Art arda gelen alacak-verecek kavgası haberleri, ev sahibi-kiracı cinayetleri, karşılıksız çıkan çekler, artan suç oranları… Türkiye'de aylardır aralıksız yükselen fiyatlar toplumun davranışlarını, insanların karakterini değiştiriyor.

Türkiye bir kez daha enflasyonda rekor tazeledi.

Mevsimsel etkiyle aslında fiyatların düşmesi gerekiyordu.

Olmadı.

Aylık enflasyon TÜİK'e göre yüzde 9,49 bağımsız araştırmacıların oluşturduğu ENAG'a göre yüzde 13,18 oldu.

Tarihin en yüksek Temmuz enflasyonu olarak kayıtlara geçti.

Yıllık enflasyonsa TÜİK'e göre yüzde 47,83 ENAG'a göre ise yüzde 122,88'e yükseldi.

Üstelik Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek yaptığı açıklamayla 2024 ortasına kadar yüksek enflasyonun süreceğini itiraf etti.

★★★

Türkiye 1990'lı yıllarda da benzer bir yüksek enflasyon süreci yaşamıştı.

1991 seçimleri öncesinde 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in bir açıklaması son günlerde tekrar sosyal medyada gündem oldu.

Demirel "Enflasyon devletleri yıkan bir olaydır. Milletleri içinden bozan bir olaydır. Enflasyon sadece pahalılık olayı da değildir. Ahlakı bozar, borcu olan borcunu ödemez, alacağı olan alacağını alamaz. Hırsızlıktan, soygundan, fuhuşa kadar hemen hemen bütün yolları açar. Toplumun içini bozan bir olaydır. Onun için Batılılar, enflasyona bir numaralı halk düşmanı derler. Tek kollu canavar derler. Batı enflasyondan fevkalade çekinir" diyor.

★★★

32 sene sonra…

2023 Türkiye’si...

Yaşadığımız ekonomik kriz ve buna karşı hükümetin çözümden uzak yaklaşımları halkın sadece mal değil, can güvenliğini de tehdit eder hale geldi.

İstanbul Bayrampaşa'da 93 yaşındaki ev sahibi balta ile kiracısının kapısını kırıyor.

Muğla'da bir başkası evden çıkmıyor diye kiracısının dairesine biber gazı sıkıyor.

İstanbul'da Gaziosmanpaşa, Esenyurt, Kağıthane… Veya Rize, Mersin...

İller, ilçeler başka ama olaylar benzer.

Yakın tarih ev sahibi ve kiracılar arasında cinayetle sonuçlanan kavgalarla dolu.

Sistemin dengesi bozuldu çünkü.

Hükümet kira artış oranını yüzde 25’le sınırlandırdı.

Ama ne yazık ki, aynı sınır vergilere, akaryakıta, market raflarındaki etiketlere gelmedi.

Fiyatlar yükseldi, geliri o hızda artmayan milyonların ruh sağlığı bozuldu.

Kimi aç kalmama, kimi önceden sahip olduğu yaşam standardını korumanın derdine düştü.

Milyonların maaşı asgari ücrette eşitlendi.

Bu yüzden de alternatif gelir arayışları günlük dile, davranışlara yansıdı.

★★★

Dolandırıcılık yöntemlerinde de sınırlar aşıldı.

Boyadıkları evin fotoğrafları ile internete kiralık ilanı verip kapora alanlar da çıktı, sahte AFAD sitesi kurarak bağış toplayanlar da…

Patates, soğan gibi otomobili de stoklayanlar çoğaldı.

Milyonlar için bir araç almak zaten hayale dönüşmüştü.

Ancak alabilenler için de rüşvet vermek, tanıdık bulmak, “birilerini görmek” gerekir oldu.

Getirilen birbirinden değişik kuralların arkasından dolaşmak için türlü türlü yollar denendi.

Borçlar katlandı.

Üstelik o borçlar ödenemez ya da ödenmez hale geldi.

Takasbank verilerine göre Temmuz’da karşılıksız çek sayısı bir önceki aya göre yüzde 116,2 arttı.

Karşılıksız çek tutarı 2,26 milyar liradan 5,28 milyar liraya yükseldi.

Son 2 yılın en yüksek seviyesine çıktı.

★★★

Alacak verecek kavgalarında mahkemeye başvurup sonucunu bekleyen kalmadı.

Hemen her köşe başında oluşan küçük küçük “mafyacıklar” kendi adaletlerini sağlama peşine düştü.

Hafta sonu Esenyurt’ta tekel bayiine yapılan baskın bu örneklerden sadece biriydi.

20 ve 24 yaşlarında iki genç hayatını kaybetti borç kavgasında.

Güvenlik kamerası görüntüleri olduğu için infial yarattı.

Ama görüntüsü olmayan onlarca olay meydana geldi son günlerde.

Bursa'da araç satışında anlaşmazlık yaşayan iki grup sokak ortasında pompalı silahlarla birbirini taradı.

İzmir’de, Konya’da canlar yitip gitti hep benzer tartışmalarda.

 ★★★

Ekonomik kriz bir sosyal patlama yaratmış durumda.

Gelecek kaygısı öfkeyi büyütüyor.

Kime dokunsan barut fıçısı gibi.

Mafya üyeleriyle çekilen fotoğrafları çarşaf çarşaf yayınlayıp övünenler, sorunları silahla çözmeyi de normalleştirir hale geldi.

Suç oranları da silahların sayısı da arttı.

Umut Vakfı Türkiye’de 9 milyon ruhsatlı, 36 milyon da ruhsatsız silah olduğunu söylüyor.

Üstelik her geçen gün o silahların ateşlenme oranı yükseliyor.

Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre 2014 yılında 6,9 milyon olan soruşturma sayısı, 2022’de 10 milyon 599 bine çıktı.

En çok işlem yapılan suçlarda ilk sırayı 204 binden fazla dosya ile Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun’a muhalefet yer aldı.

★★★

2 asgari ücret Türk-İş’in açıkladığı 37 bin 974 TL’lik yoksulluk sınırına yetmeyince, daha çok çocuk okuldan alınmaya ve aile bütçesine destek olmak için çalışmaya başladı.

CHP Yoksulluk ve Dayanışma Ofisi Koordinatörü Hacer Foggo’ya göre ekonomik krizden dolayı 1 milyon çocuk okulu bırakıp çalışmaya başladı.

Okullaşma oranı düştü, suç oranları arttı.

TÜİK güvenlik birimine gelen veya getirilen çocuklara ilişkin istatistikleri de yayımladı.

Buna göre, geçen yıl çocukların karıştığı olay sayısı, 2021'e kıyasla yüzde 20,5 artarak 601 bin 754'e çıktı.

Bu çocukların yüzde 37,8'ine yaralama, yüzde 25,2'sine hırsızlık, yüzde 4,5'ine uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak, satmak veya satın almak suçları isnat edildi.

Üstelik kime sorsanız “Bunlar daha iyi günlerimiz.”

Toplum farklılaşıyor.

Gözümüzün önünde…

Ekonomiyi bozanlarsa bugün sırça köşklerinden toplumun da göz göre göre bozulmasını seyrediyor.