İyilik de bulaşıcı, kötülük de... Sevgi de bulaşıcı, nefret de... Adı üstünde mikrop zaten bulaşıcı; ortamını bulur, uyum sağlar, çoğalır ve yayılır. Her organı kaplar. Mikrobun kendisi gözle görülmeyecek kadar küçüktür ama belirtisi saklanamaz, gizlenemez, örtülemez.

Bir mikrop var.

Eşitliği bozuyor.

Adaleti yok ediyor.

Alın terini hançerliyor.

Ahlakı çürütüyor. Osmanlı’yı bu mikrop dibe çekti batırdı, Cumhuriyet’in her anlamda uygarlığı en üst noktada yakalama hızını bu mikrop kesti.

★★★

Kayırmacılık:

Hısım akrabayı, partiliyi, yandaşı, yeğeni, damadı, enişteyi devlet ya da belediye kadrolarında koltuk sahibi etme, mikrobu; AKP iktidarı öncesinden de vardı. 22 yıllık bu iktidar döneminde ise kendine çok elverişli ortamı buldu. Devletin tüm kurumlarına girdi. Bu mikrop yaşasın, yayılsın, bünyede gizlensin ve hep AKP’li kalsın diye “mülakat adlı bir şurup” bile bulundu.

★★★

Şuruplu mikrop!

Türkiye’yi çürüttü.

Adaletin, fırsat eşitliğinin, ahlakın, dürüstlüğün olmadığı bugünkü düzeni bu mikrop yarattı. “İşleri hak edene değil hısım akrabaya verme fırsatçılığı” bugün yaşanan enflasyonu da patlattı. Halk yoksullaştı. Uçurum büyüdü. Kayrılanlar şişti, zenginleşti. Kibirliler Türkiye’nin egemen sınıfı oldu. En lüks, en pahalı makam otomobili seviciliği bu mikropla bünyeye girdi. Adalet, bu mikropla hançerledi. Türkiye dünyanın itibarsız ülkeleri arasına geriledi. Seçimler oldu. Halk, bu mikrobu ülkeye bela edenlere sandıkta derslerini verdi. CHP 420 belediye yönetimini kazandı. Fakat şu işe bakın; “CHP’ye de AKP’ye benzeme mikrobu” hemen bulaştı.

★★★

Bursa Büyükşehir Belediyesi’ni AKP’den devralan CHP’li Mustafa Bozbey, yeğenini Bursa Kent Yapı İmar Bileşim Enerji (BURKENT) yönetim kurulu başkanı yaptı. BURKENT belediyenin şirketi... CHP’li yeni belediye başkanı, Türkiye’nin sosyal ekonomik olarak en gelişmiş ilk 10 kenti arasında bulunan ve yetişmiş insan gücü açısından da üst sırada yer alan Bursa gibi bir kentte aradı aradı bu koltuğa hakkını verecek bir insan bulamadı. Getirdi yeğenini, şehir rantını kontrol etme potansiyeli yüksek belediye şirketinin başına oturttu.

AKP mikrobu.

CHP’ye de girdi.

★★★

Bizim gazetenin muhabiri Fırat Fıstık arkadaşımız, yeni seçilmiş CHP’li Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı’na; “Sayın Başkan ne yaptın!” diye mikrofon uzattı. Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, “Yeğenim güvendiğim biri bu gençler hiç mi çalışmayacak” cevabını verdi.

Tam AKP ağzı!

Onlar da yeğenlerini, damatlarını, eniştelerini, oğullarını, dünürlerini devlet şirketleri yönetim koltuğuna dolduruyor, eleştirenlere “ne yani bunlar çalışmayacak mı” diye zeytinyağı olup üste çıkıyorlardı.

★★★

CHP Genel Bakanı Özgür Özel, seçimler sırasında CHP belediye yönetimlerini her anlamada denetleyecek, her çeşit mikrobun bulaşmasını önleyecek bir kurul oluşturacakları ve bu kurulun başkanlığına da Eskişehir’i; dünyanın mutlu kentleri arasına sokan Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’i getirecekleri sözünü vermişti. Yılmaz Büyükerşen yanına; “harcanan her kör kuruşun hesabını denetleyen, kayırmacılık mikrobunu bünyeye girmeden tespit edip yok eden” bilgi birikimine sahip emekli Sayıştay ve Danıştay üyelerini de alacak ve CHP Belediyeleri’nin AKP’ye benzemesi tuzağına karşı çok duyarlı olunacaktı.

★★★

Yetiş Yılmaz Hocam!

Mikrop!

Ortam buldu.

CHP’ye Bursa’dan girdi. Bu mikropla; CHP Belediyeciliği de halka hizmete öncelik vermeye değil kişisel zenginleşme kaldıracına dönüşebilir. CHP Belediye Başkanları’nın da kardeşleri, damatları, oğulları, yeğenleri, hısım akrabaları var. Lekeli koltukların ballı maaşlarla işgali bu kez CHP Belediyeleri’nde başlatılabilir.

★★★

Yılmaz Hocam!

Umutlara yazık!

Siz bu mikrobun önüne kesmezseniz; kısa zamanda 3 koltuklu, 3 makam otolu, 3 ayrı yerden ballı maaşlı kayırılmış adamların halkın umut bağladığı partinizin belediyelerinde boy vermesi yakındır. Ve hatta bu mikrobun yayılması sonucu “Müşteri Garantili 4 kap yemek Belediye Lokanta projeciliği” bile hortlayabilir.

Halk kör değil!

Görür, görüyor.

Yetiş Yılmaz Hocam!

Mikrop boşluk buldu!