İlkokuldan üniversiteye 29 milyon öğrenci, 1.2 milyon öğretmen ve 185 bin akademisyenle eğitim alan ve eğitim veren kitlenin büyüklüğü 30.4 milyona çıktı. Cumhuriyetin sigortası veya sigortasını attıracak güçteki bu devasa kitle, AKP’nin eğitime bitip tükenmez müdahaleleriyle artık kısa devre yaptı. Toplumun 100 yıldır iliklerine işleyen cumhuriyetle bağlarını koparmak için laik eğitime savaş açıldı. AKP, 22 yılda 9 eğitim bakanı değiştirdi. Hepsi mi başarısızdı? “Tabii ki, başarısızdı” diyebilirsiniz. Başarı, bakış açısına göre değişir. Anayasaya aykırı şeri eğitim planını, AKP’nin gayri Milli (!) Eğitim Bakanları, tıkır tıkır yürüttü.

KURŞUN ASKERLER

AKP’li eğitim bakanlarının 9’u da, eğitim sistemini laiklikten uzaklaştırmakta çok başarılıydı (!) Cumhuriyeti yıkmak için entelektüel derinliksiz, uyduruk teorilerle laikliği, din düşmanlığıyla eşleştirip, kitlesel cehaleti beslediler. Atanan her bakan, emredilen her kararı sorgusuz uygulayan birer kurşun askerdi. Türkiye’deki, sosyolojik ve ideolojik dönüşümü doğru analiz için AKP’nin eğitim politikasını masaya yatıralım. İktidar, 2002’de çağdaş, eşitlikçi, cumhuriyetçi hatta Atatürkçü, demokrat elbisesiyle sahneye çıktı. Siyasal İslamcılar için demokrasi, hedefteki istasyonda inilecek bir tramvaydır. “Türkiye İslam Cumhuriyeti” şuursuzluğunu zihinlere empoze için İslam’ın reddettiği dogmalar, eğitim müfredatına sızdırıldı.

MAKYAJ AKTI

1980-2023 arasındaki 43 yıla bakalım. İhtilal ve koalisyon hükümetlerinde 2002’ye kadarki 23 yılda 13 eğitim bakanı değişmişti. AKP’nin, 22 yıllık tek parti iktidarında, eğitimin başına 9. Eğitim Bakanı geldi. Yeni bakan ne kadar yeni? AKP’nin eğitim politikalarını, 2002-2012 ve 2012-2022 arası iki döneme ayırdığımızda, sorunun cevabını bulacağız. AB’ye uyumlu, insan hakları, kadın-erkek eşitliği gibi kulağa hoş gelen masallarla süslü, çokça makyajlı ilk dönem 10 yıl sürdü. MEB’de 2013-2018 arası müsteşarlık yapan AKP’nin son eğitim müsteşarı ve yeni Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in adı kilit bir yerde. Eğitimde, tarikatlara okulların kapısını açan isimdir.

GÖLGE BAKANDI

Eğitim Bakanlığı, 22 yıldır emanetçi bakanlarla yönetildi. Bugün, “Laik eğitim terk mi ediliyor?” soru ve endişelerinin cevabı, MEB’in o tarihteki Gölge Bakanı ve yeni atanan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in, müsteşar olduğu 5 yılda gizli. Hayati önemde kararlar imzaladı. On binlerce okul müdürü ve idareciyi, KHK’yla bir gecede görevden alıp, değiştirdi. AKP’nin Türgev, Tügva, Ensar, Hayrat, İlim Yayma Cemiyeti gibi ideolojik ortaklarını, gizli protokollerle okullara soktu. Nakşibendi, Nurcu, Hak Yolcu, Menzilci derken ‘edep eğitimi’ adı altında tarikatlar, edepsizce sınıflara girdi. Karma eğitim karşıtlığı bilinen yeni bakan Yusuf Tekin, Atatürk’ün 100 yıl önce kapattığı medreselerin yeniden açılmasını savunuyor.

EĞİTİM MEZARDA

Müsteşarken; Talim Terbiye Kurulu’nun yapısını değiştirdi. Binlerce eğitim müfettişini atıla çıkarıp, eğitimi denetim dışı bıraktı. Kafasına uyan 500 müfettişi mülakatla MEB’e sokup, öğretmen ve idareci atamalarında ‘mülakat’ yani ‘torpili’ getirdi. KPSS birincileri mülakatta elendi. On binlerce okul yöneticisini, ‘değerlendirme’ bahanesiyle değiştirdi. Örgütlenmede kararlıydılar. Öyle ki; Karabük’te 2014’de ölen okul müdürüne mülakatta 100 puan verip, rahmetliyi müdür atadılar. Milli bayramlar ve Andımız’ın, mevzuattan çıkarılması onun işiydi. Okul öncesi 4-6 yaş eğitimini Diyanet’e bıraktı. TEOG’u getirip, öğrencileri İHL’ye zorlayan sürecin mimarı. İstanbul Avrupa yakasındaki gayrimüslim çocuğu, Anadolu yakasındaki İHL’ye zorla yazdılar. “Sehven” deyip, sıyrıldılar. ÇEDES gibi tarikatlara geçit veren projelerin temelini, hakkını yemeyelim ama 10 yıl önce Yusuf Tekin attı.

UÇAK ÇAKILDI

AKP’nin vazgeçilmeziyken, 5 yıl önce bir anda adı çizildi. İddia o ki; hanımefendi, hanımefendiye uçakta şikayet etti. Vaka, beyefendiye kadar gitti. Özel hayat olduğu için detayını yazmayacağım. Koltuk gitti. Hanedan (!) affıyla döndü. Türkiye’de ilk kez biri için 24 saatlik yasa çıktı. Rektörlük için 3 yıl profesör olma şartı kalktı. 17 Ağustos 2018’de profesör olan Yusuf Tekin, rektör atanınca, yasa geri geldi. Öğretmenleri ve akademisyenleri, işçi maaşı altında düşük maaşla, ekmek arası hayat mücadelesine sıkıştıran, işte bu zihniyet yönetiyor. AKP, eğitimle rejimi değiştirme denemesinde, son dönemece girdi. Hedefleri; tarikat imamlarını, okullara ve üniversitelere atayıp, harem-selamlık eğitime geçmek. ‘Haydi Kızlar Okula’ diye şirinlikle gelen AKP, şimdi Afganistan’daki gibi ‘Haydi Kızlar Eve!’ derse kimse şaşırmasın. Laik miyiz? Layık mı? Düşünelim.