İlk lig maçları zordur. Ne kadar geç saatte başlarsa başlasın nem Kadıköy’e çökünce istesen de temponu hep yüksek tutamazsın. Bizim ligin son yıllarda kaderi bu. Yoğun takvim denilerek yazın en sıcak ayının başında sezonu açıyoruz ve sonuç olarak çoğu maç çok zevksiz geçiyor.
Adana Demirspor yarı sahası iş çıkışı metrobüslerin içi gibi tıklım tıklımdı. Yetersiz bir takım olduğunun farkında olan Demirspor, kapanmak ve erken gol yememek için oyunun ritmini hep düşürmeye uğraştı. İlk 10 dakika hariç Fenerbahçe ceza sahası içinde etkin değildi. Maçın Demirspor adına olumlu tarafı, teknik direktörünün 15 yaşında olan kalecisi Deniz’e formayı vermesiydi.
Saint-Maximin tribünleri heyecanlandıran bir oyuncu. Rakibin beşli savunması karşısında iyi başladı. Ferdi ve Samuel ilk devre hücum yönünden vasat bir görüntü sergilediler. Dzeko’nun usta gol vuruşuna hiçbir kaleci müdahale edemezdi. Top çok zor yere gitmişti. İrfan Can daha fazla oyunun içine girmeliydi. Oosterwolde kontrolsüz girişlerine devam ederse özellikle Avrupa maçlarında kırmızı kartı hemen görür. Tadic, elinden geleni yapıyor ama etkili olamıyor. İsmail ve Szymanski orta alanda görevlerini yaptılar. Mourinho’nun Fred’i özlüyorum demesi çok normal. Orta sahada mimar oyuncu eksikliği epey hissediliyor.
Son 10 dakikaya girerken kendi evinde sadece 3 isabetli şut atmak bence iyi bir istatistik değil. Mourinho’nun santraforu kim olacak onu merak ediyorum. Dzeko ile En-Nesyri büyük ihtimalle birlikte oynamayacaklar. İki oyuncudan biri hep kulübeden mi oyuna dahil olacak acaba? Çok büyük bir lüks bu. Nihayetinde tabii ki Mourinho ne yapacağını bilir.
Önemli olan sezona galibiyetle başlamak. Oyun Fenerbahçe adına daha iyiye gider diye düşünüyorum.