Saraçhane’de Türkiye’yi silkeleyip sallayan 6 gecenin sonunda güneş ufuktan doğunca; 23 yıldır kendi turplarını heybede gizleyenler büyük turp arayışına geçti.
Ya güneş doğacak!
Ya karanlığa girecektik.
SÖZCÜ TV’yi 10 günlüğüne karartılar. Zulmün topu var, güllesi var, kal’ ası varsa/ Hakkın da bükülmez kolu, dönmez yüzü vardır;/ Göz yumma güneşten, ne kadar nuru kararsa/ Sönmez ebedi, her gecenin gündüzü vardır. Tevfik Fikret.
★★★
Güneş ufuktan doğdu.
Zihin kimyası değişti.
Türkiye “bırakıp gidilecek ülke” değil, tersine “burada kalıp demokratik mücadele ile iktidarı koltuğundan indirecek” olmanın sevinçli gururunu yaşatan ülke oldu. Almanya, İngiltere, Belçika, İtalya, Hollanda, Kanada, Amerika’ya gidenler, bavullarını hazırladı, dönüş başladı.
★★★
Meydanlar doldu.
Milletvekilleri ile belediye başkanlarını transfer ederek “cephe genişletme” stratejisi de Saraçhane’deki 6 gecenin sonunda doğan güneşle çöktü. Artık bundan böyle hiçbir seçilmiş, en ballı avantaları verseler bile, iktidar cephesine geçmeye kalkışamaz. En son çorap değiştirir gibi görüş değiştirerek AKP’ye katılan Anayasa Hukuku Profesörünün de; en kısa zamanda “Bunlarla parlamenter sisteme dönülmez, bunlarla demokrasi olmaz” diyerek iktidar partisi rozetini fırlatıp atması beklenir.
★★★
Güneş ufuktan doğunca!
Torbalama modeli de çöktü. Hem parti başkanını, hem seçilmiş belediye başkanı, hem sesini yükseltip çözüm isteyen işadamını, hem gerçeği yazan, görüntüleyen gazeteciyi, hem hak isteyen işçiyi, hem adalet bekleyen anneyi, hem özgürlük, demokrasi, fırsat eşitliği ve dürüstlük için meydana inen üniversiteliyi aynı torbaya koyup dava açmak ve Silivri’ye götürüp hapse tıkmak ve bu yolla “demokratik muhalefeti korkutarak sünepe etmek” taktiği, geldi halkın “ Tayyip Erdoğan istifa” haykırışıyla duvara dayandı.
★★★
Güneş ufuktan doğdu.
Korku duvarı aşıldı.
Silivri, “korkulacak zindan olmaktan” çıktı; “yatarım çıkarım yine demokratik hakkımı ararım” diye bakılan dayanışma aşısının vurulduğu şifa evine benzedi. Ümit Özdağ ile Ekrem İmamoğlu sabahları Silivri’de selamlaşıp, Edirne Cezaevinde yatan Selahattin Demirtaş’a; “birlik-beraberlik- bölünmez Türkiye” selamı gönderiyorlar. Silivri’de hapse konulan siyasetçinin halk desteği artıyor. Dede, Saraçhane’de demokrasi mitingine katılan üniversiteli torununu “geleceğimizin umudu” diyerek sevgiyle kucaklıyor. Gençler polisin biber gazı püskürtmesi önünde bağdaş kurup “Nutuk okurken” fotoğraf çektirip dünyaya yayıyorlar. Halk ve mahalle esnafı tencere tava çalıp, ışık açıp kapatarak adaletsizliği protesto ediyor. İşte güneş ufuktan böyle doğuyor.
★★★
Devlet gücünü arkasına alarak, savcılarla yargıçları, polisle orduyu, valilerle kaymakamları, müftülerle imamları, yasama ile yürütmeyi tek elde toplayarak ve dünyada az görülen “her sözü kanun” modeli kurmanın sonunda; rüşvet, yolsuzluk, kişi zengin etme, haksızlık, yandaş kayırma, adaletsizliği sistem haline getirdiği için büyük, derin, yapışkan ekonomik kriz ve yoksulluk ortaya çıktı. Tek Adam modeline geçmişte oy veren, destek sunan vatandaşlar bile inanmaz, güvenmez oldular. Partinin kurucu isimlerinden milletvekili Hüseyin Kocabıyık, İmamoğlu hapse atılınca; “Tayyip Erdoğan, geleceğin yer burası mıydı? Biz bunun için mi mücadele ettik” diye görüş yayımladığı için partiden ihraç edildi ve dün herkes görsün diye “AK Partili olmayı utanılacak bir çizgiye taşıyanlar utansın” diye hatıra fotoğrafı yayımladı.
★★★
Devleti ezen, zorba duruma sokup; hak aramaya kalkan vatandaşları korkutarak “tespih böceği” gibi içine kapanıp sus-pus olma durumuna getirme taktiğini muhalefete de uygulamak istediler. Ekrem İmamoğlu, hapse atıldıktan sonra sıra Mansur Yavaş’a sonra da Özgür Özel’e gelecek, CHP’ye kayyum atanıp dişleri çekilmiş muhalefet yaratılarak seçimlere gidilecekti. Taktik buydu. Saraçhane’de 6 gecenin sonunda güneş ufuktan doğunca bu strateji de çöktü. SÖZCÜ TV 10 gün karartılır fakat her gecenin bir sabahı vardır.
Her gün biraz daha ışık!