MUHAFAZAKARLAŞTIK: Partiyi bu hale getiren yapının ikiye ayrılıp yine partiyi yönetme arzusu var. Ankara Valisi Nevzat Tandoğan, ‘Memlekete komünizm gelecekse onu da biz getiririz’ diyordu. Bunlar da ‘Değişim yapılacaksa onu da biz yaparız’ diyor. Deniz Baykal’ın Anadolu solu olarak ortaya çıkan hareket, Kemal Kılıçdaroğlu’nun gelmesiyle biraz daha muhafazakarlaşarak milliyetçiliğe doğru saptı. Bu lümpen bir siyaset tarzı. ‘Yine baharlar gelecekçiler’ ile ‘Her şey çok güzel olacakçılar’ arasındaki tartışmada siyaset yok.
HEPİNİZ ORADAYDINIZ: Partide AKP’nin politikalarının hiç birine engel olamamış bir yapı var. ‘Yetkiyi aldım istediğimi yaparım, laiklikle ilgili ters konum alırım, ittifak yaparım’ düşüncesi olmaz. Değişimcilere bakarsak bütün suç Kemal Kılıçdaroğlu’nun... Ama hepiniz oradaydınız... Bu sadece son seçim olayı değil. ‘Ben MYK’da itiraz ettim’ diyerek de çekilemezsiniz.
TASVİYE KAÇINILMAZ: Çöküş halindeyiz. Umudu yeniden diriltmeliyiz. Değişimciler ve genel merkezciler süreci çok sertleştirdiler. Sürecin sonrasında keskin bir tasfiye kaçınılmaz gibi görünüyor ya da partiyi besleyen ana damarların bir arada devam edememe riski var. CHP savunduğu değerler ve destekleyen kitleler açısından Türkiye’nin kilit taşıdır. Kilit taşını ortadan kaldırdığınızda Türkiye toplumsal çatışmalara çok daha açık bir hale gelir. Bunun için doğru bir CHP inşa edilmeli. Kilit taşındaki çürümeyi ortadan kaldırmamız lazım. Umudu yeniden diriltmeliyiz ama bu kadrolarla olmaz.
BELEDİYE OLANAKLARI YARIŞTA
Cihaner, CHP’nin büyük kurultayı için bazı belediyelerin devreye girmesini şu ifadelerle eleştirdi: “Bir tarafta İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve yanında konumlananlar, vitrinde Özgür Özel’in olduğu değişimciler var. Öbür tarafta da genel merkez var. Belediyelerin güç ve olanakları yarışa dönüştü. Neredeyse tüm belediye başkanları delege oldu, listeleri onlar belirledi. Bu bile başlı başına bir sorun. Dar kadrocu siyaset anlayışı yerine, etik ve vicdani bir hareketle yeni bir siyaset tarzı benimsemeliyiz.”
Koltuğu kaybedince bir gün durmayacaklar
İlhnan Cihaner, CHP’deki durumla ilgili “Bu partide koltuklarını kaybedince bir gün bile durmayacak olanlar var” tespitinde bulundu. Genel Başkan adayı şu görüşleri savundu: “Parti içinde bir şey yapmak için değil bir şey olmak için bulunanların ayrışması gerekir. Ayrışma kanserli hücrelerden, partiye tebelleş olan AKP artıklarından, sağ siyasi partilerde tutunamayan ve kafalarındakini CHP’ye egemen kılmak isteyenlerle olmalı. Referandumda rejim değiştiğinde, yeni bir yönetim anlayışının hakim kılınması gerektiğini söylemiştik. Ama CHP’nin elitleri hiçbir şey olmamış ve sorumlulukları yokmuş gibi davrandılar. Bir hata olursa itiraz edersin ikincisi olunca gereğini yaparsın. Etkisiz, sonuç almayan siyasetin Türkiye için ne ifade ettiğinin farkında değiller.”
FETÖ KUMPASINA UĞRAMIŞTI
Eski cumhuriyet başsavcısı İlhan Cihaner, 1999’de Şırnak’ta JİTEM’e dava açan ilk savcı oldu. 2007’de Erzincan’da İsmailağa cemaati ile Fethullah Gülen hakkında soruşturma başlatınca, FETÖ kumpasıyla görevden alınıp, tutuklandı ama aklandı. CHP’den 2011’de Denizli, 2015’te İstanbul milletvekili seçildi. Cihaner, 4-5 Kasım’daki CHP kurultayı öncesi arkadaşımız Başak Kaya’nın sorularını yanıtladı.