"Atatürk, Çankaya Köşkü’ne fon olarak getirdiğimiz kara örtünün önüne geçti ve nutkunu irada başladı. Makine işliyor, Şef’in sesi kaydediliyordu. Bu arada kapının önünde Bayan Afet(İnan), bir milletvekili ve Kazım Karabekir belirdi. Üçü de yüksek sesle konuşuyorlardı. Atatürk durup onlara seslendi: Susunuz, film çeviriyoruz! Sinirlendi, bırakalım dedi. Filmciler ısrar edince devam etti. İyi gidiyordu ki bahçıvanla birkaç kişi kapının dibinde gülüşmesin mi? Atatürk bu kez gürledi: Ne o, biz burada komedya mı oynuyoruz..."

Gazeteci yazar Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu meşhur Deli Nizam, yazdığı romandan uyarlanıp Muhsin Ertuğrul’un yönettiği 1932 yapımı Bir Millet Uyanıyor filminde ‘oynamayı’ kabul eden Atatürk’le yapılan deneme çekimini böyle anlatıyor anılarında.

Atatürk, filmin 50. dakikasında çıkıyor sahneye. Askerleri selamlıyor, kameraya bakıyor.

***

7 düveli topraklarından kovan, saltanata son veren, devrimler yapıp dünyaya yetişmek için koşmaya başlayan ve Bir Millet Uyanıyor’u yazdıran o milletin bugün vardığı yer ise hazin!

Romanı yazılıp, filmi çekilse adı kesin, Bir Millet İdare Edemiyor olur.

Büyüklerimizden başlayalım...

Erdoğan emeklilere ‘ek zam’ için yılbaşını işaret etmişti. Yaşlı başlı insanlar eyleme başladı. Kimi yürüyor, kimi oturuyor, kimi kuru ekmekle anlatmaya çalışıyor derdini. Polis izin vermiyor ama onlar da izin istemiyor zaten kimseden. Eylemler çığ gibi. Topluca hareket etmeseler de sloganları ortak: İdare edemiyoruz!

Memur ve memur emeklisinin hakları için masaya oturan iktidarın çok sevdiği Memur-Sen de idare edemiyor artık! Düşünceli(!) davranıp yüzde 70 zam istediler, el ele diz dize oldukları iktidar yüzde 23 verdi... Memur-Sen başkanı bile, ‘idare edemeyiz, asla kabul etmeyeceğiz’ dedi!

İş dünyasının temsilcileri cumhurbaşkanı yardımcısı ve 7 bakana dert anlattı. Dert ortaktı: Vergileri ödeyemiyoruz, reform yapılmalı. Piyasa durgun, para yok. Bankadan kredi istiyoruz, verilmiyor. İdare edemiyoruz! Yılmaz da şunu dedi onlara: 1.5-2 ay idare edin, düzelecek.

AKP Merkez Karar Yönetim Kurulu üyesi Metin Külünk halkın ‘idare edemeyecek hale’ geldiğini gördü ki süper bir öneri sundu! AKP ile köşeyi dönenlere seslenerek, “İlk 100 bin zengin biz burada kazandık, Türkiye’nin önünde zor bir dönem var taşın altına elimizi sokuyoruz sayın Cumhurbaşkanım demeli” dedi.

Sarayın kankası TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da bir milyon 200 bini aşkın kayıtlı firmanın sıkıntısını gizleyemiyor(!) artık. Durumun ‘idare edilemediğini’ anlatmak zorunda kalınca şunları dedi: “KOBİ kredilerinde yaşanan daralma zincirleme etkiyle ülkenin ve sektörlerin tamamına olumsuz yansıdı. Finansmana erişimde büyük zorluklar yaşıyoruz. Dikkat edilmesi gerekiyor.”

“Yoksulluk hem fiziksel hem de ruhsal sağlığı şekillendirir. Yoksul biri sağlığı bozucu etkilere açıktır. Yoksulluk ruh sağlığımızı da bozdu. Üstelik onlar tedavi de olamıyor. Türkiye’yi bekleyen yeni bir tehlike yok. Biz zaten çok uzun yıllardır tehlike içindeyiz! Son dönemde en vahşi şekilde hissediyoruz” diyen, yani yoksulların artık idare edemediğine ruh hastası olduklarına dikkat çeken ben değilim! Saygın psikiyatristlerimizden Prof. Dr. Burhanettin Kaya...

Bir ara, “Rabbim, ömrümü ona ver. Ömrüm annemin ak sütü gibi helal olsun cumhurbaşkanım” diyen AKP’li Bolu Belediye meclis üyesi Hacer Çınar da ‘idare edemeyip’ dönenlerden. Sağlık İş Sendikası Bolu şube başkanı olarak yaptığı basın açıklamasında, “Domatesin, biberin yüzünü göremez olduk. Bunlar olurken sabrettik. Ama bitti! Sabrımız bitti” dedi!

Mersin’de çiftçilik yapan, medya fenomeni de olan, Cumhurbaşkanlığı seçiminde, “Erdoğan’ın olduğu yerde bereket olur. Kemalim soğanla ülke yönetilmiyor” diyen Ahmet Koparan’ın da idare teli kopmuş! Artık “Ulan arkadaş, hükümeti diktik ama onlar da bizi dikti valla. Sayın cumhurbaşkanım biz seni diktik ama sen de bizi diktin. Ocağımıza incir ağacı diktin ya” diyor.

Bebeğine aldığı mamaya her hafta okkalı zam gelen annelerden sadece imam hatipliler işsiz kalmıyor, ben de imam olacağım diyen çocuğumuza, esnaftan pazarcıya, kese atacak müşterisi azalan tellaktan taksimetre açmayan taksiciye, 7’den 70’e, hatta Allah sizi inandırsın, “pahalılık bunalttı” diyen dünya liderimize kadar idare edemiyoruz artık.

40 yıla yakındır gazetecilik yapıyorum, herkesin ‘böyle gitmez’ dediği bir dönem görmedim. Bu gidişle memleketin idare edemeyenleri seçime daha 4.5 yıl falan var demez, sandığı ortaya koyar. Bir Millet İdare Edemiyor filminde başrol üstlenir!