Umutlar tükendi mi?

“CHP seçimi kaybetti” diye her şey bitti mi?

Ulus olarak ömür boyu sıkıntı çekmek, ağır zamlar altında ezilerek perişan yaşamak kaderimiz mi olacak?

Hayır! Hiçbir şey sonsuza kadar devam etmez. Her şeyin bir sonu vardır.

Hayat bitmedikçe, umutlar da bitmez!

Mücadele sürecektir.

CHP’de post kavgasından başka bir şey olmayan tehlikeli kargaşanın bir an önce bitmesi, “değişim tamtamları” çalanların, planlarını, projelerini ortaya koymaları gerekir.

“Sen git, ben geleyim” “Siz gidin, biz gelelim” demekle değişim olmaz!

★★★

CHP lideri Kılıçdaroğlu önceki gün partinin genel merkezinde CHP’li belediye başkanlarını topladı.

Bu toplantı, İmamoğlu’nun kamuoyuna olumsuz yansıyan ve partide küçük çaplı bir krize sebep olan “Zoom toplantısı”ndan sonra Kılıçdaroğlu ile bir araya geldiği ilk toplantıydı ve bu bakımdan çok önemliydi.

CHP’deki iki kanat arasında tartışmaların yaşandığı toplantıda en sağduyulu, en aklı başında sözleri, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen söyledi.

Parti içi bölünme tehlikesine dikkati çeken Büyükerşen şöyle dedi:

“Partinin yönetim anlayışında toparlanma şart. Delege seçimlerinde, her yerde parti ikiye bölünmüş... Derhal müdahale edilmeli... Ortak listelerle yola devam etmeliyiz... İttifak kuramazsak zorluk yaşayacağız.”

Bu sözler hem tavsiye, hem uyarıdır.

★★★

Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Yılmaz Büyükerşen bilge bir kişidir. Bugüne kadar onun yanlış düşünceleri savunduğuna tanık olmadım.

“İçeriden-dışarıdan saldırı var. Dertleri CHP’yi bölmek” diyen Büyükerşen, bu toplantıdan çok önce CHP’deki değişim tartışmalarıyla ilgili görüşlerini açıklayarak şöyle demişti:

“Biz CHP’liler birlik, beraberlik içerisinde olmalıyız. Herkes kesinlikle buna göre davranmalı. ‘Kılıçdaroğlu gitsin’ sözü CHP’nin bölünmesine hizmet etmekten başka hiçbir işe yaramaz. Bu tür söylemler parti içinde klik oluşturur.

Hem içeriden, hem dışarıdan CHP’ye ağır saldırı var. Tek dertleri de CHP’yi bölmek.

Eğer CHP bölünürse, laikliğe de, Cumhuriyet’e de elveda deriz.

Seçimde biz kaybettiysek hepimiz kaybettik. Bunun faturası sadece Kemal Bey’e çıkartılıyor. Sürekli ‘Kemal Bey gitsin’ sözü Ömer Seyfettin’in Diyet’ine benzeyecek. Kemal Bey de diyetteki gibi ‘Ben gidiyorum’ derse o zaman CHP başka bir tartışma içerisine girer.

Ben, Kılıçdaroğlu’nun çizdiği yolu doğru buluyorum.

Aslında ben önümüzdeki dönemde Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na tekrar aday olmayı düşünmüyordum, fakat bu son tartışmalardan sonra yeni dönemde de aday olmaya karar verdim.”

TEBESSÜM

Kendi düşen ağlamaz!


Dünya tutuna çıkan Keloğlan’ın yolu bir ülkenin başkentine düşmüş... Şehri dolaşırken bir de bakmış ki, büyük bir meydanda on binlerce insan toplanmış...

“Ne bekliyor bu kalabalık?” diye sormuş.

“Bugün ülkenin yeni kralı seçilecek” demişler...

Keloğlan merak ederek diğerleri gibi beklemeye başlamış.

Derken, davullar çalınmış, borular ötmüş, saraydan beyaz bir güvercin uçurulmuş...

Güvercin, kalabalık insan yığınının üzerinde birkaç tur attıktan sonra gidip Keloğlan’ın pırıl pırıl parlayan kafasına konmuş...

Halk “Yaşasın yeni kral” diye bağırmış. O ülkede kral hep böyle seçiliyormuş.

Keloğlan kral olunca bütün vergileri arttırmış, her mala ağır zamlar bindirmiş.

Halk “Geçinemiyoruz” diye ağlamaya başlayınca vezirler gelip onu uyarmışlar. Keloğlan gülerek “Katlanacaklar” demiş ve eklemiş:

“Kafasına kuş kondu diye benim gibi birini kral yapanlar bunu hak ediyor. Her halk lâyık olduğu şekilde idare edilir!”

GÜNÜN SÖZÜ

Hayatta ne aradığını bilmiyorsan bulduğunu nasıl anlayacaksın?