Dünya gıda enflasyonu sıralamasında ise Türkiye; Arjantin, Zimbabwe, Güney Sudan’ın ardından dördüncü sırada... Avrupa’da birinci olduğumuzdan sayamıyorum önümüzdeki ülkeleri...
ÖTV zamları ve her ay başımıza gelen fiyat artışları yüzünden, alkollü içeceklerde sahtecilik zaten biliniyor. Yan etkisi ya hastanelik ediyor ya da öldürüyor.
★★★
İyi de dönerin içinden at, hamburgerin içinden eşek eti çıkmasına ne demeli? Üstelik, bu hileli yiyecekler, tanınmış markaların raflarında boy gösteriyor.
Türkiye’nin sucuk, pastırma, salam, sosis ve şarküteri ürünleriyle meşhur illerimizden Kayseri’de bu maddeleri üreten 18 şirketin 12’sinin ürünlerinde tek tırnaklı yani at, eşek, domuz gibi artık etrafta hangi hayvan varsa onların katkıları saptandı.
★★★
Maliyetler yükseldi tamam ama sağlığımızla bu kadar da oynanmaz ki birader... Sahte ürünler bir yana, midemizden ne çıkacak korkusu diğer tarafta... Kim bilir ne yediriyorlar bize ekmek arasında?
Kötü yönetim sadece fakirleştirmez demiş miydim ben size?
Bulmuşlar beleşi terk ederler mi ülkeyi?
Tam seçim öncesinde, “Suriyeli mültecilerin kendi ülkelerine, kendi topraklarına dönmesini sağlayacağız” diyen kimdi? Seçimi kazanan Erdoğan... Bak fırsat ayağına geldi. Suriye Devlet Başkanı Esad, Türkiye’ye sığınan Suriyelileri de kapsayacak şekilde “Genel Af” ilan etti.
Açık konuşalım; bu kadar çok sığınmacının olduğu bir ülkede hiçbir ekonomik karar hiçbir politika işe yaramaz. Mümkün değil toparlanmaz.
★★★
Ne maaşlar yükselir ne ev fiyatları düşer ne de kiralar azalır. Aç kalmamak için ne iş olursa yarı fiyatına çalışacaklar, karda kışta sokakta kalmamak için beş on kişi bir araya gelip ev tutacaklar. Yahu Almanya bile Schengen Bölgesi’nin kurallarına aykırı olarak sınırlarını kapatmak zorunda kaldı. Fazlasını bünyesi kaldırmadı!
★★★
İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasına göre, Türkiye’de 3 milyon 90 bin kayıtlı Suriyeli bulunuyor. İşin aslı kayıt dışı sayılarla bu rakamın kim bilir kaç katına çıkıyor. Kimse bilmiyor.
Bir bakalım elimizdeki kayıtlar doğru mu diyerek saymaya çalıştılar, 729 bin Suriyeli bulunamadı... Paranı kaybedersin anlarım ama nerede Kıbrıs Türk Kesimi nüfusunun iki katı sayısındaki sığınmacı?
★★★
Türkiye ile Suriye arasındaki normalleşme müzakereleri tıkanmışken, Esad’ın 22 Eylül’de ilan ettiği genel af Türkiye’ye “bakın bu fırsat kaçmaz” dedirtecek cinsten... Zira vazgeçmiyor ümmetin lideri olma hayallerinden!
İktidarın bu genel af konusunda sessizliğini koruması da ayrı bir muamma... Sadece seçim öncesi “göndereceğiz” deniliyor. Milletin gazı alınıyor. Sonrasında yetkililerin tamamı kulağının üzerine yatıyor.
★★★
Görünen o ki, iktidarın bu konuda ne planı ne de niyeti var. Suriye’nin kuzeyinde yapılan evlerin asıl hikayesi inşaat ihalesi...
Hayır, hepsinin gideceğini bilsem, evden geçtim villa bile veririm. Bugün ev ver hepsine, kolundan tutup sürüklesen yine de gitmez kimse...
Satarlar, kiraya verirler, Türkiye’de yaşamaya devam ederler. Eğitim, sağlık, ulaşımın bedava olduğu memleketi mi terk edecekler?
Doktorları bir kovmadıkları kaldı!
İlkokulları bile temizlemeye parası olmayan ülke ne yapabilir ki sağlık sisteminde? Üniversite hastanelerini terk eden edene...
Üniversite hastaneleri yerinde duruyor ama içi boşalıyor. Kurumsal altyapıdan personel sayısına, akademik kadrolardan ameliyathane ve tıbbi cihazlara kadar her alanda gerileme var.
Pek çok deneyimli tıp akademisyeni, partizanlık ve mobbing yüzünden emekliye ayrılıyor. Yurt dışına gitmek veya özel hastanelere geçmek isteyen hekimlerin sayısı da hızla artıyor.
★★★
2022’de 42 bin 83 olan hekim ve tıp akademisyeni sayısı, 2023’te 35 bin 710’a düştü. Yani bir yılda 6 bin 373 akademisyen ayrıldı.
Personel sayısındaki azalma da dikkat çekici... Toplamda 183 bin 930’dan 175 bin 134’e indi. Bir yılda toplam 15 bin 169 sağlık çalışanı üniversite hastanelerini terk etti.
Yoğun bakım hemşiresi, laborant ve diğer nitelikli sağlık personeli sayısındaki 8 bin 796’lık düşüş, üniversite hastanelerinin geleceği açısından tehlikeli hale geldi.
Nitekim bu hastaneler, sadece tedavi merkezi değil, aynı zamanda tıp öğrencilerini ve hekim adaylarını eğiten araştırma kurumları...
★★★
Peki nedeni neydi? Sağlıktaki ticarileşme ve yap-işlet-devret modeli şehir hastaneleri uğruna üniversite hastanelerinin geri plana itilmesi...
Şehir hastanelerini işleten firmalara, sadece bu yılın ilk üç ayı için 22 milyar 140 milyon lira ödendi. İsterse yansın üniversite hastaneleri... Yollamazlar bile itfaiyeyi...