Geçtiğimiz yıl meydana gelen 6 Şubat tarihli Kahramanmaraş merkezli depremlerin vurduğu illerin birisi de Adana idi.
Adana’da da onlarca yüksek bina çöktü ve 500’e yakın vatandaşımız hayatını kaybetti.
Binlerce konut zarar görürken Adana Valiliği, hem orta hasarlı hem de ağır hasarlı yüksek bina için yıkım kararı verdi.
Bu yıkım kararı verilen binalardan birisi de Çukurova İlçesinde Turgut Özal Bulvarı üzerindeki Kibritoğlu Sitesi binalarıydı.
Adana Valiliği, bu site için orta hasarlıdan yıkım kararı verdi.
Duvarları patlamış, çatlamış dışardan bile bakıldığı zaman deprem hasarı çok belli olan ve oturulamayacak durumdaki apartman için Valiliğin verdiği yıkım kararı üzerine vatandaşlar, sigorta şirketlerinden hak ettikleri parayı alabilmek için beklenti içine girdi.
Çünkü, yıllarca DASK ve normal depremli konut sigortası yaptıran ve primlerini aksatmadan yatıran vatandaşlar doğal olarak hak ettikleri sigorta yardımını almak için beklentiye girmesi de gayet doğaldı.
Ancak gelin görün ki, Valiliğin yıkım kararı verdiği, yani yıllarca alın teri dökerek kazandıklarıyla aldıkları evler yıkılacak olan bu sebeple büyük bir ekonomik ve sosyal sıkıntı içine giren vatandaşlara ne DASK ne de normal sigortalarını yaptırdıkları şirket hak ettiklerini ödemeye yanaşmadı.
DASK sigortası, 15 katlı bu apartmanın alt katlarına 200 bin lira, en üst katlara da 50 bin TL civarında öderken aynı apartmandaki orta katlara ise sadece 15 bin TL ödedi.
Yapılan bu az miktardaki ödeme; evi yıkılacak olan hak sahiplerini şaşkına uğrattı.
Günümüz koşullarında 15 bin TL ile bir kapı bile alınamayacağını belirten hak sahipleri, “Biz yıllardır devletin çağrısına uyarak DASK yaptırıyoruz. Tapudan elektrik aboneliğine kadar ne yapacak olursanız mutlaka DASK’ı zorunlu tutuyorlar. Primlerimizi de eksiksiz ödüyoruz. Zaten DASK’ı bu günler için ödüyoruz. Adı üstünde Doğal Afet Sigortası. Ancak DASK’ın yıkılacak evimiz için 15 bin TL ödemesi karşısında şok olduk. DASK bize normal hakkımızı ödemeyince diğer özel sigorta şirketi de DASK’ı örnek gösterip ödemiyor. Yani bize adeta eğer eviniz çok hasarlı olsaydı DASK size ona göre öderdi o zaman biz de ödemek zorunda kalırdık gibi bir bahane üretiyor. Ama zaten Adana Valiliği buraya yıkım kararı vermiş. Evlerimiz yıkılacak. Yani oturulamayacağı belli. Daha ne olsun. DASK’ın ve diğer sigortanın bize para ödemesi için enkaz altında kalıp ölmemiz mi lazımdı. Hem aynı apartmanda alt katlara fazla para verip üst katlara az para vermemek olur mu? Altı olmayan evin üstü mü olurmuş?“ dediler.
Gerçekten de vatandaşın isyan edeceği kadar yanlış ve haksız bir uygulama olmuş.
İnsanların evi yıkılıyor ama bunun için yıllarca prim ödeyen vatandaşa sigorta şirketi ödeme yapmıyor.
Bu bence adeta vatandaşın hakkının sigorta şirketi tarafından gasp edilmesidir.
Ayrıca sigorta şirketlerinin Adana Valiliği'nin yıkım kararını dikkate almaması, bu evlerin yıkılacak olmasını göz ardı etmesi ve vatandaşın sanki evlerinde sadece küçük sıva çatlakları var da oturmaya devam edeceklermiş gibi daire başına sadece 15 bin TL ödemesi tam bir skandaldır.
Böyle olursa artık kimse güvenip ne DASK ne de normal sigorta yaptırır.
Ben de artık bundan sonra DASK veya normal sigorta yaptırırken iki kez düşüneceğim.
Haksız mıyım?