gücünü ezdi geçti.

Haliyle Nebati de hem muhalefetin hem biz gazetecilerin hem de ekonomik kriz altında inim inim inleyenlerin hedefi oldu.

Seçim kampanyası boyunca adeta dayak yedi.

★★★

Sürecin sonunda halkımız Baş ekonomistimize bir defalığına daha yetki verdi ama partisini sarstı. AK Parti oyları yüzde 35’e düştü.

Baş ekonomistimiz de partisinin ödediği bedelin faturasını Nebati’ye kesti.

Kendisi milletvekili olmakla yetindi.

Bütün eski bakanlar TBMM’deki komisyonlarda başkan oldu, makam otomobili ve oda aldı ama Nebati’ye Komisyon Başkanlığı dahi verilmedi.

Baş ekonomistimiz yeni kabinesini kurarken Nebati’nin yerine Mehmet Şimşek’i getirdi.

Hepimiz Mehmet Şimşek’ten mucizevi bir ekonomik reform programı oluşturmasını, Türkiye’yi rahatlatacak bir yabancı kaynak bulmasını beklerken, Şimşek çözümü faizi, vergileri ve harçları astronomik bir şekilde artırmakta buldu.

Baş ekonomistimiz yeni kabineyi kurduğu günden bu yana zamlar vergi ve harç artışları yağmur gibi geldi. Yine de hiçbir şey düzelmedi. Hatta birçok şey daha kötüye gitti.

★★★

Oysa Nebati de biliyordu faizin sebep enflasyonun netice olmadığını.

Oysa Nebati de artırabilirdi faizleri.

Oysa Nebati de biliyordu geliri artırmak için vergileri, harçları artırmayı.

Oysa Nebati de biliyordu zam yağdırmayı.

İnsan bunları bilince şunları sormadan edemiyor:

“Mehmet Şimşek’in mucizesi zamlar mıymış?”

“Madem çözüm zamlarda vergi artışlarında aranacaktı, o zaman Nebati’nin günahı neydi?”

★★★

Büyük transfer Şimşek’in bulduğu “Motorlu Taşıt Vergisi’ni iki defa ödetme”, “Şampuanın, tuvalet kağıdının KDV’sini yüzde 20’ye çıkartma”, “Yurtdışından gelen telefondan 20 bin TL ödeme alma” formüllerini rahmetli Şamama Nenem de bulurdu.

Yazık oldu Nebati’ye.

Yazık oldu bu ülkeye...