Ekonomik çöküntüyü önleyemeyen, enflasyonla baş edemeyip halkı yoksulluğa sürükleyen iktidar, ülkenin gündemini değiştirmek için çareyi hukuk dışı yollarda arıyor!
Enflasyonu durduramıyor ve halkı yoksulluktan kurtaramıyorlar ama muhalefeti yıldırmak, milleti susturmak için her şeyi yapıyorlar!
Halkın iradesine de saygı gösterdikleri yok!
Seçilmiş belediye başkanlarını görevden alıp yerlerine Kayyum (Kayyım) atamak, Teröristbaşı Öcalan’ı Meclis’te konuşmaya davet etmek, “Etki Ajanlığı” diye bir yasa tasarısı düzenleyip, yeni yeni suçlar icat etmek...
Bunlar hep iktidarı kaybetme korkusuyla yapılan antidemokratik işler...
Şimdi de İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyeleri ile Beykoz Belediyesini kıskaca aldılar.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, iktidarın bu tutumunu eleştirirken “İçişleri Bakanlığı’na, Adalet Bakanlığı’na, Çalışma Bakanlığı’na ‘Gidin, suç bulun, bulamazsanız bir şey uydurun!’ talimatı verildiğini biliyoruz!” dedi.
Çok ciddi bir iddia ve vahim bir durum!
★★★
Gelelim, iktidara muhalif olan herkesi “Sen etki ajanısın, casussun” diye sindirip baskı altında tutmayı amaçlayan korkunç tasarıya...
Kamuoyunda yoğunlaşan tepkiler üzerine “Etki Ajanlığı” yasa teklifi “ikinci defa” Meclis’ten geri çekildi, fakat... Bir süre sonra aynı tasarı ufak tefek değişikliklerle yeniden pişirilip “üçüncü defa” önümüze sürülebilir!
Türkiye, ne yazık ki, halkın iradesine dayalı, özgürlükçü bir hukuk devleti olmaktan uzaklaştırılarak AKP iktidarının siyasi çıkarlarına göre şekillendirilmek isteniyor!
★★★
Ekonomiyi yönetenler bile, enflasyonun tek haneli rakama düşeceği tarihin 2026 yılı ortaları ya da sonları olduğunu belirtiyor. Peki, bu kesin mi? Hayır, hiç bir garantisi yok!
İktidarın “Evdeki hesapları çarşıya uymayabilir!”
Önüne geleni ezen, yutan bir canavara benzeyen enflasyonu önleyemeyen iktidar sürekli olarak halktan “SABIR” istiyor.
Sabır iyi de, nereye kadar?
İnsanlar çok fakir... Dayanılmaz sıkıntı içindeler...
İktidar her defasında vatandaştan sabır istiyor.Fakat unutmamak gerekir:
Çok sabır, sonunda insanı çatlatır! Toplum neredeyse o noktaya geldi!
Alnı secdeye düşenlerin iktidarında yaşananlar!
Başbakanlığı döneminde yaptığı hatalar nedeniyle Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu’na soğuk bakarım. Fakat, İzmir’deki yangında hayatlarını kaybeden beş masum yavru için yaptığı konuşmayı beğendim.
En küçüğü bir, en büyüğü beş yaşında olan talihsiz beş kardeşin ölümüyle ilgili olarak duyarsız bir açıklama yapan AKP’li Özlem Zengin’e tepki gösteren Davutoğlu’nun sözleri, en katı yürekli siyasetçilerin bile kafalarına dank edecek nitelikte!
“Alnı secdeye düşenlerin iktidarında bunları mı yaşayacaktık?” diyen Davutoğlu şöyle devam ediyor:
“Çocuklarımızı koruyamadık! Allah’ın bu millete ve hepimize emaneti olan beş can... İsimleri bile sanki kaderin onlara yaşattıklarıyla uyumlu: Nefes, Peri, Miraç, Masal ve Bulut... Siyasetimiz demek güçlü değildi ki, bu masumlara sahip çıkamamışız!
Meclis’te bir ses ‘Her şeyi paraya bağlıyorsunuz, bunun arkasında başka sebepler var’ diyor, yakışmıyor. Neyse sebep izah edin ama böyle demeden önce acıyı yüreğinizde hissedin. Bir damla gözyaşı dökün!
‘Eksik yaptık’ demiyorlar, her zaman bir mazeretleri var. Bu beş canın hesabını nasıl vereceğiz? Efendim, paraymış mesele! Siz hiç aç yatan çocukları gördünüz mü? Ne zamandan beri varoşlara gittiniz?”
Davutoğlu haklı. İktidar millete “En az 3 çocuk, 5 çocuk yapın” diyor ama o çocuklara nasıl bakılacağını maalesef düşünmüyor.
“Saldım çayıra, Mevlam kayıra!”
Kayırmıyor işte!
GÜNÜN SÖZÜ
Aç kalan kuş gafil olur, gafil kuşun ise avcısı çoktur!