Fatih Hoca’nın.
Emre Hoca’nın.
Arda Hoca’nın.
Selçuk Hoca’nın.
Dolarları gitti.
Gitti, gitti.
Nereye gitti.
★★★
Dolarlara aracılık eden bankacı hanım Seçil Erzan, aslında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nda anlatmış:
Fatih Hoca:
700 bin dolar verdi.
1.5 milyon dolar aldı.
Futbolcu Ayhan:
Faizle para verdi.
Fazlasıyla geri aldı.
Futbolcu Semih:
3.2 milyon verdi.
5.7 milyon geri aldı.
Arda verdi.
Emre gönderdi.
Semih aldı.
İş insanı Atilla:
Dolar verdi.
Yüzde 50 faiz aldı.
★★★
İş insanı Erkan:
300 bin dolar verdi.
1.5 katını geri aldı.
Galerici Ali:
Boş senet imzalattı.
1 milyon verdi.
2 milyon geri aldı.
Tefeci Süleyman:
10 milyon TL verdi.
14 milyon TL aldı.
Verdi:
1.350.000 dolar.
Aldı:
2.650.000 dolar.
Mimar Çetin:
Hiç para vermedi, Bozcaada’daki evini dekore edip yeniledi.
750 bin dolar aldı.
★★★
Gazeteler ve TV’ler dövünüp hayıflanıyor: Gitti gitti... Nereye gitti...
Ne bağrıyorsunuz?
Bir yere gittiği yok.
Veren el var, alan el var. Bankacı hanımın kendisi aracı. Dolar bazında yüzde 120 getiri; eroin ticaretinde, beyaz kadın ticaretinde, yasadı dışı bahis oynatmada, iktidar partisinden imar izni olmayan arazilere imar çıkarıp üzerine lüks villa yapma işinden daha yüksek kazanç.
★★★
Doğuştan yetenekli, başaralı ve hepsi de milli takım oyuncusu olma şerefine ulaşmış futbolcularımız sonradan da “Hoca olmuşlar” ve ligin büyük takımlarını en iyi şekilde çalıştırıp eğitme umudu vermiş insanlar. Ne yazık ki , dolar bazında yüzde 120 getiri sunacak bir yatırımın ancak eroin ticareti ile olabileceğini düşünmek istemediler. Sahada akıttıkları alın teri karşılığı kazandıkları paralarını büyütmek için gemleyemedikleri arzu, ihtiras, doyumsuzluklarına teslim oldular.
VAR çıkmadan önceydi.
Ofsayttan top ortalamak.
Faul yapıp top kapmak.
Dışarıdan top çevirmek.
Hakemin görmez tarafına getirip gol atarak tribünlerden alkış almanın lezzetine kendilerini o kadar kaptırmışlar ki, bankacılık piyasası ve onları yöneten yasalara vücut çalımı atarak Bankacı hanımı saha dışından top toplayıcı gibi gördüler. Bankacı Hanım da ölümüne kurnaz; hocaların zayıf yanlarını keşfetti ve onları şikeye elverişli futbolcu gibi kullanıp kandırdı.
★★★
Kulüp başkanları ve Türk futbolunu; “yılda 1 milyar doları aşan transfer parası ödeyerek yabancı futbolcu bağımlılığına dönüştüren” iktidar partisinin özellikle başkanı eski futbolcu Cumhurbaşkanı da bir düşünsün! Mustafa Kemal Atatürk, 100 yıl önce “Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim” demişti. Gazetelerin yazdığına göre, dolarlarını bankacı hanıma kaptıran futbol hocaları, yardımcı olsun diye Cumhurbaşkanı’na telefon etmişler, o da BDDK’ya görev vermiş!
★★★
Yüksek getiri.
Yüksek risktir.
Dünyada paradan para kazanma tarihinde yüksek risk alanların yüzde 99’unun kaybettiği bilinir. Dünya edebiyatının önde gelen yazarlarından Dostoyevski, kendisi de kumar düşkünüydü. Kumar borçlarını ödemek için yazdığı KUMARBAZ adlı romanında bir kasabada toplanan kumar düşkünlerinin hikayelerini anlatır.
Kitabın ana fikri:
“İnsanın alın teriyle kazanmadığı paranın, o insanın bedeni ile ruhunun asaletine hiç bir faydası yoktur”
Kumarbazlar risk alırlar.
Kaybedince ağlamazlar.
★★★
Niye ağlıyorsunuz?
Neden dövünüp duruyorsunuz? Bu ülkede Merkez Bankası’nın 128 milyar dolarının nereye gittiğinin hesabını veremeyene seçimde halkın yüzde 52’si oy verip yeniden seçti.
Balat Musevi Hastanesi ve HAMAS üzerinden ırkçılık!
Üzerlerine kırmızı kan lekesi sürülmüş beyaz doktor gömleği giymiş genç insanlar, Balat Musevi Hastanesi yakınında Gazze’ye İsrail saldırısını protesto gösterisi yaptılar. Bu gösteriye Cumhurbaşkanı baş danışmanlarından doktor ve sosyolog etiketi olan biri de destek verdi. Balat Musevi Hastanesi’nde çalışan 50 hemşirenin 50’si, toplam 40 doktorun 39’u Türk ve Müslüman. 40 doktordan sadece 1’i Musevi ve başhekim de Türk ve Müslüman. Toplam 150 hasta bakıcı, sağlık emekçisi ve teknik elemanın da tamamı Türk ve Müslüman. Balat Musevi Hastanesi önünde gösteri yapıldığı aynı gün bir cemaatin önde gelen liderinin yeğeni de video sohbet yayınını dolaşıma soktu. Öfkeli yüz ifadesi ile “HAMAS’ ın İsrail’de yaptığını biz de Türkiye’de yapalım” çağırısında bulundu. Açıkça Türkiye’de Yahudi kanı akıtalım dedi. Cemaat önde geleni soruşturmaya çağırıldı. Çay kahve ikramı soruşturmasına mı dönüşecek göreceğiz.