Hrant Dink'in 10. ölüm yıl dönümündeki anmada yaptığı konuşmayı "Gelin, bu ülkedeki güvercin tedirginliğini kaldıralım. Gelin, güvercinlere kıymayalım" diyerek bitirmişti eşi Rakel Dink.

Dink suikastı sonrası hayatımızda iyiden iyiye yer etti “güvercin tedirginliği” ifadesi.

Öldürülmeden önce yayımlanan yazısında aldığı tehditler üzerine "Evet kendimi bir güvercinin ruh tedirginliği içinde görebilirim, ama biliyorum ki bu ülkede insanlar güvercinlere dokunmaz" demişti Dink.
Dediği, umduğu gibi olmadı.
Güvercin tedirginliğinde son buldu yaşamı.
19 Ocak 2007’de İstanbul’da sokak ortasında, güpegündüz, arkasından vurularak katledildi.

★★★

Onun bu cümleleri kurmasının üzerinden neredeyse 17 yıl geçti.
O cinayeti işlediğinde 17 yaşında olan katili, “tetikçi” Ogün Samast’ın örgüt üyeliğinden aldığı ceza zaman aşımına sokuldu.

Hrant Dink’in ölümü sıradanlaştırıldı.

Bir çocuğun, bir anlık öfkeyle Trabzon’dan İstanbul’a gelip tetiği çektiğine inanması istendi milyonların.

Bu yüzden de cezası doldu, “iyi halli” bulunarak şartlı tahliye edildi.

Rakel Dink cenazede eşine veda için okuduğu mektupta “Bir bebekten katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılamaz kardeşlerim cümlesini kurmuştu.

O “karanlık” hiç sorgulanmadı.

★★★

Onlarca kişi, farklı farklı zamanlarda tutuklandı. Ama sonra hepsi serbest “bırakıldı”.

Cinayetin azmettiricisi Yasin Hayal ve istihbarat görevlisi Erhan Tuncel dışında davada tutuklu yok.

İddianamede "Dink cinayetinin 15 Temmuz darbe girişimine giden süreçte attırılan ilk kurşun" olduğu yazılıydı ama cinayette ihmali olan, göz yuman, rol oynayanlar bir türlü gün yüzüne çıkmadı.

Hatta dikkat çeken atamalar dahi oldu.

Onlardan en çok konuşulanı Dink’e suikast düzenleneceğine dair ilk istihbaratın geldiği ancak bu konuda kimseye bilgi vermeyen dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Engin Dinç’ti.

Dinç yeni İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın göreve gelmesi sonrası Ağustos ayında Ankara’ya İl Emniyet Müdürü oldu.

 ★★★

Bugün, Hrant’ın katledilmesinden neredeyse 17 yıl sonra, adalet sistemi daha da karanlığa gömülmüş durumda.

Hrant Dink cinayetinin araştırılması için Perşembe günü Meclis’e verilen öneri AK Parti ve MHP’li vekillerin oylarıyla reddedildi.

Kalkan o eller suikastın arkasındaki ellerin gün yüzüne çıkmasını istemedi.

Türkiye yüzyılındaki Türkiye adaleti Hrant Dink’i bir kez daha “düşman”, katili Ogün Samast’ı bir kez daha “dost” belledi.

★★★

Hrant Dink’in son yazısının devamında şöyle bir bölüm vardı...

"İtiraf etmeliyim ki Türkiye’deki 'Adalet sistemi'ne ve 'Hukuk' kavramına olan güvenimi fazlasıyla yitirmiş durumdaydım. Nasıl yitirmeyeyim?"

Yıllar sonra hala aynı noktadayız.

Türkiye yüzyılında hukuk bir hesaplaşma aygıtına döndü iyiden iyiye.

Yolsuzluk yapmak kolay, adalete ulaşmak giderek zorlaşır hale geldi.

Kimin eli kimin cebinde, kimlerin kimlerle bağları var muğlaklaştı.

Bir anda, kimin, nasıl hedef tahtasına oturacağının belirsiz olduğu günlerden geçiyoruz.

Hrant’ın katline zemin hazırlayan karanlığın ortadan kaldırılması, ancak ve ancak yaşamımızın teminatı olan hukuku karanlık ellerin oyuncağı olmaktan kurtarmakla mümkün.

 Bu da Hrant’ın bu topraklara, bu insanlara olan sevgisine olan borcudur ülkenin, bizlerin…