Milli Güvenlik Kurulu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında seçimin hemen ardından Saray’da toplandı. Toplantıya cumhurbaşkanı yardımcısı, adalet, milli savunma, içişleri, dışişleri, hazine bakanları, genel kurmay başkanı, kara, deniz ve hava kuvvetleri komutanları, MİT başkanı katıldı.

Medyanın ‘kritik’ diye duyurduğu toplantıda Erdoğan sağında oturan yardımcısı Cevdet Yılmaz’a gündemi özetlemesini söyledi. Yılmaz hemen konuya girip “İnşallah İstanbul 31 Mart’ta gerçek belediyecilik diyecek ve Murat Kurum başkanımıza destek verecek” dedi!

Katılımcılar ne oluyor yahu diyordu ki Yılmaz, ‘pardon dosyaya yanlışlıkla Kurum kardeşime destek istediğim kağıtlar karışmış’ dedi!

Erdoğan Yılmaz’ın yanında oturan Milli Savunma bakanı Yaşar Güler’e döndü hemen. Güler, ‘efendim Genelkurmay Başkanımız Metin Gürak, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu, AKP Kırıkkale milletvekili Mustafa Kaplan, AKP’li belediye başkanı Mehmet Saygılı, AKP il başkanı Engin Pehlivanlı hep birlikte Kırıkkale valimizi ziyaret ettik’ dedi! Dedi ama kendisi bile şaşırdı ağzından çıkana.

Cumhurbaşkanı iki üç kez öksürüp havayı değiştirmeye çalışarak bu kez solunda oturan Adalet bakanına döndü. Bakan Yılmaz Tunç derhal konuya girdi “İmamoğlu’nun derdi 17 bakan neden sahada? 17 bakan sadece seçimde sahada değil ki sürekli milletin arasında. Ya sen kendine bak” deyiverdi!

Ne olduğunu anlayamayan üst düzey bürokratlar birbirlerine baktılar...

Erdoğan konu dağılsın diye Hazine ve Maliye bakanı Mehmet Şimşek’e söz verdi bu kez. Şimşek sözlerine Kürtçe başlayıp “Güzel Batmanlı hemşehrilerim. Hepiniz başım gözüm üstüne. Hoş geldiniz” demez mi? Sonra acil olarak Türkçe’ye dönüp “Murat kardeşimiz gelirse metro yapımı hızlanırsa herkes kazanır” dedi, konuşmasını bir iki kelam da Arapça ile tamamladı!

Cumhurbaşkanı başını iki yana sallayıp sözü İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya verdi. Yerlikaya durumun tuhaflığını kavramış olacak ki “Beklenen Murat geldi, sandıklar açıldığı zaman İstanbul’u muradına erdireceğiz. Seçim güvenliği için 594 bin personelimiz canla başla çalışacak, kimsenin zerre endişesi olmasın” dedi ama dediğine kendi bile hayret etti.

Erdoğan kara kutusu, yılların MİT başkanı ve Dişişleri bakanı Hakan Fidan’a ‘durumu kurtar’ dercesine bakış atıp söz verdi. Fidan sakin sakin “Yaşadığımız felaketlerden ders aldığımızı göstermek istiyorsak Murat Kurum’un büyükşehir belediye başkanı olması gerekiyor. Kentsel dönüşümü yapacak birisi varsa Murat Kurum’dur” dedi!

Cumhurbaşkanı Milli Güvenlik Kurulu üyelerinin 31 Mart seçim travmasını ve yorgunluğunu halen atamadıklarını görüp kızamadı kimseye. Bari durumu toparlayayım diyerek konuya girdi. Fakat ağzından “O (İmamoğlu) buna da (Arnavutköy-İstanbul Havalimanı metrosu) sahip çıkar. Bunu onun sahiplenmemesi için millete iyi anlatmak lazım. Muraaat! Sahip çıkın malınıza, sahip çıkmazsanız bu adamlar sahip çıkar” sözleri dökülüverdi.

Neyse ki deneyimli askeri ve sivil üst düzey erkan vardı. Durumu toparladılar MGK gündemine geçildi, bildiri hazırlanıp kamuoyu ile paylaşıldı...

Koca koca bakanlar, komutanlar şaşkın vaziyette toplantıdan çıktı. Dışişleri bakanı Fidan ise dinlenmeye fırsat bulamadan NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı’na katılmak üzere Belçika’nın başkenti Brüksel’e uçtu. Programı doluydu. İlk olarak aramızı düzeltmeye çalıştığımız ABD’nin Dışişleri bakanı Antony Blinken ile bir araya geldi. Fidan Blinken’i karşısında görünce ona doğru giderek, “Ooooo komutanım merhaba” dedi!

Dedi ama bu lafı İstanbul sokaklarında Kurum’a destek turunda karşılaştığı eski genelkurmay başkanı Hulisi Akar’a söylediği aklına gelince diplomatik bir manevra ile durumu kurtardı, şaşkın şaşkın bakan Blinken’e, ‘hello dear minister’ diyerek elini uzattı.

Olmaz böyle şey diyorsunuz değil mi?

Milli Güvenlik Kurulu’nda olmadı en azından.

Şimdi bazıları çıkıp “Yahu muhalifliğin bile insafı olmalı... Devlet ciddiyetinde bu tür ciddiyetsizliklere müsaade edilir mi” diyecek.

Haklılar!

Devlette böyle düşüncesizlik, böyle particilik, böyle ciddiyetsizlik olmamalı...

Ama kardeşim devletin en üst düzey yöneticileri daha bir hafta önce saraydan gelen talimat üzerine, 100 yaşındaki Türkiye Cumhuriyeti’nin kritik görevlerinde olduklarını bir yana bırakıp, AKP’nin değil 85 milyonun cumhurbaşkanı, bakanı olduklarını unutup etmediler mi ‘tırnak içinde’ verdiğim bu lafları?

Tamam MGK’da değil, nerede ettiler bu lafları peki?

Milletin huzurunda!

Saraydaki MGK milletin kendisinden daha mı ciddi yani...