Bu sorunun yanıtı kesin olarak bilinmiyor.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK) 16 Haziran 2023’te hazırlayıp İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdiği rapora göre Denizbank’a başvuranlar Erzan’a muhtelif tarihlerde elden ve nakit para verdiklerini söyledi.
Bazıları paranın bir kısmını geri aldığını anlatırken, bir kısmı ise hangi tarih ve tutarda para verdiği konusunda ayrıntı sunamadı.
Bazılarının beyanları ile kayıtlar arasında ciddi tutarsızlar var.
BDDK, çekilen ve yatırılan paranın izini sürmek için şikayetçiler tarafından yapılan 23 bankadaki 500 bin TL, 500 bin dolar ve 500 bin Euro ve üzeri çekimleri inceledi.
Çekilen ve yatırılan para bağlamında belirgin bir eşleştirme yapılamadı. Bunun başlıca nedeni, işlemlerin fiziki ve nakit şekilde gerçekleşmiş olması.
Rapordan:
“Bazıları paraları Denizbank’taki hesaplarından, bazıları başka banka hesaplarından, bazıları isim belirtmeksizin başka kaynaklardan verdiklerini ifade etmektedirler.
Erzan’a verdilerini iddia ettikleri para konusunda mevcut olan bilgi, belge ve ayrıntı eksikliğinin anılan şahıs (Erzan) tarafından geri ödediği iddia edilen paralar konusunda da fazlasıyla mevcut olduğu anlaşılmaktadır.”
BATIK TABLOSU
Denizbank, kendisine başvuran Seçil Erzan-zedelerin ifadeleri doğrultusunda batık tablosu çıkardı.
Bu tabloya göre 29 kişi 43.920.082 dolar ve 15.562.000 TL alacaklı olduğunu savunuyor.
Batan dolar dünkü kurla, yani 28.37’den çevrildiğinde 1.246.013.000 TL ediyor.
Batık TL üzerine eklendiğinde 1.262.000.000 TL’yi geçiyor.
Alacaklı kişilerden bazıları ve alacakları şöyle:
Arda Turan: 7.500.000 dolar.
Volkan Bahçekapılı (Emre Belözoğlu adına): 4.292.000 dolar.
Fırat Özdemir (Semih Kaya’nın menajeri): 4.046.000 dolar.
Emre Çolak: 3.212.000 dolar.
Semih Kaya: 3.207.002 dolar.
Selçuk İnan: 1.930.000 dolar.
PARA FAİZE VE TEFECİLERE Mİ GİTTİ?
Raporda yanıtı aranan bir diğer soru ise şöyle:
Erzan, paraları nerede kullandı?
Bunun da yanıtı bilinmiyor.
Çünkü “Paralar banka kayıtlarına girmedi.”
Erzan, valiz ve çantalar içinde teslim aldığı paraları bankaya yatırmadı.
Ne olmuş olabilir?
Erzan’ın 9 Nisan’da Denizbank görevlilerine verdiği ifadeye göre borç sarmalı oluşmuş.
Borsada uğradığı zararı karşılayabilmek için Fatih Terim Fonu ile 35-40 günlük vade ve yüksek faizle para toplamış.
Ödeyemediği noktada tefecilerin eline düşmüş.
Yüzde 50 gibi yüksek faizle para satın alıp borçlarını kapatmış.
Aralık 2022’de başladığı sistem 7 Nisan 2023 itibariyle çökmüş.
Erzan, borç sarmalından çıkmak için Çorlu ve Bozcaada’daki evlerini ipotek ettirdiğini ve senetler verdiğini iddia ediyor.
Erzan, “Sisteme giren paralar sistemdeki diğer kişilere ödendi. Sistemde borçlanan bendim. Menfaat elde etmedim” diye konuşuyor.
En az 1.260.000.000 TL’yi bulan serveti bu kadar basit şekilde batırmış olamaz.
İhtimaller mi?
Kripto paraya çevirmiş, borsaya yatırmış, bahiste kaybetmiş ya da yurtdışına kaçırmış olabilir.
Yahut...
Bir yerlerde saklıyordur.
Fatih Terim’in adı dosyada buhar edildi
Alacaklı tablosunda üç kişinin adı geçmiyor:
Fatih Terim, kızı Buse Terim Bahçekapılı ve Bahçekapılı’nın kuzeni Terim Arıcan.
Alacakları mı yok?
Var.
Bahçekapılı 250.000, Arıcan 50.000 dolar kaptırdığını savcılık ifadelerinde beyan ediyor. Bu bilgiyi Erzan da doğruluyor. Ancak ne hikmetse Bahçekapılı ve Arıcan alacaklarını tazmin için Denizbank’a başvurmamış.
Erzan, Fatih Terim’in de 300.000 dolar verdiğini söylüyor. Terim’in Arda Turan ve Emre Belözoğlu ile birlikte Denizbank yetkilileriyle görüşmeye katıldığını görüyoruz.
Demek ki o da para kaptırdı.
Ayrıca Fatih Terim’in adı kullanarak, kızı ve en yakınındakiler bile dolandırıldı. O kadar ki Terim’in damadı Volkan Bahçekapılı ve yakın dostu Nur Erkasap’ın yüksek tutarda para çekmelerine, Terim’le yakınlıklarından ötürü müdahale edilmedi.
Hal böyleyken savcılık, Fatih Terim’in adını dosyada buharlaştırdı. Terim, ne mağdur ne de tanık olarak ifade verdi. Verdiyse bile dosyaya konmadı.
Sabancıların da adını kullanmış
Seçil Erzan, “Sistemin artık getirisi yok” demesine rağmen kimseyi inandıramadığını belirterek, “Sistemin devam etmesini istediler. Hatta bu yönde bana baskı yaptılar” diye konuşuyor.
BDDK raporunda Erzan’ın beş şekilde para topladığı belirtiliyor.
Fon Vaadi: Özel bir fon oluşturulduğunu, seçkin kişilerin katıldığını, nakit talimat ve nakit geri ödeme usulüyle çalışan fonun yüksek kazanç sağlayacağını, Fatih Terim, Arda Turan ve Sabancı ailesi mensupları gibi kişilerin yatırımcı olarak paralarının bulunduğunu beyan etti.
Yüksek faiz: Gerçekçi olmayan derecede yüksek faiz oranları vaat etti.
Yatırım amacı: Yakın arkadaşları ve akrabalarından yatırım amacıyla para topladı. Bazıları paraların değerlendirilmesi için Erzan’a para verdi.
Borç: Bazı şahıslardan borç aldı.
Dış kaynaklardan alınan para: Zaman zaman tefecilerden ve kendisine kaynak sağlayabilecek kişilerden yüksek faizli şekilde para satın aldı. Bu paralar Erzan’ın kurduğu sistemin işlemeye devam etmesi için kaynak olarak kullanıldı.
Polatların avukatı ile Adalet Komisyon Başkanı kuzenmiş
Dilan ve Engin Polat’ın avukatı Hüseyin Kaya, soruşturmanın açıldığı ve davanın görüleceği İstanbul Anadolu Adliyesi Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet Kaya ile amca çocuğu çıktı.
Rize’nin Çayeli ilçesinden olan Kaya’lar eski Cumhurbaşkanı Genel Sekreteri Fahri Kasırga’nın köylüsü.
Hukuki Araştırmalar Derneği Başkanı da olan Kaya’yı aradım.
“Ahmet Kaya ile akrabalık ilişkiniz şüphe yaratmaz mı?” diye sordum.
Şu yanıtı verdi:
“Hayır çünkü dosyada bir görevi yok. Avukatlık tarzımda, kardeşim olsa fark etmez. Dosyayı almadan önce ve sonra kendisiyle görüşmedim.”
Sahte faturayla dolandırıcılık iddiasına dayanan Demir Yumruk Davası’ndaki avukatlığından ötürü Polatlar tarafından tercih edildiğini kaydeden Kaya, “Bu arkadaşları davadan önce tanımazdım” diyor. Kaya, kendisi dışında 15-20 avukatın daha Polatları savunduğunu belirtiyor.
Kaya, eskiden Milli Görüşçü ve AK Partili olduğunu, bugün ise Varoluş Hareketi adlı siyasi çevrenin içinde bulunduğunu kaydediyor.
Siyasi geçmişinden ötürü tercih edilip edilmediğini sordum.
“Böyle bir arka planı olduğunu düşünmüyorum” diyor.
Polatlar için ne düşündüğünü sordum.
Şöyle dedi:
“Şımarık zenginlik. Parayı bulmuş, şımarmışlar. Bu arkadaşlarla biraz ironi yaptım. ‘Ayaklarım üşüyor’ dedim. ‘Terlik yetiştirin’ dedi Dilan’la kocası. ‘Yok’ dedim, ‘Bir balya dolar koyun ayaklarımın altına.’ (Gülüyor) Esas itibariyle Türkiye sosyolojisindeki değer kaymaları ve özentiler bunlar.”
Suç boyutunu sordum.
Yalnızca Vergi Usul Kanunu yönünden suç işlendiğini iddia etti.