[imza_template desc="Sevgim Begüm YAVUZ,Ali Selim YAMANLI" arry="Sevgim Begüm YAVUZ,Ali Selim YAMANLI"][/imza_template]
TİP Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında AYM’nin hak ihlali kararının ardından 6 gündür karar çıkmadı. Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde Can Atalay’ın kararını bekleyen TİP Genel Başkanı Erkan Baş, milletvekilleri Sera Kadıgil, Ahmet Şık; 13. Ağır Ceza Mahkemesi kalemine çıktı. Milletvekilleri ve Can Atalay’ın avukatları daha sonra bilgi almak için kaleme girmek istedi. Girişleri engellenince de tartışma, arbede çıktı. Çevik kuvvet de adliye içinde önlem aldı.
“BİLGİ ALMAK İSTEYİNCE KAPILAR YÜZÜMÜZE ÇARPILDI”
Bunun üzerine TİP Sözcüsü Sera Kadıgil, arbede sonrası avukatları Çağlayan Adliyesi'ne çağırdı. Sera Kadıgil adliyede yaşanan arbedeyle şu açıklamayı yaptı:
* "Savcı ve hakime ulaşmak istedik. Hakim bey haber yolladı halen iştişareler sürüyormuş. Bugün içerisinde bize bilgi vereceklermiş. Az önceki arbedenin nedeni ne buradaki avukatlardır ne milletvekilleridir ne de görevli memurlardır. Sebebi idari müdürdür. Yanımızda 50 avukatla biz buraya geldik. Tek amacımız her normal vatandaş gibi kalemden bilgi almaktı. Kalem müdürü ‘buyursun gelsinler’ derken üç milletvekili üç avukat, içeri girecekken idare amiri bir anda hışımla gelip kapıları üstümüze kapatıp, biri genel başkan üç milletvekilini içeri almayacağını söyledi.
* Bunun üzerine biz girip bilgi alacağımızı söyleyince kapılar yüzümüze çarpıldı. Buraya onlarca güvenlik dizildi. Bu olaylar bu sebeple çıktı. Bunu da herkesin bilmesini istiyorum. Adına saray takmalarının sebebini buradan çok net anlayabiliyoruz. Sanıyorum bu uygulamaları yapabilmek için buraya eskisi gibi adliye değil de saray adını veriyorlar. Biz buradayız. TİP olarak Can’ın arkadaşları olarak tüm arkadaşlarımızla birlikte 13.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 6 gündür gerekeni yapmasını bugün burada beklemeye devam edeceğiz. Can Atalay’a özgürlük."
“HERKESİ MİLLETVEKİLİMİZİN TAHLİYESİ İÇİN MÜCADELEYE ÇAĞIRIYORUZ”
Yaşanan olayın ardından TİP Genel Başkanı Erkan Baş, milletvekilleri Sera Kadıgil, Ahmet Şık, açıklama yapmak için adliye önüne geldi. Bu sırada “Hatay halkı vekilini istiyor”, “Gezi haktır yargılanamaz”, “AYM kararı uygulansın”, “Can çıkacak halkını savunacak” sloganları atıldı.
Erkan Baş, Anayasa Mahkemesi’nin kararının uygulanmasını isteyerek şöyle konuştu:
* "Maalesef bugün de bu memlekette hukukun, adaletin, yargının gerektirdiği kararın alınamadığı bir akşamdayız. Sabahın erken saatlerinden itibaren geride kalan 5 günde olduğu gibi avukat arkadaşlarımız, Can Atalay’ın dostları ona oy veren seçmenler, hepimiz. Artık kendimize vekil olarak seçtiğimiz, tümüyle hukuksuz, haksız bir biçimde cezaevinde esir tutulan milletvekilimizin tahliyesi için mücadele etmeye devam ediyoruz.
*Biraz önce hep beraber AYM kararları uygulansın diye sloganlar attık. Daha absürt bir durum yaşanmamıştır bu ülkede. Bir grup yurttaş, seçmen bir mahkemenin önünde toplanmışız, o ülkedeki en üst mahkemenin verdiği kararı biran önce hayata geçirebilmesi için mücadele etmek durumunda kalıyoruz. Bunu bütün kamuoyunun takdirine sunuyoruz.
“KARŞIMIZA KOLLUK KUVVETLERİNİ DİKTİLER”
* O kadar absürt bir durumla karşı karşıyayız ki süreci takip etmek için avukat arkadaşlarımız ve biz milletvekilleri olarak mahkeme kalemiyle görüşmek istiyoruz. Hangi aşamadayız, ne oluyor, mahkeme toplandı mı toplanmadı mı, bir karar verdi mi, vermedi mi, bu kararı ne zaman verecek? Çok basit sorulara yanıt bulmak için kalemle görüşme talebinde bulunuyoruz, karşımıza özel güvenliği dikiyorlar, kolluk kuvvetlerini dikiyorlar ve bir görüşme yapmamızın önüne geçmeye çalışıyorlar.
“ALENİ BİR SUÇ İŞLENİYOR”
* Bütün bunlar çok açık bir şekilde şu anda bu kararı veremeyen heyetin de, yaptığının kanun dışı olduğunu bildiğini bilerek, isteyerek, belki korkarak, belki üzerine uygulanan baskı nedeniyle tedirginlikle ama açık aleni bir şekilde suç işlediklerini bir kez daha bize gösteriyor.
“MAHKEME TALİMAT BEKLEMEKTEDİR”
* Şu anda seçilmiş bir milletvekilinin, Anayasa Mahkemesi tarafından hak ihlaline uğradığı tescil edilmiş bir milletvekilinin görevini yapması engellenmektedir. Şu anda Hatay halkı mağdur edilmektedir, şu anda Türkiye’de seçme seçilme hakkını kullanan her yurttaş bir hak ihlaline uğramaktadır. Buna rağmen mahkemenin pervasız bir biçimde dosyayı açıp, kararı almamasını aklı başında her yurttaşta uyandırdığı tek bir sonuç var, mahkeme talimat beklemektedir. Bu da bizim bugüne kadar defalarca söylediğimiz şeyi, yani sevgili Can Atalay’ın, Gezi tutsaklarının, pek çok arkadaşımızın aslında Saray tarafından esir alınmış olduğu gerçeğini bir kez daha ortaya koymaktadır.
“BİR MAHKEME KARARININ UYGULANMAMASINI KABUL ETMEYECEĞİZ”
* Asla bu hukuksuzluğun normalleştirilmesine izin vermeyeceğiz. Sevgili Can Atalay, Hatay halkının oylarıyla TBMM üyesi seçilen Can Atalay, an itibariyle milletvekili sorumluluğuyla halkına karşı görevlerini yerine getirmek isteyen Can Atalay esir tutulmaktadır. Bu esarete bir an önce son verilmelidir. Bu esaret bitine kadar biz bir adım bile geri atmayacağız. Sonuna kadar bu mücadelemizi sürdüreceğiz. Tüm yurttaşlarımızı, tüm avukatlar, hukukçuları ve milletvekili arkadaşlarımızı bu ortak mücadeleye göreve davet ediyoruz. Bir mahkeme kararının uygulanmamasını kabul etmeyeceğiz."
İSTANBUL BAROSU BAŞKANI'NDAN AÇIKLAMA
İstanbul Barosu Başkanı Filiz Saraç sosyal medya hesabından açıklama yaptı. Saraç, basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
* "İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi AYM kararını derhal uygulamalıdır!
*Anayasa Mahkemesi (AYM), 27.10.2023 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan kararı ile Hatay Milletvekili ve Baromuzun üyesi Av. Şerafettin Can Atalay’ın Seçilme ve Siyasi Faaliyette Bulunma Hakkı ile Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakları'nın ihlal edildiğine karar vermiştir.
*Anayasa'nın 153. Maddesine göre, "Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazete'de hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar."
*AYM'nin ihlal kararına rağmen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti halen neyi müzakere etmektedir!"
"6 GÜNDÜR SUÇ İŞLENİYOR"
Can Atalay'ın avukatlarından Yalçın Deniz Özen, Anayasa Mahkemesi'nin kararının uygulanmamasının suç olduğunu belirtti. Özen, şu açıklamayı yaptı:
* "Anayasa tarafından bağlayıcı bir Anayasa Mahkemesi kararını uygulamayarak 6 gündür suç işliyorlar. 3 milletvekilini ve avukatları üzerine güvenlikleri salan ve saldırtan adliyenin güvenlik bürokrasisi, suç işliyorlar. Bütün bu rezilliğe talimat vererek ya da engel olmayarak, bu pervasızlığa çanak tutan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı suç işliyor.
* Arkadaşlar, Anayasa Mahkemesi kararı açık, kararın bir örneğinin hak ihlallerinin ortadan kaldırılması için başvurucunun yeniden yargılanmasına başlanması, mahkumiyet hükmünün infazının durdurulması, ceza infaz kurumundan tahliyesinin sağlanması ve yeniden yapılacak yargılamada durma kararı verilmesi şeklindeki işlemlerin yerine getirilmesi için İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine. Bu şu demek; İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Anayasa Mahkemesi'nin 6 gün önce verdiği kararı uygulayıp uygulamamak konusunda herhangi bir takdir yetkisi yoktur.
* Kararın uygulanmadığı her bir gün suçtur. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi kararı içeriğinde yapılması gereken işlemler tek tek sıralanmış, ceza infaz kurumuna tahliye müzekkeresinin yazılması dahi hatırlatılmış. Ötesi, kararın uygulanmama ihtimaline karşılık bunun yeni bir ihlal doğuracağı peşinden söylenmiş. Meselenin hukukla bir bağı kalmadı, meselenin hukukla bağı tümden kopmuş vaziyette.
* Bu nedenle tekrarlıyoruz, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı ve üyeleri Can Atalay'ın Hatay milletvekili Can Atalay'ı seçilmiş bir milletvekilini serbest bırakmadıkları her bir dakika suç işliyorlar ve bütün adliye bürokrasisini de bu suça ortak ediyorlar. Bunu kabul etmiyoruz. Bu kararı görene kadar burada kalmaya devam edeceğiz."
Can Atalay kararı beklenirken arbede çıktı
İstanbul Adliyesi'nde Can Atalay kararı beklenirken kararın açıklanmamasına tepki gösteren TİP'li milletvekilleri ve avukatlar, adliyenin kalemine girmek istedi ancak grubu içeri almayan güvenlik görevlileri ile grup arasında arbede yaşandı.