Pazar günü Cumhuriyet’in 100. yaşını kutlayacağız. 100 yılın sonunda arsız, yüzsüz tiplerin renkli hayat hikayeleri gazete ve TV’lerde haber oldular.

Dolarla saç yaptırıyor.

Lira ile sümük siliyor.

Para içinde yüzüyorlar.

Nasıl kazanmışlar?

“Ava gideni” avlamışlar. Yani ponzo yapmışlar. Ponzo şu demek: Getir ver paranı bana, sana bankanın ya da tefecinin verdiğinin 50-100 katını kazandırayım! Polatlar- Talular; arsızlık batağının yüzsüz ponzocu avcıları, avantadan kazanmaya akıl yatırmış avantacı vatandaşları avlıyorlar.

★★★

100 yıl önce Cumhuriyet kurulduğunda “Polatlar- Talular”a hayat hakkı sunacak bir arsız ponzoculuk yoktu. Cumhuriyet’in ilk yıllarında buluş yapan, yerli mal üreten “Cavitler- Haydarlar” yetişiyordu.

Cavit Cav’ın hayatı:

Okul çocuğuydu. Ailesine katkı olsun diye semt pazarında dere otu sattı. Biriktirdiği para ile bisiklet aldı. Sultanahmet Meydanı’nda “kiralamaya” başladı, dere otu satışından daha çok kazandı. Cumhuriyet yönetimi Sultanahmet Sanat Okulu’nu da kurmuştu. Cavit Cav, Sultanahmet Sanat Okulu’na yazıldı, orayı bitirdi. Bisiklet yarışlarına da katılıyor, hep birinci oluyordu.

Cumhuriyet eşitlikti.

Alın teri!

En yüce değerdi.

★★★

Cavit Cav, bisiklet yarışçılığının hakkını verdi. 1928 yılında Amsterdam Olimpiyatları’na girmeye hak kazandı. Derece alamadı. Çünkü Cavit Cav’ın yarıştığı Avrupa ülkeleri sporcuları, bindikleri bisikletin ağırlığını 7 kiloya indirmişti. Cavit’in bisikleti 16 kiloydu. Bisiklet yarışında yarım gram bile binicisine avantaj sağlıyordu.

Cavit, karar verdi.

İlk atölyesini kurdu.

Bisiklet üretti.

Bisikletlerde lastik dışında tüm parçalar yüzde 100 yerliydi. Büyüttüğü üretimini Mecidiyeköy’de 4 katlı bir binaya taşıdı. Yurt dışından ithal çocuk arabalarına ilgi olduğunu gördü. Çocuk arabası üretimine de başladı. 1945’te yıllık üretimini 4.000’e çıkardı. Ayrıca bisikletli çöp arabaları da yaptı.

★★★

Cumhuriyet!

Alın teri, el emeği, dışa bağımlılığı kaldıracak yerli malı üretenin önünü açarak yol almaya başladı.

Bir örnek daha.

Haydar’ın hayatı:

İstanbul Perşembe Pazarı’ndaki kaynak atölyelerinde çırak olarak çalışmaya başladı. Yoksul aile çocuğuydu. Gemi kazanlarına kaynak yaparak işi öğrendi, ustalaştı. Kaynak soyadını aldı. Ustalaşırken Perşembe Pazarı’nın Haliç Sahili’ndeki kalafat yerinde kaldırımlarda geceledi. İshak Alafandari’nin kurduğu “Ayvansaray Cıvata Fabrikası’na” ortak oldu. Haydar Kaynak ve ortağı fabrikayı birlikte geliştirip öncü, yol gösterici, örnek hale getirdiler. Türkiye’nin cıvata ithal etmesine gerek kalmadı.

★★★

Cumhuriyet’in ilk kuşağı Cavitlerin- Haydarların hayat hikayelerini Faruk Türkoğlu’nun yazdığı “Neden geç kaldık?” kitabında okudum. Şimdi Cumhuriyet’in 100. yaşında TV ekranlarında ve gazete birinci sayfalarında ponzocu karı-koca Polatlar ile Taluların arsız- yüzsüz başarılarını(!) izliyor, okuyoruz.

Ponzoculuk sefillik!

Kimden güç alıyor?

Nereden besleniyor?

Kimden teşvik görüyor?

Soruların cevabı:

“UNUTMA” kutusunda.


Polatlar ile Talular iktidarı örnek alıyorlar!


AKP’li Kültür Turizm eski Bakanı Atilla Koç’un iki çocuğu “üç koltuk sahibi” yapıldı. Kızı, KARDEMİR ve KARÇEL’in Yönetim Kurulu üyesi ve İslam Ülkeleri Ekonomik ve Sosyal Araştırma Merkezi Genel Direktörlüğü’ne getirildi. Oğlu Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı yapıldı ve ayrıca TÜRKSAT Uydu ve Kablo TV’deki görevinin ardından TURKCELL Genel Müdürü oldu. Tayyip Erdoğan’ın İBB Başkanlığı döneminde İstanbul Gaz Dağıtım Şirketi’nde yöneticilik yapan, sonra AKP Şişli İlçe Başkanlığı görevi üstlenen, sonra AKP İstanbul Milletvekili seçilen, sonra Enerji Bakan Yardımcısı yapılan Nevzat Şatıroğlu, en son BOTAŞ Yönetim Kurulu üyesi yapıldı. AKP Malatya Kadın Kolları Başkanı Özlem Pelitoğlu, Spor Bakanlığı’na müşavir olarak atandı. AKP’li Esenler Belediye Başkanı’nın kardeşi olan Mustafa Göksu, Katar Büyükelçisi yapıldı. Büyükelçi Mustafa Göksu, İsrail’in Gazze baskınlarını gerekçe gösterip Cumhuriyet’in 100. Yıl etkinliklerini erteledi, fakat bir gün önce yani Gazze’de katliam gibi savaş sürerken Katarlı zengin bir ailenin düğününe katıldığı ortaya çıktı. Bunun gibi binlerce örnek var. Ponzocu Polatlar ile Talular, iktidarın ponzo tipi koltuk dağıtmalarını örnek alıyorlar.