Başarılı, cesur, yurtsever soruşturmacı gazeteci kardeşim Timur Soykan, yargılaması süren Ayhan Bora Kaplan olayındaki skandallar zincirini gözler önüne seren, bu arada benim de son dönemde neden iftira yağmurunun hedefi olduğumu ortaya koyan çok önemli bir araştırmaya daha imza atmış.

İşte Birgün” deki o yazı:

“Ayhan Bora Kaplan Olayı, sadece bir devlet krizini değil, devletin çürüdüğünü gözler önüne seriyor. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli operasyonu kumpas olarak nitelendirdi. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan darbe ve kumpas iddialarına katılmadı. “Hatta bürokratik vesayet” diyerek belki de “darbe” diyenleri işaret etti.

★★★

Kaplan’ı gözaltına alan polisler geçen günlerde tutuklandı. Suç örgütü lideri Ayhan Bora Kaplan’a operasyon yapan polis müdürlerine siyasi iktidara darbe suçlamaları yöneltildi ve tutuklandılar. Acaba polis mi siyasilere operasyon yapacaktı yoksa mafya mı polise operasyon düzenledi? Sinan Ateş davasında hedef olan MHP ortağı AKP’ye karşı hamle mi yapıyor? Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’yı mı hedef alıyor? Sorular çoğaltılabilir. Ama Ayhan Bora Kaplan olayındaki skandallar sadece bir devlet krizini değil, devletin çürüdüğünü gözler önüne seriyor. Bir mafya operasyonuna aşağıdaki 20 büyük skandal sığıyor:

★★★

1- 15 TEMMUZ’DA SIR GÖRÜŞME

15 Temmuz darbe girişimi gecesi, Ayhan Bora Kaplan ve adamları, TRT önünde uzun namlulu silahlarıyla poz verdi. O dönem Çalışma Bakanı olan Süleyman Soylu’nun, kuzeni Sadık Soylu’nun telefonundan Ayhan Bora Kaplan’ı arayarak çağırdığı ve bu konuşmanın dinlemeye takıldığı iddia edildi. Ayhan Bora Kaplan’ın yeraltı dünyasında hızlı yükselişi başladı.

2- POLİS TEHDİT ETTİ SAVCI KAYDA GEÇİRMEDİ

20 Temmuz 2016: Eski AKP Ankara İl Başkan Yardımcısı Barış Kurt’un eski çalışanı Erkan Doğan’ı kaçırdılar. İki gün boyunca işkence yaptılar. Erkan Doğan şunları söyledi:

“Karakolda bir polis gelip Ayhan Bora Kaplan’ı tanıdığını söyledi ve beni tehdit etti. Ayhan Bora Kaplan’ın adamı gelip polis müdürü N.A.Ç ile tokalaştı sonra bana ‘Dışarıda büyük abi bekliyor’ dedi. Esat Karakolu’na gitmeden önce şikayetçi olmadığıma dair ifadem hazırlanmıştı, korkup imzaladım. Savcı ifade verirken dinledi ama kayda geçmedi.”

3- ÇİFTE CİNAYET KARANLIKTA

1 Ekim 2016: Mahfuz Tatar arkadaşlarıyla Ayhan Bora Kaplan’a ait Albüm Bar’a gitti. İçeri alınmayınca küfretti. Buradan gittiği Loop Bar’ın önünde Muhammed Kaplan ve Semih Arslan tarafından öldürüldü. 3 gün sonra tetikçilerden Muhammed Kaplan teslim oldu. Bundan 6 saat sonra Semih Arslan ölü bulundu. Arslan’ın ailesi ve bazı tanıklar, Ayhan Bora Kaplan’ın Tatar Aşireti ile anlaşma uyarınca Semih Arslan’ın ölüm emrini verdiğini öne sürdü. Bu olay hakkında takipsizlik kararı nasıl verildi? Barda Süleyman Soylu’nun kuzeni Sadık Soylu’nun oğlunu döven 3 bodyguardın Ayhan Bora Kaplan tarafından bacaklarından silahla vurduğu iddia edildi. Ancak bu olay da karanlıkta kaldı.

4- CİNAYETLER VE TAHLİYELER

Ayhan Bora Kaplan, 2011 yılında kasten öldürme suçundan 7,5 yıl hapis cezası aldı. 3 yıl 4 ay sonra tahliye oldu. Suç örgütünün iki numarası Serdar Sertçelik, 2008’de cinayetten hapse girdi, 6 yıl sonra tahliye oldu. 15 suçtan kaydı var. Mahfuz Tatar’ı 2016 yılında öldüren Muhammed Kaplan ise 2020 yılında serbest kalmıştı ve çetedeki faaliyetlerine devam ediyordu.

5- EMNİYET’TEN ADAM KAÇIRDILAR

Muhammet Sağ, 20 Eylül 2021’de Serdar Sertçelik ve Koray Özdöl ile buluştu. Bu kişilerce kafasına silah dayanıp zorla çekleri ve otomobilleri alındı. Sağ, şikayetçi olmak için Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne gittiğinde onu Ayhan Bora Kaplan ve adamları karşıladı. Sertçelik, karnına silah dayadı ve otomobil bagajında kaçırıldı. Kaçırıldığı araçta karekodlu kartlar vardı ve çevirmelere takılmadan geçtiler.

Balkonda oynayan çocuğunun videoları gösterilerek tehdit edildi, darp edildi.

Yurt dışına kaçtı, CİMER’e şikayette bulundu, Marsilya Konsolosluğu’na yönlendirildi. Konsolos, “Türkiye’ye dön hakkını ara. Türkiye bir hukuk devleti” dedi.

Antalya Havalimanı’nda telefonunu açar açmaz Kaplan aradı. Muhammet Sağ, bu kez Almanya’ya kaçtı.  2021’de Antalya Başsavcılığı’na yaptığı suç duyurusu işleme bile konulmadan sümen altı edildi.

6- MAFYAYA KAMU BANKALARI KREDİ VERDİ

Ayhan Bora Kaplan çetesine kamu bankalarından 1 milyar 300 bin TL kredi verildiği iddia edildi. İddianamede ise kredi skandalı bir cümleyle geçiştirildi. Bazı şirketlere bankalarca kredi verildiği ve bu kredilerin şirket alımlarında ya da şirketlerin sermayelerinde kullanıldığı anlatıldı. Ancak bu kredileri veren bankalar ve kredi miktarı, MASAK raporunda olmasına karşın yazılmadı. Çetenin çöktüğü sicili temiz şirketlere teminatsız 700 milyon lira veren bir kamu bankasının yetkilisinin görevden alındığı öne sürüldü. Bu kişinin Muhammet Sağ’ın kafasına silah dayayarak çek ve araçlarını gasp eden Koray Özdöl’ün kardeşi olduğu iddia edildi. Banka ise görevden almanın bu olayla ilgili olmadığını açıkladı.

7- AYHAN BORA KAPLAN: RÜŞVET İSTEDİLER

Ayhan Bora Kaplan, Esenboğa Havalimanı girişinde gözaltına alındıktan sonra savcılıkta rüşvet iddialarında bulundu. 2017’de Albüm isimli barı işletirken Ankara Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Alp Aslan’ın kendisinden 250 bin dolar rüşvet istediğini ama vermediğini savundu. Asayiş şubede çalışan Serdar isimli polisin de haftalık 30 bin TL rüşvet istediğini öne sürdü. Gizli tanık Serdar Sertçelik de Alp Aslan’a 500 bin TL’lik iki çek verdiğini söyledi. Asayiş Şube Müdürü Oben Özay’ın da arasında olduğu polislerin Ayhan Bora Kaplan ile görüştüğünü iddia etti. Bir çete mensubu ise Ayhan Bora Kaplan’ın bir polis müdürü ile iki kez İstanbul’a gidip her seferinde 10’ar kilo kokain ile döndüğünü iddia etti.

8- ‘BAŞSAVCIYA VİLLA ALDIM’

Ayhan Bora Kaplan emniyetteki kayıt dışı mülakatta, dönemin Ankara Cumhuriyet Başsavcısı, bugün ise Yargıtay üyesi olan Yüksel Kocaman’a Ankara Çayırbaşı’nda villa ve bir ev aldığını söyledi. ‘M7’ kodlu gizli tanık Serdar Sertçelik, Ayhan Bora Kaplan’ın Başsavcısı Yüksel Kocaman’ın mobilyalarını aldığını, lüks otomobilini aynı marka sıfır araçla değiştirdiğini öne sürdü. Halk TV’den Seyhan Avşar’a konuşan Yüksel Kocaman iddiaları yalanladı. Operasyonu yapan polisleri, kripto FETÖ’cü olmakla suçladı. Süleyman Soylu’nun hedef alındığını iddia etti.

9- MAFYA BABASININ TAKİPSİZLİK FIRTINASI

Yüksel Kocaman, 2017-2020 yılları arasında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı yaptı. Bu dönemde Ayhan Bora Kaplan hakkında çok sayıda takipsizlik kararı verildi. Ayhan Bora Kaplan hakkında 56 soruşturma açılmıştı. 2017, 2018 ve 2019’da açılan uyuşturucu kaçakçılığından hırsızlığa, parada sahtecilikten suç örgütü kurmaya kadar suçlar yönetilen tüm dosyalar kapatılmıştı. Bu takipsizlik kararları son iddianamede eleştirildi. Suç delillerinin göz ardı edildiği ve operasyon yapılmadığı anlatıldı. Polis fezlekeleri bile beklenmeden takipsizlik kararları verildiği belirtildi.

10- KARA PARA TRAFİĞİNE KİMLER GÖZ YUMDU?

İddianamedeki MASAK raporuna göre; Ayhan Bora Kaplan ve suç örgütünün yöneticilerinin mal varlıkları 2019-2020 yıllarında açıklanamayacak düzeyde arttı. Kaplan’ın 32 şirketinin bulunduğu belirtildi ve bunlara el konuldu. Çuvallarla paranın çete ile bağlantılı bir kuyumcuda aklandığı öne sürüldü. Kaplan’ın oğlunun sünnet düğününden sonra 1 Eylül 2023 günü bankaya sünnette takıları olarak 27,8 milyon TL yatırdığı anlatıldı. Kendisine ait lüks otomobil bile 4 gün içinde kağıt üzerinde 6 kez satılarak para aklandığı öne sürüldü. Bu para trafiği MASAK radarına nasıl takılmadı?

11- AYHAN BORA KAPLAN’IN VIP FİRAR PLANI

7 Eylül 2023: Ayhan Bora Kaplan, Türkiye’den kaçmak için Ankara Esenboğa Havalimanı’na geldi. İddiaya göre; kendisine operasyon yapılacağına dair bilgiyi birileri ona sızdırmıştı. Ayakkabısının içine 50 bin euro gizlemişti ve yanında emekli uzman çavuş koruması vardı. Uçak biniş kartı ve pasaport işlemlerini VIP’te görevli bir Devlet Hava Meydanları İşletmesi görevlisi ve yer hizmetleri firması personeli tamamlamıştı.

12- POLİSLER CEZAEVİNDEN MASAJ SALONUNA GİTTİ

Ankara Organize Şube’de görevli komiser Metehan İlkyaz ve 3 polis, İzmir Cezaevi’ndeki Ayhan Bora Kaplan’ın ek ifadesini aldı. İddiaya göre daha sonra Ayhan Bora Kaplan’ın avukatıyla yemek yediler. Buradan bir masaj salonuna gittiler. Bu görüşmeler MİT ve İzmir Emniyet İstihbarat tarafında takip edildi ve görüntülendi. Polisler hesapları kendilerinin ödediğini savundu. Ayrıca bir emniyet müdürünün, Ayhan Bora Kaplan’ın avukatından 300 bin dolar rüşvet aldığı iddia edildi. Hatta bu polis müdürünün “Rüşvet değil, Menzil Cemaati’ne bağış aldım” dediği öne sürüldü.

13- ÖRGÜTÜN İKİ NUMARASI NASIL BIRAKILDI?

Ayhan Bora Kaplan yakalandığı sırada suç örgütünün iki numarası Serdar Sertçelik, KKTC’deydi. Bir aracı vasıtasıyla polislerle temasa geçti ve ifade vermek için Türkiye’ye gelmek istediğini söyledi. 7 Ekim 2023’te Ankara’ya geldi ve 9 Ekim 2023’te gizli tanık M7 koduyla 19 sayfalık ifade verdi. Davanın iki numaralı sanığı olacak ve müebbet hapsi istenecek Serdar Sertçelik, ev hapsi şartıyla serbest bırakıldı. Hakkında bu kadar ağır suçlamalar olan bir şüphelinin etkin pişmanlıktan faydalandırılmak yerine gizli tanık yapılarak bırakılması olacak iş değil.

14- GİZLİ TANIĞIN GİZLENEN İFADELERİ

Serdar Sertçelik, ifadesinde Ayhan Bora Kaplan’ın çok sayıda suçunu sıraladı. Kaplan’ın uyuşturucudan kazandığı parayla Ankara’da mekanlar satın aldığını anlattı. Kendisinin suçlarını bile itiraf etti. AKP’li, MHP’li siyasilerin, bakanların ismini vermedi. Sadece eski AKP Çankaya İlçe Başkanı Barış Kurt’un, Kaplan ile ortaklığını anlattı. Ancak dönemin Ankara Başsavcısı Yüksel Kocaman ve Ankara Emniyeti’ndeki bazı müdürlerin rüşvet aldığını öne sürdü. Buna karşın iddianamede ne Kocaman ne de bu müdürler hakkındaki iddialar yer aldı. Bu iddialar neden gizlendi?

15- ADALET BAKAN YARDIMCISININ FOTOĞRAFLARI

İsmail Saymaz’ın haberine göre; Adalet Bakan Yardımcısı Akın Gürlek’e Ayhan Bora Kaplan soruşturmasını yürüten polislerin bir iftar yemeğinden sonra avukatlarla fotoğraflarını çektiği iletildi. İddiaya göre; polisler Ayhan Bora Kaplan’a çok yakın bir isim olan Avukat Fatih Atalay’ı takip ediyordu. Gizli tanık ifadelerinde Atalay’ın Kaplan’ın sorunlarını çözdüğü öne sürülüyor. Ama Fatih Atalay davada sanık değil.

16- ELEKTRONİK KELEPÇEYLE GECE ALEMLERİNDEYDİ

Gizli tanık Serdar Sertçelik’in, elektronik kelepçeyle ev hapsindeyken 9 kez evi terk ettiği ortaya çıktı. 21 Kasım 2023 gecesi barlarda eğlenen Sertçelik, sosyal medya fenomeni Ece Ronay ile saat 05.00’te çorbacıya gitti. Burada bacaklarından vuruldu. Sertçelik, bunun kendisiyle ilgisiz bir çatışma olduğunu öne sürdü. Ama yetkililere göre; saldırgan Ayhan Bora Kaplan ile fotoğrafları olan bir suç örgütü üyesi. Bu skandalda Adalet Bakanlığı Elektronik Kelepçe İzleme Merkezi’nin de payı var. Bu kurum neden Serdar Sertçelik’in ev hapsini ihlal ettiğini bildirmedi?

17- EV HAPSİNİ İHLAL ETTİ YİNE TUTUKLANMADI

Suç örgütünün iki numaralı isminin, ev hapsindeyken gece kulüplerine gitmesi ve çorbacıda vurulması büyük bir skandaldı ve Serdar Sertçelik’in tutuklanması gerekiyordu. Ancak gözaltına alınmamasına dayanak olacak doktor raporu alınarak yine evine götürüldü. Savcı, Mahfuz Tatar cinayetiyle ilgili ifadesinin evinde alınmasına karar verdi. İnsanların sedyede tutuklandığı bir ülkede elbette bu durum akıl alır gibi değil.

18- ELEKTRONİK KELEPÇE ALARMI GİZLENDİ

Serdar Sertçelik, ev hapsini defalarca ihlal etmesine karşın firar etmesine yönelik önlem alınmadı. 26 Kasım 2023’te evinde ifadesi alındı. 45 sayfalık ifadesinde yine siyasilerden, bakanlardan bahsetmedi. Bir gün sonra Ankara Başsavcılığı gözaltına alınmasına karar verdi ama iki ayağı alçıda olan ve elektronik kelepçe takılı Serdar Sertçelik kaçmıştı. Adalet Bakanlığı Elektronik Kelepçe İzleme Merkezi de Serdar Sertçelik kayıplara karıştıktan 8 saat sonra bilgi verdi. Oysa elektronik kelepçenin çıkartıldığı anda alarm vermesi gerekiyordu. Sertçelik’in tutuklanacağını önceden haber alıp kaçtığına kesin gözüyle bakılıyor.

19- SİNAN ATEŞ KATİLLERİYLE AYNI GÜZERGAH

Serdar Sertçelik’in firarıyla ilgili Ankara Organize Suçlarla Mücadele Şubesi’nde görevli komiser Metehan İlkyaz, eski Mamak Ülkü Ocakları Başkanı ve Kılıçdaroğlu’nun 2023 seçimi döneminde danışmanlığını yapan Ramazan Kubat ile Mustafa Çotuk isimli kişi suçlanıyor. Kubat ve Çotuk’un Sertçelik’i Ankara’dan İstanbul Şile’ye götürdüğü öne sürülüyor. Bu güzergah, Sinan Ateş’in katili Eray Özyağcı’nın kaçırılmasıyla hemen hemen aynı. Eray Özyağcı’yı kaçıranlar gibi Bolu’daki Highway Dinlenme Tesisi’ne uğruyorlar. Ardından Sertçelik’i Şile’de bırakıyorlar. Sinan Ateş cinayetinde keşif yapan Suat Kurt da olaydan sonra Şile’ye götürülmüştü. Ayrıca Doğukan Çep’in Şile’de mekanları vardı. Eray Özyağcı’nın Yunanistan’a geçtiği biliniyor. Yunan askerlerince Türkiye’ye geri gönderilmişti. Sertçelik, Yunanistan’a geçmeyi başardı. İsmail Saymaz’ın haberine göre; Serdar Sertçelik firar ettikten sonra GBT’ye girmiş. Ev hapsinde olan Sertçelik buna karşın yakalanmamış. Bu firara kimlerin yol verdiğini halen bilmiyoruz.

SONUÇ: DEVLETİN ÇİVİSİ ÇIKMIŞ

Tüm skandallar Emniyet’te, yargıda yani devletteki çürümeyi de gözler önüne seriyor. Sonuçta MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli operasyonu kumpas olarak nitelendirdi ve 17-25 Aralık benzetmesi yaptı. Özellikle sosyal medyada ve Sabah ile ATV grubu yayınlarında bir darbe girişimi fırtınası başlatıldı. Gazeteci Uğur Dündar’ı asılsız suçlamalarla linç etmeye çalıştılar. Sedat Peker’ın yıllar önce başlattığı belgeli ve itiraflar içeren ifşalarına kulaklarını tıkayanlar, Serdar Sertçelik’in açıklamalarına dört elle sarıldı. İşin garibi; Serdar Sertçelik’in M7 kod adıyla verdiği 19 sayfalık ifadede ne AKP’lilerin ne MHP’lilerin ne de bakanların adı geçiyordu. Sonuçta tutuklanan 3 emniyet yöneticisinin nasıl darbe yapacağı halen anlaşılamadı. Ama özellikle MHP’nin Sinan Ateş cinayeti soruşturmasına karşı Ayhan Bora Kaplan olayını kullandığı iddia ediliyor. Aslında MHP’nin, AKP’ye karşı gücünü gösterdiği yorumu yapılıyor. Nitekim ne Cumhurbaşkanı Erdoğan ne de İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, darbe ve kumpas iddialarına katıldı. Aksine ‘bürokratik vesayet’ veya ‘FETÖ taktikleri’ derken net adres göstermediler. Belki de ‘darbe’ iddialarını gündeme getirenleri işaret ediyorlardı.

Ancak devletin çivisinin çıktığını artık kimse gizleyemiyor...”