Din görevlilerinin boş vakti çok. O yüzden kendilerine paralı ek görevler verilmesi için siyasileri bile devreye koydukları oluyor. Milli Eğitim Bakanlığı ile imzalanan ÇEDES (Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum)  projesi kapsamında öğrenciler adeta din görevlilerine, bir çok protokolle de tarikat ve cemaatlere teslim edilmiş durumda.

Milli Eğitim Bakanlığı, en çok Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi branşından öğretmen alıyor. Çünkü, okullarda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenleri müdür, müdür yardımcısı gibi görevlere getiriliyor, dolayısıyla o okullarda öğretmen açığı ortaya çıkıyor. Öğretmen ve yöneticilerin bir kısmı diğer bakanlıklara siyasi destekle yatay geçiş yapıyor. Yani, okullarda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni açığı bu yüzden bir türlü kapatılmıyor.

Geçmişte Yurttaşlık, Milli Güvenlik Bilgisi derslerine askerler, kaymakamlar giriyordu. Nedense AKP döneminde askerlerin derse girmesi yasaklandı. Daha çok din görevlileri derslere girmeye başladı. Çünkü okulların neredeyse tamamında imam hatip müfredatı uygulanıyor.   

 İSTİSMARLA SUÇLANAN MÜFTÜ

Şanlıurfa’ya bağlı Akçakale ilçesinin müftüsü H.B. ilçede ki bir okulda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersine giriyordu. Geçen yılın 22 Ekim tarihinde, 37 yaşındaki müftü H.B. dersine girdiği 12 yaşındaki kız öğrenciye cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla tutuklandı.

Akçakale Fatih Sultan Ortaokulu’nda gerçekleşen olay sonrası, Müftü H.B. yürütülen soruşturma sonucunda tutuklanarak cezaevine gönderildi. Yaklaşık 6 ay cezaevinde kalan müftü, “Adli kontrol” şartıyla serbest bırakıldı.

Tutuksuz yargılanacak olan müftü H.B.’nin görev yeri değiştirildi. Görev yeri değiştirildi de ne mi oldu? Kendisi Akçakale’den, Şanlıurfa il merkezinde görevlendirildi. Yeni görevi de Şanlıurfa il müftü yardımcılığı. Kasım ayında yeniden mahkeme karşısına çıkacak. Müftünün arkasında önemli siyasi destek vardır. Bakalım, mahkeme müftü H.B ile ilgili nasıl bir karar verecek, bekleyelim, görelim.

Öğrenciye cinsel istismarla suçlanan ve 6 ay tutuklu kaldıktan sonra adli kontrolle serbest bırakılan müftüye, hakkındaki iddiaları sordum. “Bu konuda konuşmak istemediğini” belirtti, “Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum” demekle yetindi.

Bu konuşmamızın hemen ardından Akçakale CHP İlçe Başkanı İsa Özgenç aradı, Müftüyle bir akrabalık bağının olmadığını belirtti, “Ben kendimden şüphe ederim ama müftüden şüphe etmem” dedi. Özgenç de, bir asker kızı olan öğrencinin, ağladığını gören müftünün, kızı sakinleştirmek için saçını okşadığını öne sürdü. Yargılama sonucu müftünün beraat edeceğine inandığını söyledi.

“Köfteci Yusuf” hakkını nasıl arayacak?

Geçmişte yaşanan olayları bilince, “Köfteci Yusuf Akkaş’a haksızlık mı yapılıyor?” sorusu akla geliyor. Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) eski Daire Başkanı, Emniyet Genel Müdür eski Yardımcısı Emin Arslan, tanıdığı Köfteci Yusuf için şunları söyledi: “Güdümlü mafya grupları yıllardır Köfteci Yusuf’a çökmek istediler. KOM Başkanlığım zamanında İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın direktifiyle bunu başaramadılar. Şimdi, etkin siyasi destekli yapılar, ‘Domuz eti’ kozunu oynadılar. Yusuf daha güçlü çıkacak.”

 MHP Afyonkarahisar eski Milletvekili Dr. Mehmet Telek, “Bir numune alındığında, aynı üründen alınan numunenin örneği mühürlenip lokanta sahibine teslim edilirdi. Böylece, çıkacak numuneye itiraz hakkı olur, aynı ürün yeniden incelenirdi. Bu uygulamayı AKP kaldırdı. İşyeri sahibinin sonuca itiraz hakkı bile olmuyor. Bugün Köfteci Yusuf’un başına  gelen de bu” dedi.

 BU YÜZDEN TUTUKLANDI AMA...

 Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Dairesinin bir uzmanı tahlillere çok dikkat edilmemesinin yarattığı olumsuzlukları anlatırken yaşanan şu örneği verdi:

 “Havaalanında bir vatandaş yurt dışından gelirken kağıt pasta kalıbı getiriyor. Gümrük görevlisi pasta kalıbından şüpheleniyor. Pasta kalıpları İstanbul Kriminal Şubeye gönderildi. Bayan görevli incelemeyi yapıyor. İnceleme yaptığı aletle daha önce kokain incelemesi yapmıştı. Ancak inceleme yaptığı cihazı iyi temizlememiş. Cihazda kokain kalıntısı bulunuyor. Bu da pasta kalıbı analizlerinde çıktı. Bunun üzerine kalıbı yurda sokmak isteyen vatandaş tutuklandı.

 Konu basına da yansıdı. Tutuklanan vatandaşın avukatı tekrar inceleme istedi. Şahit alınan numune ve pasta kalıbı tekrar incelendiğinde; uyuşturucu çıkmadı. Demem o ki; resmi kurumlarda cihazların bakımı, kalibrasyonu, temizliği ve personelin titizliğinde sorun olursa her türlü sonuç çıkabilir. Bence bu durum göz ardı edilmemeli.”

 280 lokantası olan, yanında 12 bin kişi çalışan Köfteci Yusuf’a bir oyun oynanıyorsa yazık. Yarın birilerine çökme operasyonlarında benzer olaylar yaşanabilir. Dikkatli olunması gerekiyor.