Barış düşmanlar arasında yapılır.

Bahçeli’nin Öcalan’a “silahı bırakın, teslim olun” sözlerini bu açıyla değerlendiriniz. 

Eğer barış yapılacak ise; örgütü kuran, ellerine silah tutuşturup kan dökme emrini veren Öcalan ile müzakere yapılması gerekmiyor mu?

Liberal solcular “S. Demirtaş” adını ileri sürüyor. Niye? Düne kadar Demirtaş için “PKK ile ilgisi yok” diyorlardı, ne değişti?

Barış yapmak kolay değildir; hele düşman tek değil ise!

Yirmi yıl önce Erdoğan’ın Diyarbakır konuşmasıyla başlayan “çözüm süreci” ilk değildi, benzer görüşmeler önce de yapıldı. Tüm bunlar -Oslo görüşmeleri gibi- ABD/Batı/NATO gölgesindeydi. 

İşte... Kimileri halen devreye bu küresel güçleri sokma eğiliminde!

Atatürk’ün sözünü hatırlatmalıyım:

-“Biz barış istiyoruz dediğimiz zaman tam bağımsızlık dediğimizi herkesin anlaması gerekir.”

Mesele tam da budur. 

Konuyu komşumuz Gürcistan üzerinden açmak istiyorum:

Hafta sonu seçimler oldu, biz pek ilgilenmiyoruz!

Oysa bu; Ukrayna-Rusya savaşına da ışık tutuyor. Keza: Ortadoğu’da PKK gibi örgütleri kullanılarak yapılan vesayet savaşlarına da ışık tutuyor...

Kapışmanın asıl taraflarını bilmek zorundasınız:

★★★

Tarih: 26 Ekim 2008.

Ergenekon kumpas duruşmaları Silivri’de başladığında Hürriyet gazetesinde “Başka Ergenekon’u yazdım kimse üzerine alınmasın” başlıklı yazı yazdım:

“Slovenya, Hırvatistan, Sırbistan, Ukrayna, Gürcistan gibi renkli devrimlere sahne olan ülkelerde de birer ‘Ergenekon Davası’ olduğunu biliyor muydunuz? Bu ülkelerde de siyasi parti liderleri, askerler, kanaat önderleri, gazeteciler tutuklandı. Ardından yandaş medya yayınları başladı: Bunlar darbeci! Sahi, gerçekte bu ülkelerde neler olmuştu?”

İlk olarak Gürcistan’ı yazdım; Soros destekli renkli devrim sürecini ayrıntılarıyla anlattım. 

Batı karşıtı ulusalcılar “darbeci” diye hapse atıldı.

Kumpası yapanlar benzerini Sırbistan’da yapmıştı. Aynı isimler Gürcistan’da görev başındaydı: ABD büyükelçisi  R. Miles, Soros destekli “Özgürlük Enstitüsü” kurucusu G. Bokeria Belgrad’dan Tiflis’e gelen ekiptendi. Sırbistan’daki renkli devrimin mimarlarından M. Blagojevic gibi, Soros destekli CeSID (Özgür Seçimler ve Demokrasi İçin Yurttaş Girişimi) üyeleri de Gürcistan’a gitti. 

Tiflis’in yolunu tutanlar arasında, Soros tarafından finanse edilen Sırp öğrenci grubu Otpor’un kurucusu A. Maric, S. Popovic, S. Djinovic de vardı. Görevleri “seçim gözlemciliği” yapmaktı! 

O günlerde “Taraf”ını açıkça belli eden, Soros destekli yayınlar hayata sokuldu: 24 Saat gibi... 

Abhazya ve Güney Osetya’daki ayrılıkçılar kışkırtıldı. Vs. Vs.

Ve:

★★★

2 Kasım 2003 seçimlerine “hile karıştırıldı” diye “Soros birlikleri” sokaklara döküldü. CNN harekete isim buldu: Gül Devrimi.

Sonuçta E. Şevardnadze düşürüldü, Soros’un adamı M. Saakaşvili devlet başkanı yapıldı.

Saakaşvili iktidara gelir gelmez; NATO, İsrail ve (Ukrayna’da Soros destekli “Turuncu Devrim” yapan) V. Yuşçenko desteğiyle silahlandı. Askerlerini Pentagon eğitiyordu!

Bugün Ukrayna’da olduğu gibi o dönem Rusya- Gürcistan Savaşı çıkarıldı. Kışkırttıkları Abhazya ve Güney Osetya’yı kaybettiler!

Gelelim bugüne: 

Hafta sonu Gürcistan’da seçim oldu; Batı’ya mesafeli Gürcistan Rüyası-Demokratik Gürcistan Partisi farkla kazandı. Soros destekli muhalifler yine ayaklandı; “seçim sonucunu tanımıyoruz!”

Yani:

Sadece Ukrayna değil, sadece Gürcistan değil bölgede Batı’nın ipine sarılanlar ile tam bağımsızlıkçı ulusalcılar arasında mücadele sürüyor.

Bahçeli açılımına” bu pencereden bakın. Evet, barış yapmak hiç kolay değil. “Oyun kurucu olmak” isteyen rakiplerinizi iyi tanımanız şart. 

Atatürk’ün sözünü daima hatırlayınız...