Dünya liderine bağlı TRT Cumhuriyet Bayramı’nı eğlenceli bularak öteledi ama dünya liderine bağlı İletişim Başkanlığı ‘100. yıl kutlamalarını’ tam gaz sürdürüyor! Programda senfoni orkestrası da, marş da var. Etkinlikler de var, dünya liderinin “Hayallerim vardı. Bu hayalleri tek tek gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyorum” sözünden yola çıkılarak hazırlanan, Cumhuriyet’le ne alakası varsa Recep Tayyip Erdoğan Özel Sergisi de...

Çuvalla para harcandığı belli olan ‘kaliteli’ hazırlıklardan anlaşılan şu... Vitrinde Erdoğan, “yüzyılın işini 20 yıla sığdırdık” sloganları ile AKP dönemi tanıtımı. Bayram görünümlü seçim çalışması!

Hayırlara vesile olsun da videolarda insansız hava aracı gösterip 100 yaşındaki Cumhuriyet’le yarışmaya kalkmakla olmuyor bu işler.

Dönüp soğanı, patatesi tane ile alabilen, ekmeği bile azaltmak zorunda kalan milyonlara, gözünü çıkardığınız ekonominin durumuna bir bakın...

Dünya Bankası’nın raporuna göre düşük ve orta gelirli 120 ülke arasında Türkiye, en çok dış borcu bulunan 6. ülke. Dış borcumuz 457.1 milyar dolarla rekor kırdı, 459 milyar dolarla rekor kırdı, doyamadı Mart 2023’te 476 milyar dolarla bir rekor daha kırdı. Cumhuriyet tarihi rekoruydu hepsi!

Gözleri ışıl ışıl bakan döneminde darphane 7/24 çalışıp para bastı. Zenginin dolarını, eurosunu koruma sistemine milyarlar harcandı. Enflasyon TÜİK’iniz tarafından hesaplandı ve ENAG’ın enflasyonundan daha yüksek çıktı! Enflasyonu en yüksek ilk üç ülkeden biriyiz.

Yeni bakanı oturttunuz koltuğa. Yazık geldiğinden beri bir saat keyif yapamadı. Bir Katar’a bir Suudi Arabistan’a, bir Londra’ya bir Suudi Arabistan’a, bir Fransa’ya bir ABD’ye oradan oraya koşturup ‘ikna etmeye’ uğraşıyor borç verecek adresleri...

Dünyada ciddi bir araştırma modeli var. Milletin ne yiyip içtiğini, sağlıklı beslenip beslenmediğini, ekonomik durumunu öğrenmenin en iyi yollarından biri: Çöplerini karıştırmak!

Türk insanının attığı çöplere bakılsa, sonuç ‘tıksırıncaya’ kadar yiyenler hariç çoğunlukla çer çöp çıkar. Pazarda meyve sebzenin çıkması, ucuz diye merdiven altından çıkanlar yani.

Sırça köşklerden duyulmuyorsa açın kulaklarınızı dinleyin. Bu millet Cumhuriyet’in son 20 yılının ucunda sıtkı sıyrılarak mahalle kasabından eti sıyrılmış kemik alabiliyor ancak!

Yerinizde olsam cart curt etmeyi bırakıp ‘yarışmaya kalktığım’ Cumhuriyet’i kuranlar ekonomi işini nasıl yapmış, biz neden beceremiyoruz diye boyumun ölçüsünü alır, ders çıkarırım...

***

Doç. Dr. Hasan Sabır’ın araştırması Sayıştay Dergisi’nde ‘Atatürk’ün Ekonomi Anlayışı’ başlığı ile yayınlandı. Yüzyılın işini 20 yıla sığdırdık diye hayali bir yarışa girenler anlar belki diye satır başlarından örnekler vereyim...

* Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’ne iktisadi alanda çizdiği yönün ana esası ekonomik bağımsızlık ve ekonomik istikrar prensipleridir.

* Milli Mücadele Dönemi’nde izlenen iktisat siyaseti üzerine söylenebilecek ve bugün için de ibret alınması gereken en çarpıcı nokta, Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nı sıfır enflasyon ile gerçekleştirmiş olmasıdır!

* İsmet İnönü’nün şu sözleri enteresandır: “Hükümet olarak yılda iki kez ödeme yapamayacak duruma düştüğümüz olurdu. Gider konuşurdum. Birkaç milyon liralık emisyonun (para basımı) bizi ferahlatacağını anlatmaya çalışırdım. Bir defa bile evet dedirtemedim!” Atatürk Cumhuriyeti’nde karşılıksız para basılmamıştır.

* Üstelik Osmanlı’dan Cumhuriyet’e kalan miras fakirlik, yerli sanayi olmaması, dışa bağımlılık, dış borç ve üretimin olmadığı bir ekonomiydi. Zengin yoktu, ticaret Rum, Ermeni ve Yahudilerin tekelindeydi.

* Atatürk 1 Kasım 1934’te Meclis açılışında şunu dedi: “Dış ticarette takip ettiğimiz ana prensip ticaret muvazenemizin(denge) aktif karakterini muhafaza etmektir!” Atatürk 1938’de aramızdan ayrılıncaya kadar Türkiye Cumhuriyeti’nde dış ticaret açığı sorunu olmadı!

* Bu iktisat siyaseti sonucunda gayri safi milli hasıla 15 yıllık Atatürk Cumhuriyeti’nde ortalama yüzde 8 büyüdü! İç fiyatlarda ve paranın değerinde istikrar sağlandı. Türkiye sürekli dış ticaret fazlası verdi. Ve sıkı durun, Merkez Bankası 36 milyon liralık döviz, 26 ton altın biriktirdi!

* Atatürk İzmir İktisat Kongresi’nde 100 yıl sonrakilere adeta ders verdi: “Türk tarihi incelenirse, gerileme ve çöküntü nedenlerinin iktisadi sorunlara bağlı olduğu görülür.”

* Atatürk’e göre dış borçla, karşılıksız para basılarak, enflasyonist politikalarla girişilen hamleler tıkanmaya mahkumdur. O bunların hiçbirine bakmamış, başarılar, tüm yatırımlar kendi gelirimizle ve ülkenin geleceğinden yenilmeksizin elde edilmiştir.

***

Yani kardeşim anlayacağınız, yüzyılın işini 20 yıla sığdırdık dediğiniz iktidarınızda yapılmayan ne varsa yapılarak!