Sevgili okurlarım, iki günden bu yana aynı konuyu işlemeye ve Recep Bey’in Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kürsüsünde yapacağı o muhteşem konuşmanın bütün dünyayı yerinden zıplatacağını anlatmaya çalışıyordum.

Sanırım haklı çıktım...

Zira bu iktidarın elinde muazzam bir propaganda aygıtı var.

Medyanın büyük bölümünü şu veya bu biçimde ele geçirmeyi başardılar.

Sadece devleti, iş alemini ve korkunç boyutlara varan para gücünü ele geçirmekle yetinmediler, propaganda aygıtına da tümüyle el koymayı başardılar.

Kendilerini kutlamak gerek!

★★★

Yazılarımda ısrarla vurgulamıştım...

Anormal boyutlara varan medya gücü şimdi onun Birleşmiş Milletler kürsüsünde yapacağı sıradan bir konuşmayı allayıp pullayacak ve Türk milletine bu yolla satmaya kalkışacak.

Bunu her zaman yapıyorlar.

Nitekim yanılmadığım dün ortaya çıktı.

Recep Bey de bütün dünya liderleri gibi çıktı kürsüye, en azından bizim tahmin ettiğimiz mesajları verdi...

Ve elinde tuttuğu medya gücü gerekeni yaptı.

Şimdi size çoğumuzun gözünden kaçan dünkü inanılmaz başlıklarından bazılarını sunayım ki doğru tahminde bulunmuş olduğumu bir kez daha görmüş olun.

★★★

“Başkan Erdoğan Birleşmiş Milletler kürsüsünde ‘insanlık manifestosu’ yazdı...”

“Biz hiçbir zaman Avrupa Birliğine muhtaç olmadık...”

“Türkiye’nin ‘dünya beşten büyüktür’ tezi, karşılığını BM oturumunda buldu. Erdoğan’ın sözleri büyük alkış topladı... Biden: Bu reform için üzerimize düşeni yapacağız...”

★★★

Başarıları ve muhteşem performansı dün yandaş medyanın propaganda mekanizmasında yer bulmayı sürdürüyordu.

Bu kadarı da olmaz demeyin, Türkiye’de oluyor!

Başlıklar ve sunumlardan bazıları aynen şöyle idi:

“Fransa’dan Japonya’ya, Katar’dan Yunanistan’a, Erdoğan’ın konuşması manşetlerde...”

“Türkiye’yi başa çektiler. Dünya medyası Erdoğan’ın sözlerini gündeme taşıdı...”

“Tarihi konuşma dünya basınında. Erdoğan asla boyun eğmeyecek!..”

“New York’taki toplantılar etkili oldu. Türkiye’ye büyük kaynaklar ve fonlar akacak...”

Bunları okuyunca kendinize sormak zorunda kalıyorsunuz.

Acaba ne dedi de dünyayı böylesine ayağa kaldırmayı başardı!          

★★★

Konuşma metnini bizim medyadan ve yabancı kaynaklardan olabildiğince izledim...

Sadece ‘sıradan’ sözler...

Üstelik öyle bir konuşma ki, dünyanın neredeyse bütün iktidar yetkilileri gibi kürsüye çıkıp nutuk atıyor ve kendi ülkesinin doğru veya yanlış istemleriyle birlikte görüşlerini dile getiriyor.

İçlerinde sözleri dikkatle dinlenen ve Türkiye dahil televizyonlarda canlı yayınlanan sadece bir kişi var:

Biden.

Bizimki zaten yok...

Ötesinin çoğu fasa fiso.

Adet yerini bulsun diye söylenen sıradan sözler ve ikili temaslar.

★★★

Sevgili okurlarım, Recep Bey konuşmasında iki konuya daha dikkat çekiyor.

İlki, Azerbaycan’la Ermenistan arasında süregelen Karabağ ihtilafı.

O konuda (iki devlet bir millet) ilkesi doğrultusunda doğal olarak Azerbaycan’a destek verdiğimizi açıklıyor.

İkincisinde ise bütün dünya ülkelerine çağrıda bulunuyor...

KKTC’nin siyasi ve diplomatik açıdan tanınmasını istiyor.

Çok haklı, biz de bunu istiyoruz.

★★★

İyi de, KKTC konusunda işin perde arkasında dönen dümenleri ve Türkiye Cumhuriyeti üzerinde kurulmak istenen yutturmaca tezgahları görmezden gelmeye kalkışıyor!

Bazı gerçekleri hepimiz, hele de Türk vatandaşları çok iyi bildiği gibi yutmuyor da...

Biz Karabağ ihtilafı konusunda Azerbaycan’a bütün gücümüzle destek veriyormuşuz...

Bu çok güzel.

Peki şimdi soralım:

‘Dost ve kardeş’ Azerbaycan acaba benzer desteğin binde birini olsun Türkiye’ye veriyor mu?

Hayır, vermiyor.

Eğer aksini iddia ediyorsa KKTC’yi devlet kabul etsin ve tanısın.

Orada bir büyükelçilik açıp gereğini hiç değilse bundan sonra yapsın!

Yapıyor mu?

Hayır yapmıyor, ya da yapamıyor!..

Ama sonuçta bizi uyutuyor.

★★★

Bunları niçin söylediğime gelince...

Recep Bey bu konudan her fırsatta söz ediyor, konuyu Birleşmiş Milletler kürsüsünde bile uzun uzun dile getiriyor ama eşi bulunmaz bir dünya lideri olduğu halde, anlaşılan o ki sözü geçmiyor!

Sadece Azerbaycan’a değil, Orta Asya’daki sözüm ona ‘Türk’ Cumhuriyetlerine, hatta Afrika ülkelerine bile söz geçiremiyor.

★★★

Hazır bu konuya girmişken, aklıma gelen bir soruyu da sizlerle paylaşmak istiyorum.

Merak ettim ama öğrenemedim...

Acaba Azerbaycan’ın Kıbrıs Rum Kesimi’nde büyükelçiliği var mı?

Başka bir deyişle KKTC’yi kendi çıkarları doğrultusunda tanımayan bizim ‘iki devlet bir millet’ Azerbaycan, Rum Kesimi’ni resmen tanıyor mu?

Benimki sadece bir merak!

Umarım tanımıyordur.