Kilise çatılı lüks villa yapılırken suçüstü yakalandı. Noel Baba yaşasaydı; “Mucize! Mucize!” diye bağırırdı. Ne olmuş? Mucizelerin Azizi Noel Baba Kilisesi’nin çatısı yerinden sökülmüş. Tamir edip yeniden yerine yerleştireceğiz diyerek depoya konulmuş. Depodan her gün birkaç parça alınıp Demre Müze Müdürü’nün yaptırdığı lüks villaya çatı olsun diye taşınmış. Depo bekçisi, duruma uyanınca Müze Müdürü gözaltına alınmış.
★★★
Aynı kalıp cümle kelimesi kelimesine dün tekrar edildi. Denildi ki; “Çalınan Noel Baba çatısı konusunda geniş çaplı soruşturma hemen başlatıldı. Müfettişler görevlendirildi. En kısa süre içerisinde netice alınacaktır.”
★★★
Bu kalıp cümle 55 gün öncede aynen tekrarlanmıştı. 21 Ocak gecesi Bolu’da dağ otelinde çıkan yangında 36’sı çocuk 78 can 800 dereceye ulaşan kavurucu alevler içinde kavurularak, kara, zifir dumandan boğularak can verdi. O gecenin sabahında bu otomatiğe bağlanmış; “En kısa süre içerisinde sorumlular bulunacaktır” kalıp cümlesi söylendi. Milli yas ilan edildi. 6 savcı görevlendirildi. 30 kişi sorguya çekildi, 22 kişi tutuklandı. 55 gün geçti gerçek sorumlu, bulunamadı.
★★★
Yanan Otel’de; alev almaz, duman geçirmez kapılar olması gerekirdi. Yoktu. Odalarda duman ve alev ikaz alarmı çalışıyor durumda olmalıydı. Yoktu. Alev söndüren yangın muslukları, elektrik tesisatında alev almaz kablolar kullanılmalıydı. Yoktu. Koridor zeminlerinde acil durum aydınlatmaları olmalıydı. Yoktu. Koridor halıları, pencere perdeleri alev almaz özellikte değildi. Yangın kaçış merdivenleri göstermelikti. Mutfak köpüklü yangın söndürme malzemesi ile yapılmamıştı. Otelin çevresinde yangın muslukları konulmuş olması gerekirdi. Yoktu. Otelin affet biriminin olması gerekirdi. Yoktu. Oteller bölgesinde tam teçhizatlı 24 saat görev başında itfaiye birimi olması gerekirdi. Yoktu. Bakanlık iskan ve yapı ruhsatı verirken uluslararası yangın güvenliği denetimi yapması gerekirdi. Yoktu. Mutfak bacaları kurum ve yağ biriktirme riskine karşı her 6 ayda bir temizlenmesi gerekirdi. Yoktu. Otelin dış yüzey ahşap kaplaması ile çatı kaplamasının yanıcı malzemeden yapılmaması gerekiyordu. Yoktu.
★★★
Bunlar olmadığı için 78 insan yanarak, boğularak can verdi. Kurtulabilenlerden bazıları yatak çarşaflarından yangın merdiveni yapmak zorunda kaldılar. Bütün dünya bu tabloyu seyretti. Bir baş sorumlu vardı.
★★★
Üstüne almadı.
Kendisi de koltuğunda durdu, Turizm Bakanı’nı da koltuğunda tuttu. 55 gün geçti; baş sorumlunun ailesinden en yakını; “otelde 36’sı çocuk 78 can yandı” diye hatırlatmadı. Turizm Bakanı’na da en yakınlarından biri; “78 can kavruldu” diye anımsatmadı.
★★★
Kaderleri böyleymiş.
Alınyazısı.
Allah’ın takdiri.
Madem karda kaymayı seviyorlar, otelin yangına karşı korunaklı olup olmadığını araştırsalardı.
Gitmeselerdi.
Baş sorumlu ile ikinci sorumlu; yakınları ile konuşurken; bu cümleleri mi kurdular?
★★★
78 canı yakan otelin sahibi, Turizm Bakanı’nın sektörden arkadaşı. İkisi de lüks, pahalı otel sahibi. Otel işletiyorlar. Yanan otelin sahibine, otel yapsın diye Orman Bakanlığı 85.000 metrekare (85 dönüm) meşe ormanını vermiş. Turizm Bakanı’na da iki ayrı tahsisle toplam 29.000 metrekare (29 dönüm) orman arazisi otel yapsın diye sunulmuş. Turizm Bakanı’nı Cumhurbaşkanı atadı. Orman arazilerinin otelcilere tahsis edildiğinden haberi mutlaka vardır, olması gerekir.
★★★
55 gün geçti.
Cumhurbaşkanı da Turizm Bakanı da sorumluluk üstlenmedi.
Marmara yalvarıyor!
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Marmara Denizi için çok önemli bir uyarı yaptı ve “acil eylem çağırısında” bulundu. Marmara çevresinden 30 milyon insan yaşıyor. Marmara denizinde ekolojik tahribat kritik seviye çıktı. Bu yükü Marmara denizi kaldıramaz, taşıyamaz hale geldi. Marmara Denizi, “Ben ölüyorum, ben can çekişiyorum. Bir şeyler yapın. Çok etkili çareler bulun” diye bağırıyor. Müsilaj, sadece bir sonuç; büyük bir ekolojik çöküşün habercisi. Kentsel atık su arıtma tesislerinin tamamının ileri biyolojik tesislere dönüştürülmesi, tarımsal kirliliği durdurmak için yapay sulak alanların oluşturulması, atıksu altyapı projelerinin bitirilmesi için de kamu-özel işbirliği modelinin geliştirilmesi gerekiyor.