Savaş, bir oyundur ama çocuk oyunu değildir. Çünkü, hem getirisi hem de götürüsü çok yüksektir. Başta galip gelmenin verdiği muhteşem manevi tatmin olmak üzere, savaş eğer kazanılırsa, kazanan tarafa yer üstü ve yer altı servet de getirir. İktisatçı diliyle savaş bir “girişim/teşebbüs” tür. Girişim yerine “oyun” sözcüğünü tercih etmemin sebebi, konuyu Oyun Kuramı’na (Game Theory) göre anlamaya çalışacak olmamdır. Kurama göre her oyunda sadece “iki” taraf (oyuncu) vardır. (Biri ben veya biz diğeri o veya onlar.) Taraflar, birden fazla oyuncudan oluşabilir. Oyuncular kaç kişi veya savaşta kaç ülke olursa olsun neticede bu ittifaklar “bir” tarafı oluşturur. Teori bize tarafların, mantıklı (rasyonel yani iktisadi) davranırken nasıl olup da irrasyonel (gayri iktisadi) bir sonuca sürüklenebileceğini açıklar. Bunun kök sebebi tarafların “rakiple/düşmanla” uzlaşmaktan yani barışmaktan korkmasıdır. Hal böyle olunca da taraflar ancak “kazan-kazan” değil “kaybet-kaybet” köşesinde buluşur.

FİLİSTİNLİLERİN ACISINI DİNDİRMEK Mİ, YOKSA İSRAİL’İN BURNUNU SÜRTMEK Mİ?

Şu kabul edelim ki, Türkiye, Filistin davasında değil ama Hamas-İsrail savaşında dünya devletlerinin yüzde 90’ı ve üyesi olduğu NATO ile aynı fikirde değil. Üstelik, acaba biz mi yanlış düşünüyoruz diye kendimizi hiç sorgulamıyoruz. Bu feci savaşı Hamas başlattı. Amacı Gazze halkının refahını artırmak değildi. Stratejik hedef, Filistin’de yaşayan Arapları ezerek 1948’de devlet kuran Yahudileri, topraklarından söküp atmaktı. Hamas, Gazze’ye sınırdaş bir İsrail kasabasına 7 Ekim 2023’te baskın yapıp çoğu sivil ve kadın, yaklaşık 1.200 kişiyi öldürdü ve 250 kişiyi de rehin aldı. Hamas İsrail’in bu baskına gaddarca karşılık vereceğini biliyordu. Hesapça, böylesi bir tutum dünya kamuoyunda İsrail aleyhine büyük bir dalga yaratacak ve statüko mutlaka değişecekti. Nitekim İsrail karşıtlığı tavan yaptı. Ama aynı şekilde Hamas karşıtlığı da Arap ülkeleri dahil birçok ülkede yükseldi. Trump bu savaşı da bitireceğini söylüyor. Soru: Türkiye muhalefeti ve iktidarıyla, Gazze’de yaşanan insanlık faciasının sona ermesini sağlayacak önlemleri mi yoksa Hizbullah ve İran’ın yardımıyla İsrail’i yenip tüm Yahudileri Filistin yurdundan sürmeyi amaçlayan Hamas’ı mı destekleyecek?

ENFLASYONLA MÜCADELE

1. Hamas-İsrail savaşı,

2. Kuzey Suriye’deki askeri varlığımız,

3. Türkiye’nin BRICS’e katılma girişimi,

4. S-400/F-35 açmazı,

5. Kıbrıs’ın kalıcı statüsü ve de

6. Kürt meselesi, enflasyonla mücadelede izlenmesi gereken maliye politikasını zora sokmaktadır. AKP’nin başarısız icraatını görüyorum. İktidar adayı CHP’nin tercihlerini ise bilmiyorum. Ancak son haftalarda çok önemli bir olay cereyan etti. Seçilmiş Kürt belediye başkanlarından dördü, kamu kaynaklarını (gönüllü veya gönülsüz) PKK’ya aktarıyor ve PKK temsilcilerine belediyede oda veriyor gerekçesiyle görevden alındı. Önce Genel Başkan Özgür Özel, daha sonra CHP’nin ağır topu İBBB Ekrem İmamoğlu Mardin’e gidip, yerine kayyum atanan Ahmet Türk’e “iktidarda olsaydık, sizi görevden almazdık” mesajı verdi. Bu suretle CHP’nin Kürt meselesini AKP’den farklı bir şekilde çözmek niyetinde olduğuna dair bir ipucu elde etmiş olduk. Şimdi sıra başta Hamas-İsrail savaşı olmak üzere yukarıda sıraladığım diğer sorunlar karşısında Türkiye’nin alması gereken pozisyonlar hakkında CHP’nin düşündüklerini anlatmasına geldi.

Son söz: Barıştan korkan, savaşı sürdürür.