Diyarbakır’ın köyünde 21 Ağustos’ta kaybolan, arama çalışmalarının ancak 19’uncu gününde cesedi bulunan Narin Güran’ı kim ya da kimlerin öldürüldüğü aradan neredeyse bir ay geçmesine rağmen net olarak bilinmiyor. Bir köy yerinde, herkesin herkesi tanıdığı, çoğunun birbiriyle akraba olduğu köyde, birisinin başına bir şey gelmesi halinde, bunu kimin, kimlerin yaptığını köy halkının çoğu bilir.
Anlaşılan şu: Köylülerin üzerinde büyük bir korku yaratılmış. O yüzden kimse çıkıp da gerçeğin ne olduğunu açıklayamıyor. Katilin bulunması geciktikçe, Devlete olan güven azalıyor. Güvenlik birimleri görünürde yoğun çalışma yapıyor ama cinayetin işlenmesiyle ilgili sağlıklı bilgi elde edilemiyor. Soruşturma aşamasında her şey ortaya dökülüyor ve buna göre de karşı tarafın önlem aldığı anlaşılıyor.
YARDIM EDENE ÖDÜL
Bu ülkenin yetişmiş, en karmaşık cinayetleri kısa sürede çözen güvenlik görevlileri var. Bu ülkede yetişmiş kıymetli soruşturmacıları, sorgulamacıları var. Bu ülkede sorgulamalar yapılırken gerekirse bilim insanlarından yararlanma olanakları var. Ama köyde meydana gelen cinayette kim doğru söylüyor, kim güvenlik birimlerini yönlendiriyor, kim olayı farklı yönlere çekip cinayetin aydınlatılmasını engelliyor bunların hemen ortaya çıkarılması gerekirdi.
Bunca teknik olanaklara rağmen, 8 yaşındaki kızımız Narin Güran’ı kimin, niçin öldürüldüğü ortaya çıkarılamıyor. Cinayetin para karşılığı işlendiği de ortaya atılıyor. Devlet, yeri geldiği zaman karanlık bir olayın aydınlatılması için “para ödülü” verebiliyor. Madem, bu olay normal yollarla çözülemiyorsa, olayın aydınlatılmasında cinayeti aydınlatacak ihbarcıya para ödülü verilmeli. İnanın, “Bilmiyorum, görmedim, duymadım” diyenler arasında olayı aydınlatacak hiç ummadık isimlerin vereceği bilgilerle önemli adımlar atılmış olur. Devlet de, cinayeti aydınlatamıyor ayıbından bir an önce kurtulur.
OYUNA GETİRİLDİ
Jandarma arama yapıyor, ceset bulunamıyor. Arama-tarama çalışmasında jandarmayı yönlendiren, cesedin bulunmaması için çaba içinde olanlar bulunduğu da göz ardı edilmemeli. Olayı çarptırıp, cesedin bulunduğu yerde arama yapılmaması da günlerce önlendi.
Görünen o ki, güvenlik görevlileri “arama” adı altında köylüler tarafından hedefleri şaşırtıldı. Güvenlik birimleri oyuna getirildi. Düşünün, cinayetin işlendiği köye bakanlar gidiyor, açıklamalar yapıyor, bütün televizyonların ana gündemi “Narin cinayeti” olmasına rağmen cinayet bütün yönleriyle aradan bir ay geçmesine rağmen aydınlatılamıyorsa, bu işin içinde başka işler var demektir. En karanlık ve karmaşık olayları aydınlatan güvenlik birimlerimize ne oldu? Evet, bir an önce “Cinayeti aydınlatana para ödülü” konusu gündeme getirilmeli.
İfadelerde, öldürülen Narin’in cenazesinin 200 bin lira karşılığında çuvala konulup gömüldüğü geçti. Olayı bilip de başı belaya girmesin diye sessiz kalan, vicdanı rahatsız olan vardır. Ama, işin içine para ödülü konulursa, isminin açıklanmayacağı güvencesi verilirse, konuşma olasılığının yüksek olduğunu da yaşanmış olaylara göre ifade eden güvenlik görevlileri var. Biz de o görüşleri hatırlattık.
DİYANET, MÜFETTİŞ GÖREVLENDİRMELİ
Psikolog ve psikiyatristlerden oluşan bir grup, kendi aralarındaki yazışmalarda farklı bir konuya dikkat çekiyor. O yazışmayı yorumsuz olarak aktarıyorum:
“8 yaşında vahşice öldürüldüğü anlaşılan toplumda tüm insanlarda büyük infial yaratan dünya güzeli Narin kız çocuğunun köyde gittiği ifade edilen televizyonlarda gösterilen haber yapılan kuran kursu imamı da, kurs eğitim programı da incelenmelidir . Aynı şekilde Adalet Bakanlığı ilgili cumhuriyet savcıları da olaya ilişkin ayrıca inceleme başlatmalıdır .
Türkiye Cumhuriyeti anayasasında belirtilen laik, demokratik, hukuk devleti için bu incelemeler ülkemizin güvenliği, insanların vicdanları adalet, hukuk, eğitim düzenine güven duymaları için gereklidir. Kamu vicdanı için bu incelemeler tarafsız yapılarak kamuoyu ile en kısa (bir ay içinde ) zamanda paylaşılmalı, toplum bilgilendirilmelidir.”
Vali, 4-6 yaş çocukları için açılan Kuran kursunda neler söyledi
Türkiye genelinde geçen yıl 4-6 yaş grubu çocuklar için Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından açılan Kuran kurslarına 230 bin çocuk katılmıştı. Bu yıl, sayının daha da artması bekleniyor.
Rize İl Müftülüğü ile Güneysu İlçe Müftülüğü koordinesinde hayırseverlerin destekleriyle yapımı tamamlanan Güneysu- Ortaköy Müderris Molla Ömer Efendi 4-6 yaş Kuran kursu dualarla, konuşmalarla açıldı.
EN FAZLA HİZMET EDEN ŞEHİR
Kuran-ı Kerim tilaveti ile başlayan programda konuşan Rize Valisi İhsan Selim Baydaş şunları söyledi:
“Çok güzel bir müessesenin açılışında bir aradayız. Bu şehir, Kuran’a en fazla hizmet eden bir şehirdir. Cumhurbaşkanımız bu şehirdendir. Ülkemiz adına, milletimiz adına, ümmet adına, devlet adına yapmış olduğu hizmetleri için kendisine dua ediyoruz.
Yine burada ilmiyle öne çıkan, ahlakın, maneviyatın, mukaddesatın yerleşmesi adına ömürlerini Kuran’a hizmetle geçiren değerlerimizi hayırla yad ediyoruz.
Bugün burada 33’üncü 4-6 yaş kursumuzu açıyor olmamız mutluluk verici bir şey. 4-6 yaş kursların ilki de yine Güneysu ilçemizde açılmıştı. 4-6 yaş kurslarımızı gelecek nesillerin inşa edilmesi adına önemli bir hizmet olarak görüyorum. Akleden, fikreden, emek veren, mesai harcayan, gayret gösteren, yardım eden herkesten Allah razı olsun. Müessesenin hayırlı ve bereketli olmasını diliyor, burada uzun yıllar talebe yetişmesini Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum.”
4-6 yaş grubu çocukların gönderildiği Kuran kurslarının açılışında dualar edildi, bu sayının daha da artırılması için çalışmaların devam edeceği belirtildi. Tören, öğrencilerle fotoğraflar çektirilmesiyle bitti.