Prof. Dr. Osman ErkEn çok kimler risk altında?
Çocuklar, yaşlılar ve kronik rahatsızlığı olanların hastalıklara yakalanma riski daha fazladır. Deprem bölgelerindeki çocuklarda özellikle kızamık, boğmaca, difteri, suçiçeği, kabakulak gibi hastalıklarda artış olabilir. Yakın temas yoluyla bulaşan bu hastalıklara karşı özellikle risk gruplarının aşılanması gerekir.

Üst solunum yolu enfeksiyonları
Deprem bölgelerinde solunum yoluyla bulaşan hastalıklarda belirgin bir artış beklenmektedir. Daha çok grip, coronavirüs, RSV; bronşit, zatürre, menenjit sıklığında artış olabilir. Zira küçük büyük herkesin bağışıklığı zayıf, depremzedeler bulaşı kolaylaştıran kalabalık ve kapalı ortamlarda yaşam sürüyor.

Tetanoz
Tetanoz toprak, demir, çimento ile temas sonucu aşılanmamış depremzedeler ve bölgede görev yapan kişilerde ortaya çıkabilen ölümcül bir hastalıktır. Enkazdan çıkarılan depremzedelere en kısa sürede tetanoz aşısı yapılmalıdır. Bölgedeki görevliler de son 5 yılda tetanoz aşısı olmamışlarsa mutlaka aşı yaptırmalıdır.

Verem
Kötü yaşam koşulları, kalabalık ortamlar, aşırı yorgunluk ve stres depremzedeler arasında verem hastalığı riskini de artırır.
İshal
Deprem bölgelerinde yetersiz hijyen, beslenme ve kirli su kaynaklı enfeksiyonlar sıktır. Özellikle ishal vakalarında artış görülür. Tifo, kolera, dizanteri, viral gastroenterit, bakteriyel gastroenteritler, paraziter hastalıklar sıktır.

Hepatit A ve B
Bir ay kadar sonra bölgede kirli sulardan geçen hepatit A ve hepatit B hastalıkları görülebilir.
Akciger hastalıkları
Binalarda kullanılan asbest de deprem bölgesinde bulunanlar için büyük tehlike oluşturuyor. Önlem alınmazsa solunum yoluyla vücuda giren bu maddenin akciğer hastalıkları ve kanserin en büyük nedeni olabileceği belirtiliyor.
Kuduz
Deprem bölgesinde katı atıkların uzaklaştırılamaması ve kanalizasyon sisteminin zarar görmesi nedeniyle kemirgenler artar. Fare, diğer kemirgenler, bit, pire gibi vektör olabilecek etkenlerle mücadele edilmelidir. Fare ve kemirgen idrarı ile bulaşmış su ve yiyeceklerin tüketilmesi, bulaşmış toprakta temas sonucu leptospiroz denilen hastalık ortaya çıkabilir. Etken ağız yolu veya hasarlı deri yoluyla vücuda girer. Hastalık yüksek ateş, titreme, bulantı, kusma, karın ağrısı, yaygın vücut ağrıları, karaciğer ve böbrek yetmezliği bulgularıyla seyreder. Hayvan ısırıkları sonrası kuduz riski arttığı için aşı stoğu yeterli olmalıdır.
NE GİBİ ÖNLEMLER ALINMALI?
- Deprem bölgelerinde olası salgın hastalıklara karşı uluslararası yönetmeliklere uygun olarak temiz su, gıda, barınak, yeterli tuvalet ve hijyen malzemeleri sağlanmalıdır. Bu dönemde ambalajlı sular kullanılmalı, sular klorlanmalı, sebze ve meyveler klorlanmış su ile yıkanmalı, yemek kapları temiz tutulmalı ve yiyecekler iyi pişirilerek, tüketilmelidir.
- Bölgelerde yeterli sayıda tuvalet oluşturulması, tuvaletlerin yerleşim bölgelerine ve su kaynaklarına belirli uzaklıkta olması, atıkların her gün uzaklaştırılması, sabun ve tuvalet kağıdına erişim ishal vakalarının önlenmesinde önemlidir.
- Sağlık ekipleri tarafından suların klor seviyesi, mikrobik etkenler tarafından kirletilip kirletilmediğinin saptanması, ishal vakaları ortaya çıktığında hızla hastalık etkenlerinin saptanması gerekir.
- Kişisel hijyen, ellerin tuvalet öncesi ve sonrası, yemek öncesi ve sonrası, yemek hazırlanırken yıkanması, ishal ve üst solunum yolu enfeksiyonlarının önlenmesi açısından önerilir.
- Çocuk hastalıklarına karşı yine barınma koşullarının iyileştirilmesi, hijyen koşullarının sağlanması ve aşıların uygulanması önemlidir.
- Depremzedelerin maske takmaları, gerekirse aşılanmaları ve sık sık sağlık kontrollerinden geçirilmeleri uygun olur. Depremzedelere yemek, çadır ve hijyen malzemelerinin yanı sıra maske yardımı da gereklidir. Bölgede görev yapanların da maske ve eldiven kullanmaları hem bulaşıcı hastalıklar açısından hem de bölgedeki binalarda ortaya çıkan asbest ve toz maruziyeti açısından şarttır.