Sevgili okurlarım, merakla beklenen bir CHP kurultayını pazar günü hep birlikte geride bıraktık.

Kavga dövüş olmadı...

Karşılıklı suçlamalar ve hakaretler de olmadı.

Kemal Bey şimdi makamını sessizce devredip yeni yaşamına dönecek. Makam aracı bundan sonra olur mu, bilmiyoruz.

Koruma polisleri çekilir mi, kaçı gider kaçı kalır, doğrusunu isterseniz onu da bilmek şu anda mümkün değil.

★★★

Bu süreçte bazı önemli hatalara imza atmıştı...

Ve işin ilginç yanı kendi partililerinden bile çok büyük tepki toplamıştı. Bize her gün gelen yazılı ve sözlü mesajlar bunu gösteriyordu.

Aslında zor bir görevde idi.

Türkiye’nin bugünkü koşullarında CHP genel başkanı olmak, partisinin ilkelerini savunup yol haritasını ona göre çizmek kolay iş değildi.

Ama yine de şunu ısrarla söylüyorum, Kemal Bey düzgün adamdı, vefalı adamdı.

Gidenin arkasından konuşmak, kral öldü yaşasın yeni kral demek kolaydır da; insaf ölçülerini aşmamak gerekir.

Hataları elbette olmuştu ama siyaset ve genel başkanlık yaptığı uzun yıllar süresince ismi herhangi bir pisliğe, yalana, yolsuzluğa bulaşmamıştı.

★★★

Şimdi bu aşamada akıllara takılan bir soru var:

Bu kurultayı Kemal Kılıçdaroğlu mu kaybetti, yoksa Özgür Özel mi kazandı?

İkisi de bence geçerli.

Bir soru daha var...

Kemal Bey’in karşısına Özgür Özel değil de bir başkası aday olarak çıksaydı yine kazanır mıydı?

Kazanabilirdi...

Ancak Özel kamuoyunun yeterince tanıdığı bir isimdi.

Mikrofona hakimdi.

Özellikle partili cumhurbaşkanına çok iyi, gerçekten tutarlı yanıtlar verir, partisini ve kendini asla ezdirmezdi.

Bu avantajını kurultayda da iyi kullandı.

★★★

Sevgili okurlarım, Ankara’da CHP kurultayı yapılırken bizim partili cumhurbaşkanı, kendi memleketi olan Rize’de nutuk atıyordu.

Birkaçı hariç bütün televizyon kanalları yine aynı şeyi yaptı ve hepsi birden anında canlı yayına geçti...

Ve Recep Bey konuşuyor, CHP’nin genel başkan adaylarını kendi kafasına göre değerlendiriyor, onları teröre destek vermekle suçluyordu!

“Bunların birbirlerinden farkı yok zaten. Al birini vur ötekine.”

Daha kesin sonuç ortada olmasa bile Recep Bey kendi seçmen tabanına gaz vermeye başlamıştı.

Ne ilginçtir, ‘tarafsız Cumhurbaşkanı’ kimliği ile konuşuyor ama kurultaydaki taraflara kısacık bir “Hayırlı olsun” demeye dili varmıyordu!

★★★

Sözüm ona “Tarafsız” bir cumhurbaşkanı idi!..

O makama seçildiği her seferinde Meclis kürsüsüne çıkıp yemin etmişti:

“...Tarafsız olacağıma tarih ve millet önünde namusum ve şerefim üzerine andiçerim!”

Yeni CHP yönetiminin bundan sonra üzerine önemle gitmesi mutlaka gereken birkaç husus var.

-Cumhurbaşkanını ‘tarafsızlık’ boyutuna çekmek.

-Yolsuzluk ve peşkeşlerin üzerine ciddi bir biçimde gidip bunları millete yeterince duyurmak. 

-Sağ kesimlere ve özellikle din tüccarlarına asla ve kesinlikle ödün vermemek...

★★★

Bu arada CHP tabanına da seslenmek gerekiyor...

Tercihiniz öyle veya böyle idi ama sonuçta partinizin yönetimi değişti.

Şimdi artık daha genç, daha enerjik ve moralli bir genel başkanınız var.

Sizlerden beklenen, bugüne kadar yaşanmış olan eksikleri ve yapılmış olan hataları unutmanız değil, bir süre için gündemden çıkarmanızdır.

★★★

Unutmayalım...

Yerel seçimlere şunun şurasında sadece birkaç ay kaldı.

Karşımızdaki iktidar adeta bir canavar gibi CHP’nin elindeki bütün belediyeleri yeniden kazanmak için elinden geleni ardına koymayacak.

Bu söylediklerim bütün belediyeleri kapsıyor ama Ankara ve İstanbul ilk sırada yer alıyor.

Gün artık parti içi sürtüşmeleri ve kişisel fikir ayrılıklarını gündemde tutma günü değildir.

Herkes şunu şimdiden iyi bilsin ki bu oyuna gelenler AKP’ye ve Tayyipgillere hizmet vermiş olacaktır.