Harika bir gazeteci ve unutulmaz bir dost olan Ertuğrul Akbay’ı dört yıl önce 7 Mart 2019’da kaybetmiştik.

Onu bugün Zincirlikuyu’daki kabrinin başında, tüm SÖZCÜ çalışanları olarak hasretle anacağız.

Ne hazindir ki, SÖZCÜ Gazetesi’nin sahibi Burak Akbay, babası Ertuğrul Akbay’ı anma törenine katılamayacak, yurt dışından tele konferansla izleyecek.

Bir takım karanlık niyetli iğrenç çevreler, SÖZCÜ Gazetesi’nin sahibi Burak Akbay, babası Ertuğrul Akbay ve SÖZCÜ  yazarlarına “FETÖ’cü” diye alçakça iftiralar atmışlar, vicdansızca saldırılarla ve uydurdukları binbir yalanla bir nevi itibar suikastı yapmışlardı.

İşte Ertuğrul Akbay, bu sefil iftiralara dayanamamış, şerefsizce yapılan haksızlıklar sağlığını bozmuştu...

Sonunda zehirli iftira oklarının açtığı manevi yaralar sevgili Ertuğrul Akbay’ımızın hayatına mal oldu.

Akbay ailesi ile tüm SÖZCÜ mensuplarına, o hazin iftira günlerini yaşatanlara lanet olsun!

★★★

Meslek hayatımızın büyük bir bölümü Ertuğrul Akbay ile birlikte, omuz omuza çalışarak geçti...

Tuttuğunu koparan muhteşem bir gazeteciydi.

Dünyada gezmediği ülke kalmamıştı...

Sovyetler Birliği liderlerinden, Amerika Birleşik Devletleri Başkanları’na kadar röportaj yapmadığı lider kalmamıştı.

Her yazı dizisi bir olay yaratmış, o günlerin en büyük gazetesi olan Günaydın’ın tirajını daha da artırmıştı...

Özgür ve bağımsız bir gazeteciydi. Baskıya, despotluğa, her türlü haksızlığa karşı çıkardı.

Meslek hayatını eğilmeden, bükülmeden, kendi gücüyle dimdik ayakta kalarak tamamladı.

Ailece tanışırdık ve onunla sık sık telefonla görüşürdük.

Ölmeden bir hafta kadar önce yine bir telefon sohbeti yaparken:

“Kendimi iyi hissetmiyorum” dedi. Sağlığından şikâyetleri vardı. Sinirleri harap olmuştu. Uğradığı alçakça iftiralar karşısında ruhsal bir çöküntüye girdiği belliydi.

Daha sonra hastaneye kaldırıldı.

O haysiyet cellatları sevgili Ertuğrul Akbay’ın kahrından ölümüne neden oldu.

★★★

Ertuğrul Akbay’ı bugün mezarı başında sevgiyle, hasretle anacağız.

Ertuğrul Akbay kendisini feda etti ama bu olaylar SÖZCÜ Ailesi’ni daha da birbirine bağladı, güçlendirdi, demir gibi, çelik gibi yaptı.

Zaman haklıdan, doğrudan, dürüstten yanadır.

Nur içinde yat sevgili kardeşim...

Sözümüz namusumuzdur


SÖZCÜ Gazetesi’nin kuruluş aşamasında, patronumuz Burak Akbay, babası Ertuğrul Akbay, Genel Yayın Yönetmeni’miz Metin Yılmaz ve ben hazırlık toplantıları yapmıştık.

O zaman namusumuz üzerine verdiğimiz sözler şunlardı:

■ Her zaman haktan, haklıdan ve halkımızdan yana olacağız.

■ Güç odakları karşısında eğilmeyeceğiz...

■ Sıkıntı içinde yaşayan, ezilen, çile çeken insanlarımızın ortak sesi olmaya çalışacağız...

■ Özgür düşünceye kelepçe vurmak isteyenlerle mücadele edeceğiz...

■ Atatürkçü, demokratik, laik Türkiye’yi savunacağız.

Aradan yıllar geçti. Verdiğimiz tüm sözleri tuttuk ve tutmaya devam ediyoruz.

Bu süre içinde, başta Ertuğrul Akbay olmak üzere kaybettiğimiz değerli arkadaşlarımızın manevi huzurunda saygıyla eğiliyor ve onları sevgiyle anıyoruz. İşte, yüreğimize düşen ateşler:

■ Bekir Coşkun: Türk basınının en güçlü kalemlerinden biriydi. Her olayı, içine mizah unsuru da katarak inanılmaz bir kıvraklıkla anlatırdı.

■ Mehmet Türker: Okurlar onun unutulmaz köşe yazılarını hayranlıkla izlediler. Mükemmel bir insan ve usta bir kalemdi.

■ Baki Avcı: SÖZCÜ’nün Haberler Müdürü idi ve başarılı bir gazeteciydi.

■ Yüksel Şengül: Magazin Haberleri Müdürü idi. Sinema dünyasının ve magazin haberlerinin efendisiydi.

Bu arkadaşlarımızın her birinin, yüreklerimizde ayrı bir yeri var. Ruhları şad olsun.

GÜNÜN SÖZÜ:

Ölüm sarayların da kulübelerin de kapısını çalar!