Ben makam sevmiyorum. Koltuk sevdalısı değilim. Gösterişten yana olmak istemem. Kurnazlık peşinde koşmam. Ben bir neferim. Ben halk için, insanlık, adalet, doğruluk, dürüstlük, ülkeyi iyi yönetmek, ileri götürmek için varım. Ben kendimi değil demokrasi ile laikliği önde tutarım.

Bunları diyen!

Ve inandıran!

Lider aranıyor.

Yarın CHP Kurultayı toplanacak. Seçimi kaybettiği günün gecesinde Kemal Kılıçdaroğlu TV ekranına çıkıp; “Ben ileri demokrasi gelsin diye “6 Ayaklı Masa Modeli” kurup, Cumhurbaşkanı adayı oldum. Niyetim temizdi. Mücadelem kendimi değil halkı ve ülkemin geleceğini düşünmek üzerineydi, fakat sonuç alamadım. Parti başkanlığını bırakıyorum. Bundan sonra ben yine demokrasi mücadelesinin bir neferi olarak çalışmaya devam edeceğim. Bir lider olarak değil bir asker olarak halkımın ve demokrasinin hizmetindeyim” diyebilseydi; bugün Türkiye farklı hedefleri konuşuyor olacaktı. Kılıçdaroğlu da halkın gönlünde büyüyecek, taht kuracaktı.

★★★

Her uçak.

Yere iner.

Bazısı çakılır iner.

Bazısı kuş gibi konar.

Her gemi.

Limana yanaşmak ister.

Kimi sürüklenir.

Kimi fırtınada batar.

CHP gemisi fırtınaya tutulmuş azgın dalgalı sularda iki yanından çatırdar duruma geldi. Hem kendi içinde sarsıntı geçiriyor ve hem de seçimler sırasında umut bağladığı “Masa Koalisyonu” bu kez kibir, şatafat, kaytarma, siyasi rant yeme, yalan, riyakarlık oklarını çekti CHP’ye vuruyor.

★★★

CHP’de lider!

Partiyi yordu.

10. seçimi yitirdi.

Liderin vadesi doldu.

Ayarlar yalama.

İlkeler şaşmış.

CHP Kurultayı 1200 delegesi ile yarın toplanacak. Mevcut lideri ve onu değiştirmek isteyen “dünün helalleşme yanlısı bugünün değişimcileri” 1200 delegenin yarıdan bir fazlasının oyunu toplamaya uğraşacaklar.

CHP kendini arıyor.

Hem lider oylanacak.

Hem parti meclisi.

★★★

Bundan önceki Kurultay’da şimdiki lidere karşı adaylığını koyan aday, delegenin yeterli oyunu alamadı. Sonra “CHP içinde bir çete var. Bu çetenin gücünü kırmadan CHP bir yeni değişime adım atamaz” deyip partiden ayrıldı gitti.

CHP kendini.

CHP özünü.

CHP geleceğini.

Arıyor.

Bu arayışın kapısını aralayacak olan delegeler bugüne kadar tamamen liyakat (başarı, çalışkanlık, üstün ahlak ve yüksek özveri) dayalı olarak seçilmiş olsalardı sorun yoktu. Söz gelimi CHP’nin şimdi 1200 delegesinin hemen hepsi 1950 yılından beri Türkiye üniversitelerinden mezun olmuş, en iyi 3 öğrencinin partiye kayıt edilmesiyle bugünlere gelmiş delegeler olsalardı; CHP’nin geçmişine, ilkelerine, inanç, kararlılık, güven ve onuruna yakışan bir Kurultay izleyecektik. Çünkü delegeler köyden kasabaya, kasabadan şehre ve şehirden de kent mahallerine halkın ana muhalefet partisinden tüm beklentilerini kuşkusuz biliyor, yaşıyor, çözüm arıyor ve buluyor olacaklardı.

★★★

Kurultay öncesi yazılıp söylenenlere göre yarın Ankara’da hangi adayın gücü yüksekse ve daha iyi otellerde delege ağırlayıp daha iyi lokantalarda yemek verirse onun şansı daha yüksek olacakmış! Kurultay’da lider değişebilir ama o da kalıcı olamaz.

CHP kendini arıyor.

Ya bulacak.

Ya da tabela partisi!


Mutlular Mutlusu Azınlık!


Son model cipler, spor otomobiller, özel jetler, havuzlu villalar, kurdukları 10’dan fazla şirket, güzellik merkezleri ile hayatlarını bizzat kendileri video çekip bütün Türkiye ile de paylaştılar. Beraberinde poşet içinde getirdiği altın tozunu Cumhuriyet altını takılmış kahve fincanı içine döküp üstüne de şekerli kahvesini katarak içerken TV ekranında görüntü verdiler. Birlerini kıskandırmak, çatlatmak istiyorlardı. Dilan ve Engin Polat çifti, babaları, kardeşleri “Mutlular Mutlusu Azınlık” tablosuydular. Gelirlerinin kaynağı neydi, nasıl kazanmışlardı? Suç örgütü kurmak, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklamaya çalışmaktan 14 kişi gözaltına alındı. Bunların siyasi bağlantıları, iş dünyası ile ilişkileri de tek tek isim isim ortaya çıkacak mı? Dalan Polat ve Engin Polat çiftinin iktidar partisi ve iktidar partisinin destekçisi iş dünyası ile bağlantılarını da ortaya çıkaracak savcılar, bu savcıları arkalayıp yüreklendirebilecek bir içişleri bakanı çıkar mı?