Enflasyon düzeltmesi uygulaması ilk olarak 2003 ve 2004 yıllarında yapılmıştı. Bu tarihten sonra Aralık 2021 sonuna kadar yasada belirtilen söz konusu şartlar oluşmadığı için enflasyon düzeltmesi yapılmamıştı.
Aralık 2021 sonu itibarıyla kazançlarını bilanço esasına göre tespit eden Gelir ve Kurumlar Vergisi mükelleflerinin, 2021 yılı 4. dönem geçici vergilendirme döneminde mali tablolarını enflasyon düzeltmesine tabi tutmaları gereği ortaya çıkmıştı. İktidar, enflasyon düzeltme işlemlerinin yoğun işlem ve zaman gerektirdiği bahanesiyle, 7352 sayılı Kanun ile bir düzenleme yapmış ve enflasyon düzeltmesi uygulaması 31.12.2023 tarihine ertelemişti. Bu erteleme ile birlikte 2021 ve 2022 yıllarında enflasyon düzeltmesi yapılmamıştı. Yapılan düzenleme ile enflasyon düzeltmesi şartların oluşup oluşmadığına bakılmaksızın 2023 yılı 1’inci, 2’nci ve 3’üncü geçici vergi dönemleri hariç sadece 31.12.2023 tarihli bilançolar için uygulanacak.
Uygulamanın başlamasına kısa bir süre kala, Gelir İdaresi Başkanlığı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği Taslağı’nı web sitesinde yayımlayarak düğmeye bastı.
ENFLASYON DÖNEMLERİNDE ENFLASYON DÜZELTMESİ YAPTIRMAMAK GERÇEĞİ YANSITMAYAN MALİ TABLOLAR ORTAYA ÇIKARDI
Enflasyon düzeltmesi, paranın satın alma gücündeki değişmeler nedeniyle gerçek durumu ifade edemeyen mali tabloların, gerçek durumu ifade eder hale gelmelerini sağlamak üzere düzeltme işlemine tabi tutulmasıdır.
Enflasyon düzeltmesi, mali tablolarda yer alan parasal olmayan kıymetlerin Türk Lirası değerlerinin, tablonun ait olduğu tarihteki değerine yükseltilmesidir. Düzeltme, parasal olmayan kıymetlerin enflasyon düzeltmesinde dikkate alınacak tutarlarının düzeltme katsayıları ile çarpılması suretiyle gerçekleştirilecektir.
2023 takvim yılı sonu itibarıyla (kendilerine özel hesap dönemi tayin edilen mükellefler, 2024 yılında biten özel hesap dönemi sonu itibarıyla), 2023 hesap dönemine ilişkin mali tabloların enflasyon düzeltmesine tabi tutulması gerekmektedir. Ayrıca şartların oluşmasına bağlı olarak geçici vergi dönemleri dahil 2024 hesap dönemi (kendisine özel hesap dönemi tayin edilenlerde 2025 yılında biten hesap dönemi) ve şartların devamına bağlı olarak izleyen dönemlere (geçici vergi dönemleri ve hesap dönemleri) enflasyon düzeltmesi uygulanacaktır.
31/12/2023 tarihli mali tabloların enflasyon düzeltmesine tabi tutulması sonucu kaynaklanan kâr/zarar farkı, geçmiş yıllar kâr/zararı hesabında gösterilecektir. Bu şekilde tespit edilen geçmiş yıl kârı vergiye tabi tutulmayacak, geçmiş yıl zararı zarar olarak kabul edilmeyecektir.
Bilanço esasına göre defter tutan Gelir ve Kurumlar Vergisi mükelleflerinin, 31/12/2023 yılı bilançosunda yapacakları düzeltme işlemleri doğrudan vergi etkisi yaratmayacak; ancak 31/12/2023 bilançosunda düzeltilen parasal olmayan kalemler 2024 ve sonraki yıllarda düzeltilmiş değerleri üzerinden gider, maliyet veya gelir unsuru olarak dikkate alınacaklarından 31/12/2023 yılı bilançosunun düzeltilmesi 2024 ve takip eden yıllarda dolaylı olarak vergi etkisi yaratacaktır. 2024 yılından itibaren ise enflasyon düzeltmesi sonucu oluşan enflasyon düzeltme farkları gelir tablosu ile ilişkilendireceğinden cari dönemin vergi matrahını doğrudan etkileyecektir.
Özkaynak yerine borçlanmayı tercih eden mükellefler enflasyon düzeltmesi nedeniyle 2024 yılında vergi ödeyecekler
Ülkemizde 2021, 2022 ve 2023’te yaşanan ciddi enflasyona rağmen enflasyon düzeltmesi yaptırılmaması, düşük kâr elde edip borcunu ödeyecek kadar gelir elde edememesine rağmen; yüksek kredi veya destek alabildiği için ayakta duran şirketlerin sayısını arttırdı.
Şirketlerin yüksek borçluluk oranına sahip olduğu ülkemizde, enflasyon nedeniyle fiktif kârlar elde eden şirketler vergi ödediler, vergi sonrası kârlarını dağıttılar. Şimdi, aynı işlerini sürdürmek için azalan özkaynakları nedeniyle 3 kat daha fazla yabancı kaynağa ihtiyaç duyuyorlar. Ancak krediye erişmek artık çok zor olduğu için, önce konkordato sonrasında ise iflasa doğru sürükleniyorlar.
İktidar, enflasyon gerçeğini görmemek, konuşturmamak için; Türkiye’nin 500 büyük sanayi kuruluşu listesinde yer alan firmaların bile borçluluk oranının %71 olduğu gerçeğini görmezden gelerek, enflasyon düzeltmesi uygulamasını erteledi. Ülkemizde faaliyette bulunan yabancı bankalar, bu süre içinde Türkiye operasyonlarında çok ciddi kârlar elde ettiler. Bu bankaların yurtdışındaki merkezlerinde Uluslararası Finansal Raporlama Standartları uygulanarak, enflasyon muhasebesi sonucu bankaların aslında zarar ettiği ortaya çıktı.
Ülkemizde mevcut işyerlerinin %99.7’sinin KOBİ olduğu gerçeği karşısında; parasal olmayan varlıklarını (stoklar, demirbaşlar, makine teçhizatlar, mali ve maddi diğer duran varlıklar, yatırımlar vb.) özkaynak yerine, parasal olan ve enflasyon düzeltmesine tabi tutulmayacak pasif kalem olan borçlarla finanse etmekte olan firmalar 2024 yılı içinde başlamak üzere enflasyon düzeltmesi nedeniyle oluşacak kârlar nedeniyle daha yüksek vergi matrahı ve daha fazla vergi yükü ile karşılaşacaklar.
Parasal olmayan varlıkları, parasal varlıklarının altında kalan ve güçlü özkaynağı ile parasal varlık ve düşük parasal olmayan varlıklarını finanse eden, borçluluk durumu az olan işletmelerde ise; 2024 yılı içinde enflasyon düzeltmesi sonucunda zarar unsuru ya da daha az kâr oluşacak ve bu işletmelerin vergi matrahları ve dolayısıyla vergi yükleri azalacaktır.
Vergisel amaçlı hazırlanan
ve içinde kıdem tazminatı karşılığı, izin karşılığı ve diğer karşılıkların dikkate alınmadığı, amortismanların vergisel amaçlı ayrıldığı, kayıtlarda aktifte olmayan bazı tutarların bulunduğu bir bilançoyu enflasyon muhasebesine tabi tutsanız da yine anlam ifade etmeyecektir. Hazır, Küçük ve Mikro İşletmeler için Finansal Raporlama Standardı varken ve de mevzuatımızda yeniden değerleme uygulaması mevcutken enflasyon muhasebesine gerek kaldı mı?