Dilber, panelin açılışında, kahverengi kokarcaya karşı "Trissolcus Japonicus" samuray arılarını doğal bir düşman olarak ürettiklerini söyledi.
Kahverengi kokarcanın Türkiye'de ilk 2017 yılında tespit edildiğine işaret eden Dilber, "Bugüne kadar ekonomik olarak çok zarar vermiş bir böcek değil. Fakat 2023 yılında Fatsa Meşebükü, Ardeşe'nin belli bir kısmında bazı illerin lokal alanlarında zarar yaptı bu zararlı organizma. Zararlı organizma kışlamak için sıcak yerlere evlere, insan yaşamının olduğu yerlere hücum ediyor." dedi.
Tarım alanlarında bugüne kadar bu zararlıyla ilgili kimyasal mücadelenin yapılmadığını ifade eden Dilber, şöyle konuştu:
"Ama geldiğimiz noktada baktık ki evlere yığıldı, bu sefer evlerde ruhsatlı ilaç yoktu daha düne kadar. Evlerdeki mücadele aslında halk sağlığı konusu.
Biz evlere tutup tarım alanlarına attığımız pestisitleri atarsak bu sefer zehirlenme vakaları, insan kayıpları artacağı için bu noktada Bakanlığımız, Sağlık Bakanlığı, Çevre Bakanlığı ve sektördeki diğer ham borsalar hem ihracatçı birlikleri gibi sektörün tüm paydaşlarını bir araya taşıyarak bir acil eylem planı hazırladık. Bakanlık olarak biz bu konuda çoğu önlemi aldık. Ama yeterli mi? Değil."
"BAŞARI DÜŞÜK KALIR"
Tarım ve Orman Bakanlığı olarak doğal düşman üretim kapasitesini kahverengi kokarca zararlısıyla mücadele için kullanma kararı aldıklarını vurgulayan Dilber, şöyle devam etti:
"Başta TAGEM'in enstitüleri olmak üzere Giresun Fındık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğümüzde de samuray üretme imkanımızı test etmeye çalıştık. İnşallah orada da destekle hızlı bir üretim alanı yaratma çabası içindeyiz.
Bakanlığımıza bağla Orman Genel Müdürlüğümüz çoktan bir aksiyon almaya başladı. Onlar da aynı böcekten üretme noktasında sektöre katkı sağlayacak. Bu mücadele sadece tarım alanlarında yapılırsa başarı düşük kalır.
Zararlıyla en büyük mücadele yöntemi evlerde gördüğümüz böceklerin kışlak alanlarda yok edilmesi. Bu noktada tüm vatandaşlarımızdan toplu bir aksiyon bekliyoruz. Sadece bu toplantılarla bununla mücadele edemeyeceğimizi biz de biliyoruz.
Ama içimizdeki insanların her biri bir ev sahibi. Her biri bir kışlak alanı. Balkonlarınızda, evinizde gördüğünüz yerde eşinizden dostunuzdan bizlere bu mücadele konusunda destek olmanızı bekliyoruz."
"CİDDİ BİR EYLEM PLANI İÇİNDEYİZ"
Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürü Metin Türker ise 100'den fazla ürüne zarar vererek o ürünlerin ticari değerini öldüren zararlıyla mücadele kapsamında çeşitli çalışmalar yürüttüklerini anlattı.
Zararlının bazı illerde daha çok görüldüğünü ancak önlem alınmaması durumunda diğer iller ve tüm Türkiye'ye yayılması gibi bir sıkıntıyla karşı karşıya kalınabileceği uyarısında bulunan Türker, şunları kaydetti:
"Önümüzdeki iki yıl içinde ciddi bir eylem planı içerisindeyiz. Bu eylem planı içerisinde hükümet olarak kamu kurumları olarak üzerimize yapacak görevler var. Yetmez. Aynı zamanda yerel idareler olarak mutlaka yapmamız gereken çalışmalarımız var.
Bu da yetmez üretici birlikleri ve üreticilerimizden bu konuya sağ duyuyla davranmalarını bu olaya topyekun bir mücadelenin bir parçası olarak bakmamız gerektiğini, bir tarlanın bir bahçenin temizlenmesinin fayda sağlamayacağını diğer bahçe ve tarlalardan da her an bu zararlının bahçemize dönüp zarar vermeye devam edeceğini düşünmemiz gerekiyor."
Vali Orhan Tavlı da sayıları giderek artan kahverengi kokarcayla etkili mücadelenin son derece önemli olduğunu vurguladı.
Kahverengi kokarcanın fındığın yanı sıra tüm sebze ve meyveye zarar verdiğine işaret eden Tavlı, bu zararlıyla doğal yöntemlerle mücadelenin önemine dikkati çekti.
İl Tarım ve Orman İl Müdürü İbrahim Sağlam da panel öncesi konuşma yaptı.
Panelde, Kahverengi Kokarca Eylem Planı, Biyolojik Kontrol Ajanı Üretimi, Kahverengi Kokarca Mücadelesi Örnek Farkındalık Çalışmaları konularında sunum yapıldı.
