Vay be, ikinci çeyrekte yüzde 3.8 büyümüş Türkiye! Nasıl? İnsanların yüksek enflasyon karşısında faizler düşük olunca, para da durduğu yerde eriyince normal olarak tasarruftan cayıp harcamaya yöneldikleri görülüyor.

Nitekim bakıyoruz, tüketim kalemi büyümeye yüzde 11.8 oranında katkı sağlamış. O zaman büyümeyi düşürenler ne? Yatırım ve net ihracat...

★★★

Yatırım kalemi yüzde 1.3 oranında soğanın cücüğü kadar büyüyerek felaket bir orana imza atmış. Net ihracatı hiç sormayın ben de size onun yüzde 6.3 oranında küçüldüğünü hiç söylemeyeyim.

Hatice’ye değil, neticeye bak diyenler için sorun bu büyüme rakamlarının halkta karşılığı olmamasında... Büyürken bile gerçekte fakirleşiyorsa düşünsenize ne olacak küçülünce?

★★★

Memur ve memur emeklilerine bakalım mesela... Kendileri dana kuşbaşı olsalardı yılbaşından beri yüzde 114 zam alacaklardı!

Oysa insan oldukları için tavuk yemler gibi 2024 yılında yüzde 15 ilk altı ay, yüzde 10 ikinci altı ay zam alacaklar. Hani büyümüştü Türkiye? Vatandaş büyümedi ama hanedan semirdi...

★★★

Memur olunca işveren kim oluyor? Hükümet! Memurlar iki senede bir hükümetle pazarlığa tutuşuyorlar.

Bütün memur ve emeklileri temsilen, Memur-Sen masaya oturuyor. Bildiğin sarı sendika... Pazarlık falan yok ortada...

Baktılar devletin verdiği zammı kabul etseler sokağa çıkamayacak hale gelecekler. Hakem heyetine gittiler. Peki hakemler kimler? Onlar da devletin memurları...

★★★

Size bir üyesinden bahsedeyim, geri kalanları siz tahmin edin. Cumhurbaşkanı tarafından seçilen profesör doktor olan üye aynı zamanda hukuk fakültesi dekanı olarak atanır...

Üniversitesindeki açılış töreninde Cumhurbaşkanı’na fahri doktora unvanı vermeyi kararlaştırır. Sunumda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elini öpmek istemesi ile gündeme gelir. Erdoğan elini öptürmez. Dudakları havada kalır. Öyle de tarafsızdır!

★★★

Yani bildiğin danışıklı dövüş... Orta oyunu... Zaten bundan azını vermezlerdi. Memur ve emeklisine vurdular semeri... Ortada ne seyyanen zam var ne sözleşmeliye kadro... Refah payı yok. Maaşlarda iyileştirme yok. Ne var?

Bir ay boyunca boşu boşuna toplandılar. O toplantılarda içilen su bile zarar.

★★★

Sözleşmede, enflasyon farkı denince kaç artı kaç olduğunun bir önemi de yok! Önce enflasyonu geçmesi gerekli... Az kalırsa enflasyon farkına tamamlanıyor. Enflasyonu belirleyen ise İstatistik Kurumu... Anladınız siz onu...

Yönetenlere bakınca çok mu başarılılar alanlarında? Türkiye’nin öyle bir dönemine denk geldiniz ki, küsün şansınıza!