Türk-İş’in asgari ücret masasından kalkmasından sonra zor durumda kalan hükümet, durumu kurtarmaya çalışıyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı toplantıdan önce işçi sendikalarını ziyaret ederek, sanki asgari ücret belirlenirken işçinin de görüşü alınmış görüntüsü vermek istiyor.
Türk-İş’in bu kez komisyonda yer almayacağı konuşulmaya başladığında, “Hükümetin sadece işverenle birlikte asgari ücreti belirlediler” izleniminden çekineceğini, bir yöntem bulacağını söylemiştik. Ancak hükümet ilk kez işçisiz bir asgari ücret masası kurmayı kabul etmek zorunda kaldı. Ancak görünümü yumuşatmak için de makyaj yöntemleri devreye soktu.
Başta Türk-İş olmak üzere sendika yöneticilerinin bu kez büyük bir taban baskısı altında kaldıkları bir gerçek. Sendikalar masadan bu kez asgari ücretin açlık sınırının altında kalan zam oranı kararı çıkma ihtimalini göze alamadılar. Bu nedenle, tüm siyasi baskılara rağmen komisyonda yer almadılar.
Aslında Ergün Atalay yıllardır, asgari ücretli kesimi temsil etmedikleri için komisyonda yer almamaları gerektiğini söylüyor. Son olarak çareyi, Türk-İş heyetine asgari ücretli işçileri alarak, durumu düzeltmeye çalıştılar ama o da sonuç vermedi.
Türk-İş bu kez komisyonda yer almamak konusunda ısrarcı oldu. Komisyon yapısının değiştirilmesi, kamu temsilcilerinin olmaması istendi ama buna da hükümet yanaşmadı. Belki de işverenler böyle bir formülde, işlerinin çok zor olacağını görerek, bu formülü kabul etmediler, bilemiyoruz.
Sonuç olarak işçilerin olmadığı bir asgari ücret komisyonu, yeni yılın asgari ücret rakamına karar verecek. Yani sadece işverenler ile hükümet biraraya gelip yeni asgari ücreti belirlemiş olacaklar.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın bu işi layıkıyla yürütemediğini, son komisyon krizinde de çok açık gördük. Zaten Bakan Işıkhan, işçi-işveren ilişkileri ve iş barışı konularında, eşitlikçi bir tutumu şimdiye kadar gösteremedi. O nedenle sendikalarla arasının pek iyi olmadığı da biliniyor.
GÖRÜNTÜYÜ KURTARMA ÇABASI
Bakan Işıkhan hatasını örtmek için çeşitli yollar denemeye başladı. Komisyona katılmayacağı kesinleşince, Türk-İş’i ziyaret edip görüşme yaptı. Arkasından ikinci büyük konfederasyon olan Hak-İş’i ziyaret edip, “sanki işçilerin büyük bölümünün konuyla ilgili fikrini almış gibi yapmaya” çalışıyor.
Işıkhan, Türk-İş’deki toplantıdan sonra yaptığı açıklamada, “Türk-İş’in kararında değişiklik yok. İşçilerden aldığım bilgileri komisyonla paylaşacağım. Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz. Ortak bir noktada buluşacağımıza inanıyorum” dedi.
Bakan Işıkhan, Hak-İş başkanıyla yaptığı konuşmadan sonra da benzer sözler etmiş ama “Masada işçi kesiminin olmaması çok önemli bir eksiklik değil” de demiş. Belli ki makyaja dönük çabaların gerçeği örtemediğini görüp, artık işi işçilerin katılımının önemli olmadığını söylemeye kadar vardırmış.
İşçi Konfederasyonları, Bakan “size geliyor” deyince , tabi ki “gelmeyin” diyemezler. Türk-İş Başkanı Atalay’ın, komisyona katılmayacaklarını açıklarken, kendisini, “Ama bu, şu demek değil; yani orayı protesto edelim, sabote edelim. Öyle bir niyetimiz hiç olmadı” demek zorunda hissetmesi de dikkat çekti.
Sonuçta tablo açık; hükümet ne kadar işçi görüşü alınıyormuş gibi yapmaya çalışsa da asgari ücret ilk kez sadece işverenle belirleniyor.