1968 yılında, 15 yaşındaki Vladimir Putin, yılın Sovyet dizisi Kalkan ve Kılıç’ı soluksuz izledi. Dört bölümlük dizi, Almancaya olan ustalığı sayesinde Üçüncü Reich’ın (Nazilerin) en derin sırlarını ortaya çıkaran SS subayı Johann Weiss’in maceralarını anlatıyordu. Aslında Weiss, Komünist bir ajandı.
Putin, bu yüzden lisede Almanca okudu, KGB’ye gitti ve gizli bir hayat için gönüllü oldu.
SSCB; kapitalist Batı’nın gerisindeydi. Ancak ABD’nin sahip olmadığı bir silahı vardı: Uyuyan ajanlar. Bu kahramanlar James Bond’un tam tersiydi, düşmanın yuvasına karışabilen, martini aşılanmış cesaret ve öldürme ehliyeti ile değil; sabır, zekâ ve anavatana hizmet için keşiş benzeri bir fedakârlık ile hayatta kalabilen bukalemunlardı.
KGB genç Putin’e yasadışı olarak Avrupa’da kaybolma şansı vermedi, ancak daha sonra 1980’lerde Dresden’e atanan bir subay olarak birkaçını yönetti.
Sovyetler’in çöküşü, yurtdışında mahsur kalmış, hâlâ gizlice yaşayan, kaybolmuş bir imparatorluktan emir bekleyen bir uyuyan ajanlar ağı bıraktı. Milenyumun başında Putin başkan oldu ve genç bir adamken özümsediği programı yeniden canlandırdı.
★★★
Hikayemiz, Slovenya’nın sakin bir mahallesinde başlıyor. Görünürde her şey sıradan: Bakımlı bir bahçe, tertemiz bir aile arabası ve her sabah çocuklarını okula bırakan bir çift. Ama bu evin içinde bir sır yatıyordu, üstelik uluslararası dengeleri değiştirebilecek kadar büyük bir sır.
Maria ve Ludwig diye bilinen bu çift, aslında Rusya’nın en iyi eğitimli ‘uyuyan ajanlarından’ biriydi. Gerçek adları Anna ve Artem’di. Arjantinli bir aile gibi davranarak Slovenya’ya taşınmışlardı. Çocukları bile onların gerçek kimliğini bilmiyordu. Günlük rutinleri, sıradan bir aileninkinden farklı değildi. Ancak Maria, AB bürokratlarının ofislerini dinliyor, Ludwig ise web sitesi tasarımı gibi bir işin arkasına saklanarak bilgi topluyordu. Kremlin bu piyadelere Putin’in ‘görünmez cephesi’ diyordu.
Bu hikâye, birçoğunuza çok izlenen The Americans dizisini hatırlatabilir. Reyting rekoru kıran dizide, 1980’lerde ABD’ye yerleşmiş bir Rus ajan çiftin, sahte kimliklerle sıradan bir Amerikan ailesi gibi yaşarken yürüttükleri tehlikeli casusluk faaliyetlerini izliyorduk.
Ama Maria ve Ludwig’in hikâyesi, gerçeğin kurgudan ne kadar güçlü olduğunu kanıtlıyor. Çünkü bu çift, sadece kurgusal bir senaryonun değil, Putin’in yıllardır yeniden canlandırdığı bir geleneğin parçasıydı.
★★★
Slovenya’nın istihbarat başkanı Josko Kadivnik, bu sessiz evin arkasındaki gerçeği keşfettiğinde MI6’nın verdiği sınırlı bilgilerle büyük bir operasyon başlattı. 2022 Aralık sabahı, Maria ve Ludwig’in evine sessizce girildi.
Evin her köşesi arandı. Masum görünen bir buzdolabı bile büyük bir sır saklıyordu. Gizli bir bölmede yüklü miktarda nakit para ve elektronik cihazlar bulundu. Bu cihazlar, çiftin yalnızca bir casus ağına olan bağlantısını kanıtlamakla kalmadı; aynı zamanda Rusya’nın casusluk faaliyetlerinde nasıl sofistike yöntemler kullandığını da ortaya koydu. Örneğin, cihazlardan biri, eski dönemlerden kalma bir yöntemi modern şifreleme teknikleriyle birleştiriyordu. Rus istihbaratının şifreli mesajlar için kullandığı, daha önce hiç görülmemiş USB bellek cihazları asla açılamadı. Analiz için CIA’ya gönderilmesine rağmen...
Maria ve Ludwig, çocukları okuldayken tutuklandı. Sıradan hayatlarının maskesi bir anda düştü. Evin salonundaki masada yarım bırakılmış bir kahvaltı tabağı duruyordu. Çiftin bir daha normal bir gün geçirmesi mümkün olmayacaktı.
★★★
O casus çiftin çocukları, bu yıl ağustos ayında Moskova’ya getirildiğinde, anne babalarının ve kendilerinin Rus olduğunu uçakta öğrendi. Havaalanında onları uçağın kapısında Putin, İspanyolca “Buenas Nochez” diye gözyaşları içinde karşıladı zira çocuklar tek kelime Rusça bilmiyordu. Onları evlatları gibi öpüp kokladı.
Avrupa 2022’den bu yana 400 Rus diplomatı sınır dışı etti. Bazıları uyuyan ajan -ölülerden alınan sahte kimlikleri kullanan Rus ‘hayaletler’- en az 15 casusu tutukladı.
Bu hikâye, yalnızca bir casusluk örneği değil, aynı zamanda Putin’in, Trump gibi liderlerin alaycı ve kısa vadeli hamlelerini gölgede bırakacak kadar karmaşık bir stratejiye sahip olduğunun kanıtı.
Satranç tahtasında, taşlarını sabırla ve öngörüyle oynayan Putin, Trump’ı çırak çıkarabilir. Ya da şöyle diyelim, milyoner Trump, ekibiyle monopol oynamaya heveslenirken, karşılarında Rus ruleti çeviren bir ekip bulabilir.