Bazı insanlar öldükten sonra da eserleriyle yaşar.

Bu özel insanlardan biri Türk Tanıtma Vakfı’nın (TÜTAV) kurucu başkanı Kemal Baytaş’tır.

Baytaş, kurduğu TÜTAV, Türk-Çin Dostluk Derneği, Türkiye-Rusya Federasyonu Dostluk Derneği gibi kuruluşlarla ve bıraktığı tertemiz isimle anılıyor.

1982 yılında kurulan ve Atatürk’ün çizdiği uygarlık yolunda çalışmalarını sürdüren TÜTAV, 41 yıldır 5 kıta ve 37 ülkede 1.5 milyon kilometre yol kat ederek, 900’ü aşkın görkemli etkinlikler yaptı, her yerde büyük bir coşku yarattı.

TÜTAV’ın kuruluş amacı, Türkiye’nin tarihi, arkeolojik, kültürel, ekonomik, turistik, tüm değer ve varlıklarını yurt içi ve yurt dışında tanıtmaktır. Bu görevini başarıyla gerçekleştiriyor.

Türk Tanıtma Vakfı, Ankara’daki bağ evini 33 yıl önce bu halde aldı.


Vakıf, 2 milyon lira harcayarak virane haldeki evi bu hale getirdi.


★★★

Bunları neden anlattım?

33 yıl önce Ankara Gaziosmanpaşa’da yıkık, harap, virane bir bağ evi vardı.

O zamanki Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Karayalçın, bu harabe bağ evini yeniden inşa ve restore etmek koşuluyla, kültür ve tanıtım hizmetlerinde bulunmak için 20 yıllığına TÜTAV’a tahsis etti.

Vakıf, 2 milyon lira dolayınca bir harcama yaparak eski bağ evini güzel bir bina haline getirdi ve TUTAV merkezi yaptı.

Ta ki, iktidar değişip Melih Gökçek Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı oluncaya kadar...

Aynı zamanda köşe yazarı olan ve Cumhuriyet ilkelerini savunan Atatürkçü Kemal Baytaş’ın, AKP iktidarını eleştiren yazıları Melih Gökçek’i fena halde kızdırmış olacak ki, bağ evini yeni haliyle haksız bir şekilde geri aldı.

★★★

TÜTAV camiası, Melih Gökçek’in partizanca yaptığı haksızlığa şimdi, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanı yardımcısı adayı Mansur Yavaş’ın el koyup düzelteceğini umut ediyor.

Mansur Başkan’dan ricam, TÜTAV’ın yeni Başkanı M. Şükrü Koçoğlu’na bir randevu verip onu dinlemesi...

Şükrü Koçoğlu’nda her türlü bilgi ve belge var. Lütfen dinlesin, incelesin ve kararını âdil bir şekilde versin.

TÜTAV, Türkiye’nin tanıtımı ve gelişiminden başka bir hedefi olmayan, kamuya yararlı bir vakıftır. Desteklemek gerekir diye düşünüyorum.

Bugün cesur olma günüdür!


Arşivimi karıştırırken 8 yıl önce kaybettiğimiz ünlü sanatçı Levent Kırca ile ilgili ilginç bir habere rastladım.

Sanki günümüz için söylenmiş gibi... Aynı rezillik devam ediyor.

Levent Kırca, bir ödül gecesinde bazı sanatçıların Cumhuriyet’e sahip çıkmamasına sinirlenerek onları çok sert bir şekilde eleştirip şöyle diyor:

“Cumhuriyet gitti gider!.. Cumhuriyet’in olmadığı yerde sanat da olmaz! Ayrıca, siz korkakların sanatla ne işi olur? Sanat sizin neyinize?

Efendiler, bugün cesur olma, mert olma günüdür!

Gelin, birlik olalım, gün bugündür!

Şeref, haysiyet, onur, kişilik, dürüstlük, erdem...

Bunlar hayvanlarda olmaz! İnek anlamaz şereften filan... Öküz namuslu olsa ne yazar? Eşek namustan, köpek şereften anlar mı?

İnsan olmanın şartıdır şerefli olmak...

Sizde bu meziyet, yani şeref yoksa, çocuğunuza ne öğreteceksiniz? Neyi aşılayacaksınız ona?

Para kazan, insanları sömür, büyü ve akıllı ol mu diyeceksiniz?

Yazıklar olsun! Kula kulluk edenlere gerçekten yazıklar olsun!”

GÜNÜN SÖZÜ

En berbat siyaset adamları, dünü bugün ile kavga ettirenlerdir!