Sevgili okurlarım, geçtiğimiz pazar günü KKTC’de yapılan cumhurbaşkanlığı seçimi bizi yönetenlere verilmiş en büyük derstir. Bu dersi iyi değerlendirmelerini dilerim.

Bu seçime epeyce aday, epeyce parti katıldı ama en güçlü adaylar iki kişiydi.

Halen cumhurbaşkanı olan Ersin Tatar ve KKTC eski başbakanlarından Tufan Erhürman.

Gerek bizim Tayyipgiler iktidarı ve gerekse AKP medyası bütün güçleri ve olanaklarıyla kendi adamları olan Tatar’a destek verdiler. Onu çok seviyorlardı. O kadar ki,  çok büyük paralar harcayarak Lefkoşa’da bizdekini andıran görkemli ve süper lüks bir saray bile yaptırdılar. Ersin Tatar bir süre önce bu saraya yerleşti.

Seçimden önce KKTC’de yaratılan hava ilginçti...

“Sonuç şimdiden belli. İktidar desteğini arkasına alan Ersin Tatar bu seçimin mutlak galibi olacaktır. Bu gerçek değişmez.”

Ve şok!..

Pazar günü akşamı sandıktan çıkan sonuç bizim iktidarı gerçekten şaşırttı. Tatar’ın yüzde 35’ine karşın yüzde 62 oy alan Tufan Erhürman seçimi açık ara kazanmıştı.

Siz bakmayın şimdi yaptıkları o soğuk, içten gelmeyen ve zorunlu  ‘Başarılar dileriz’ açıklamalarına!

Evet, böyle bir sonucu asla beklemiyorlardı. Şok oldular.

★★★

Bu şokun somut örneğini sonuçların açıklanmasından hemen sonra, Devlet Bahçeli verdi. Daha ne olup bittiğini bile anlamadan basın açıklaması yaptı:

“KKTC’de yapılan seçimin sonuçları çok az bir katılımla (yüzde 64.87) gerçekleşmiştir. Kıbrıs Türklüğünün kaderi bu katılımla temsil edilemeyecek durumdadır. Seçim sonucu Seçim Kurulu tarafından açıklanmış olsa dahi KKTC Parlamentosu acilen toplanmalı, seçim sonuçlarının ve federasyona dönüşün kabul edilemeyeceği ilan edilmeli ve Türkiye Cumhuriyetine katılma kararı almalıdır.”

Al sana bir şok daha!

İktidarın küçük destekçisi bu işleri galiba şaka olarak görüyor ve aynen Apo olayında yaptığı gibi anlamsız, ciddiyetsiz bir öneri ile ortaya çıkıyor. Başka bir deyişle KKTC’yi Türkiye’nin 82. ili yapmayı öneriyor.

“Bağımsız” olduğunu savunduğumuz bir devleti durup dururken Türkiye’ye ilhak etmenin ne demek olduğunun, dünya çapında ne gibi sonuçlar doğuracağının falan sanırım farkında bile değil.

Böyle bir karar alındığı takdirde en başta ABD, İngiltere, AB ülkeleri, Rusya, Çin dahil bütün dünyanın nasıl bir tepki vereceğini düşünme zahmetine bile katlanmamış olduğu anlaşılıyor.                            

★★★

Peki ama KKTC’nin cumhurbaşkanlığı seçiminde sandıktan niçin bu sonuç çıktı?

Bunun bir sürü nedenleri var, kısaca değineyim.

-Türkiye’de baş edemedikleri enflasyon canavarı KKTC’de yaşayan yüz binlerce kişiyi de aynen bizler gibi vurdu. Gerçi orada hayat bize kıyasla biraz daha ucuz ama sonuç değişmiyor. 

-KKTC ağır bir ambargo yüküyle boğuşuyor. Ekonomik açıdan dünyaya açılması mümkün olmuyor ve her açıdan Türkiye’ye bağımlı kalıyor.

-KKTC Akdeniz’in kumarhaneler cenneti (!) oldu. Büyük oteller dahil neredeyse her köşe başında bir kumarhane var. Bunlar dünyanın en profesyonel kumar şirketleri tarafından yönetiliyor. İşleri kumar oynayanları tırtıklamak! KKTC hükümeti derseniz, en büyük parayı bu kumarhanelerin ödediği vergilerden kazanıyor.

-KKTC yıllar içerisinde yönetimini mafyanın üstlendiği bir üs bölgesine dönüştü. Her türlü mafya burada cirit atıyor. Cinayetler işleniyor, soygunlar yapılıyor.

-Tayyipgiller iktidarı Türkiye’de sergilediği bazı uygulamaları KKTC’de de aynen sürdürmeye kalkıştı. Türkiye’den getirilen hacı hoca takımı buralara yerleştirildi, tarikatların ‘şubeleri’ açıldı, imam hatip okulu bile kuruldu. Bu gibi uygulamalara alışık olmayan KKTC halkı bunlara karşı çıktı, tepkisini gösterdi ama aynen Türkiye’de olduğu gibi umursayan olmadı.

-Dünyada bir tek ülke bile KKTC’yi tanımadı. Gerek Orta Asya’daki sözüm ona Türk Cumhuriyetleri ve gerekse bizim üçkağıtçı İslam ülkeleri KKTC’yi tanımak bir yana, yanına bile uğramadılar! Aradan geçen bunca yıla karşın Lefkoşa’da bir tek devletin diplomatik misyonu ya da büyükelçiliği yok. Hepsi Rum kesiminde.

-KKTC’yi ne parlamentosu yönetiyor ne de hükümeti!.. Bu küçük devleti yöneten Lefkoşa’daki Türkiye Büyükelçiliği. KKTC halkı Ankara’ya danışıp her kararı alan bizim büyükelçiliği sömürge valiliği olarak görüyor.

Bir de Rum kesimiyle olan ilişkiler var ki, gerçekten çok yönlü ve karmaşık bir konu.

★★★

Sevgili okurlarım, az önce de söylediğim gibi KKTC halkının bir kesiminde hem Türkiye ve hem de Türkiye’den göçüp oraya yerleşenlere karşı büyük tepki var.

Türkiye’den gelenlere Kara Sakal diyorlar.

Ama konumuz onlar değil.

Yapılan son seçim kayıtlara Tayyipgiller iktidarının KKTC hezimeti olarak geçti bile.

Yeni cumhurbaşkanı Tufan Erhürman döneminde neler olacağını bilmiyoruz. Bu KKTC konusu çok ilginç olaylara gebe. Hele Devlet Bahçeli’nin muhteşem fikirlerini merakla bekleyeceğiz!