Bütün ülkeyi derinden sarsan Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremleri Adana’da 500 canımızı yitirmemize sebep oldu.
İnşaat Mühendisleri Odası’nın verilerine göre ise Adana’da 2988 ağır hasarlı, 4 bin 949 orta hasarlı ve 40 bin 498 adet de hafif hasarlı bina var. 

Orta hasarlı binaların da devlet tarafından bir süre sonra ağır hasarlıya çevrildiğini ve buraları için de yıkım kararı alındığına göre demek ki 8 bin bina için bir yıkım söz konusu olacak. 

Tabi 40 bin civarındaki hafif hasarlı binanın da güçlendirilmesi gerek.

Tabi ki öncelik büyük hasar görmüş, tehlike arz eden binalarda.

Bunlardan bir kısmı yıkılırken, bir kısmında ise adeta hem depremle, hem yasalarla, hem de insan canıyla alay eder gibi yaşam sürüyor.

Nasıl mı?

Mesela Turgut Özal Bulvarındaki ünlü bir müteahhit tarafından yapılmış olan ve yıkılacak iki blok apartmanın altındaki ünlü bir pastane, hiçbir şey olmamış gibi açık ve müşteri kabul ediyor. 

Müşteriler de sanki o binayı sahipleri can korkusuyla terk etmemişler gibi o binanın altında keyif çatıyorlar. 

Oysa üstündeki bina sahipleri tarafından tamamen boşaltılmış.

Niye?

Tehlikeyi olduğu ve olası küçük bir depremde bile yıkılma riski ya da deprem olmadan bile tehlike arz ettiği için.

Aynı şekilde çevrede yine büyük bir deprem hasarlı ve boşaltılmış apartmanın altındaki kahvehane tıklım tıklım dolu.

Bu nasıl iş anlayamadım?

Bir seyyar satıcı ekmek parası için kaldırımda tezgah açsa, derhal ekipler geliyorlar ve (elbetteki haklı olarak) o vatandaşın orada bulunmasına izin vermiyorlar. 

Peki koca pastanelerin, kahvehanelerin, hasarlı binaların altında tıklım tıklım insanlarla dolu olarak hizmet verilmesine nasıl ve neden müsaade ediliyor.

Bunu denetleyen kurum yok mu?

Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Adana’daki müdürlükleri, belediyelerin çevre müdürlükleri, kaymakamlıkların ilgili birimleri bu işin denetleyicisi değiller mi?

Önemli olan tekerlek kırılmadan yol göstermektir.

Ben de buradan gazetecilik görevimi yaparak yetkilileri uyarıyorum.

Lütfen bir an önce insan sağlığını tehlikeye sokan, olası faciaya davetiye çıkaran bu uygulamalar için gereğini yapınız. Sonradan ah, vah etmenin bir faydası olmuyor çünkü!...