Diyanet İşleri Başkanı’nın görevlerinin başında, İslâm dinini sevdirmek, yüreklere Allah ve din sevgisi aşılamak gelir.

Bizim Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş bunu yapıyor mu? Hayır, yapmıyor!

Tam tersine insanları (özellikle gençleri) dinden soğutuyor.

Yapılan araştırmalarda birçok gencin “Deizme” yöneldiğini görüldü.

“Deizm” bilindiği gibi “Allah’a inanıp, ancak hiçbir dini kabul etmeyen bir görüştür. Deistlere göre Allah vardır, kâinatı yaratmıştır ama şimdiki zamana karışmaz.

Bu konudaki anket sonuçları bile Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ı uyandırmadı ve o bildiğini okumaya devam etti.

★★★

Halkımızın çok büyük bir kısmının tepkisini çeken Atatürk düşmanlığı, gösterişli harcamalar, lüks otomobil merakı, görkemli dünya gezileri ile dikkati çeken Ali Erbaş’ın hutbelerinde Atatürk’ün adı yok!

- 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı,

- 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı,

- 30 Ağustos Zafer Bayramı gibi ulusal günlerdeki hutbelerde bile, bu ülkenin kurucusu ve kurtarıcısı Atatürk’ün adını anmadı Ali Erbaş, onu yok saydı ve saymaya devam ediyor.

Sonuç ne oldu?

Yürekleri Atatürk sevgisiyle dolu olan milyonlarca yurttaş “Böyle bir din adamı, insanı dinden soğutur” diye onu sert bir şekilde eleştirdi... “Nefret ettik” diyenler de az değil!

★★★

Atatürk, Diyanet İşleri’ni 3 Mart 1924 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden çıkarttığı bir kanunla kurmuştu.

Amaç, İslâm dininin inançları, ibadet ve ibadet yerlerini yönetmek, ahlâk esaslarıyla ilgili işleri yürütmek, din konusunda halkı doğru bir şekilde bilgilendirmek, aydınlatmaktı.

Şimdiki Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Atatürk sayesinde geldiği bu mevkide Atatürk düşmanlığı yaparak maalesef kötü puan aldı.

★★★

Ali Erbaş’ın Diyanet’teki görev süresi 14 gün sonra, 17 Eylül 2025 tarihinde doluyor.

Peki, çekip gidecek mi?

Türk ulusu, Atatürk ve laik Cumhuriyet düşmanı bu adamdan kurtuluyor mu?

Aslında öyle olması lâzım... Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanuna göre bir başkan en fazla 2 defa seçilebiliyor.

Başkent kulislerinde Ali Erbaş’ın, yaş sınırı olan 67 yaşına kadar 4 yıl daha görevde kalmak istediği, bu konuda kulis faaliyetleri yaptığı konuşuluyor.

Erbaş ve çevresi görev süresinin uzatılması için mevzuat değişikliği yapılmasını bekliyor.

42 ülkeyi gezen ve bir o kadar daha gezmek istediği anlaşılan Ali Erbaş’a makam çok tatlı geldi, bırakmak istemiyor ama öyle görünüyor ki; Yolcudur Abbas!

RTÜK ve Demokles’in kılıcı!

Kendisini mahkeme yerine koyan Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin ve şürekası “Toplumu kin ve düşmanlığa tahrik etmek” gibi artık sakıza dönmüş klişe bir gerekçeyle TELE1’i 5 gün kapatarak halkın haber alma hakkını gasp etti.

TELE1, bu yıl SÖZCÜ TV’den sonra karartılan ikinci ekran oldu.

Bu haksız kararları nedeniyle RTÜK çok eleştiriliyor ama Başkan Ebubekir Şahin’in umurunda değil... Kuvvetle muhtemeldir ki, aldığı talimat öyle!

RTÜK’ün, olaylara tarafsız bakan üyesi Tuncay Keser, objektif bir değerlendirme yaparak şunları söyledi:

“Bir süre önce SÖZCÜ TV 10 gün kapatılmıştı. Şimdi de TELE1, 5 gün süreyle kapatıldı. İfade özgürlüğü, halkın haber alma hakkı ve çoğulculuk açısından kaygı verici bir durum bu... Ayrıca, aynı ilkenin bir kez daha ihlali, medya kuruluşları için lisans iptali riskini taşıyor. Bu tabloyu demokratik bir toplumla, çok seslilikle bağdaştırmak mümkün değil!”

“Lisans iptali” bir medya kuruluşunun ölümü demektir. Antidemokratik davranan RTÜK, “Lisans iptali” tehlikesini “Demokles’in kılıcı” gibi TV kanallarının tepesinde sallandırarak onları korkutup yıldırmayı amaçlıyor! Bu tutum Türkiye’ye hiç yakışmıyor! Çok yazık!

GÜNÜN SÖZÜ:

Dinde zorlama yoktur. Doğru yol, eğri yoldan ayrılmıştır. (Kur’an)