Edda SÖNMEZ / SÖZCÜ
Karaçiçeğim, Gülenyüz, Buddy ve Beyaz... Onlar birer sokak köpeğiydi... Bir gün karşılarına Deniz Anapa çıktı... Onlara evini ve kucağını açtı... Kocaman bir aile oldular. Bu mutluluk çok sürmedi. Birileri onları öldürdü. Şimdi Deniz Hanım, yitirdiği canların ardından feryat ediyor.
Deniz Anapa, tam bir hayvansever, Bodrum’daki bir butik otelin başarılı işletmecisi. Ancak onun bu güzel dünyası gözü gibi baktığı 4 köpeğinin öldürülmesiyle yıkıldı. Melez cinsi 1 yaşındaki “Karaçiçeğim”, 4 yaşındaki çoban köpeği “Gülenyüz”, melez olan 6 aylık “Buddy” ve 1 yaşındaki “Beyaz”, üstelik de işletmesini yaptığı otelin bahçesinde tarım ilacı enjekte edilmiş zehirli etle katledildi. İşletmeci Deniz Anapa başına gelenleri tüm samimiyeti ve gözyaşları içinde SÖZCÜ’ye anlattı:
- Bağlı olduğum bir sivil toplum örgütünün Antalya’daki toplantısını yönettikten sonra İstanbul’a geldim. İnanılmaz bir cuma trafiği vardı. Yolda Bodrum’daki oteldeki yardımcım olan Sezer Bey’i aradım. Ağlıyordu... “Deniz Hanım hepsini öldürdüler, hepsi ölü hepsi ölü” diye bağırdı.
- “Ne demek istiyorsun?” diye üstüne gittikten sonra, “Bütün yavrularımızı zehirlediler” dedi. Soğukkanlı bir yapım vardır ama hayatımda ilk defa bu kadar şuursuzluğa kapıldım. Gerisini hatırlamıyorum zaten. Ortağım beni hastaneye götürmüş. Ben saatlerce “Allah aşkına bana dokunun, vurun. Bu bir kâbus olsun uyanayım” diye bağırmışım.

Köpekler, geçen cuma gecesi otel bahçesinde öldürülmüştü.
HUNHARCA BENDEN ALDILAR
- Çok önemli kayıplar verdim ailemden. Annemi babamı, en temel direklerini ailemin kaybetmiş, bunun acısını en yakinen yaşıyan bir insan olarak yedi tane köpek, altı tane kedi gömmüş bir hayvansever olarak acıların büyüklerini yaşadım ama hepsinde Tanrı’ya karşı isyanımı ya da olan olaylara karşı isyani hiçbir zaman haykırmadım. Ama bunda çok isyan ettim. Diğerlerinde kabul oranlarım vardı sanıyorum. Bu olayda çok isyan ettim. Çünkü bir canlıyı zehirlemek çok acayip bir duygu. Kendi hanemde bir cinayet işlenmiş olduğu etkisi çok var üstümde. Girdiler ve yavrularımı hunharca benden aldılar.
KARAÇİÇEĞİM’İ SOKAKTA BULDUM
- Bunu neden yaptılar anlamam mümkün değil. Biz de şimdi bu olayın faillerini bulmaya çalışıyoruz. Biz oraya bambaşka bir ahenk getirmiştik. Biz otel olarak da Yalıkavak’ta çiçek, renk ve hayvanlarımızla parladık. O kadar parıldadık ki bundan dolayı düşman edindiysek yazıklar olsun.- Çocukluğumdan beri sadece kedi ve köpeklerimle var olduğumu söyleyebilirim. Karaçiçeğim adlı köpeğimi sokakta buldum ve bırakamadım... Karaçiçeğimiz diğer kardeşlerini getirdi. Çok acayip ve mutlu bir aileydik biz.
- “Ey kimsen sen ya da siz, yapan ya da yaptıran sapıklar üzmek iseydi amacın yüzde 100 başardın. Huzur içinde uyu. Ama burnundan fitil fitil o tarım ilaçları fırlayacak bir gün.” Sadece bu insanlara nefretimi böyle söyleyebilirim bana ait olmayan duygular olmasına rağmen.
“Hayvan hakları yasası” çıkmadıkça katliam olur
Deniz Anapa’ya desteğini esirgemeyen Hayvan Hakları Federasyonu bağımsız savunucusu Okan Oflaz’la da görüştük. Oflaz’ın çağrısı daha çok Meclis’e. En büyük şikayeti ise büyük bir özenle hazırladıkları 5199 Sayılı Hayvan Hakları Kanunu’nun, Meclis’te bekliyor olması. İşte Oflaz’ın anlattıkları:- 5199 Hayvanları Koruma Kanunu, uzun zamandır uğraştığımız, insanlara bir şekilde anlattığımız bir mevcut tasarımız var maalesef şu anda hâlâ Meclis’te bekleyen.
- Bu tasarı hâlâ yürürlükte. 2008’den bu yana hayvanlara tecavüz, işkence ve öldürme gibi suçları içeriyor ama çok yetersiz. Kabahatlar Kanunu içinde yer alıyor. İşlenen suçlar cezasız kalıyor.
- Hayvanlara eziyet edenlerin sicillerine bu suçu tekrar tekrar işleseler bile ceza işlenmiyor. Örnek vermek gerekirse, hayvanları dövüştürenler, aynı suçu işleyip, basit bir para cezasıyla çıkıp tekrar tekrar aynı suçu işlemeye devam ediyor. Çünkü maalesef bir yaptırımı yok.
- Yalıkavak’ta bu köpekleri kimlerin neden öldürdüğünü bilmiyoruz. Savunmasız bir canlıya bunların yapıldığı bir yerde çocuklar da tehlikede demektir. Çünkü bilimsel olarak baktığımızda çok büyük seri katillerin, toplu işkencecilerin çocukluklarına inildiğinde ilk önce hayvana şiddet ve tecavüzü olduğu görülüyor. Çünkü kanun yetersiz ve bu şahıslar bilinmiyor.
- Buradan hükümete seslenmek gerekirse Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakanımız bir an önce hazırladığımız bu tasarıların Meclis’ten geçirilmesi gerekiyor. Yeter artık.

Hayvanseverleri potansiyel protestocu gibi görüyorlar
Öldürülen 4 köpeğinin acısıyla sarsılan Deniz Anapa, anne babalara da çağrı yapıyor. “Lütfen bir heves olarak, çocuklarınıza karne hediyesi olarak köpek almayın...” Bunun nedenini ise şöyle açıklıyor: “Çocuğuna karne hediyesi olarak gidiyor minik bir hayvan alıyor. Hayvan henüz eğitim almamışken, sağa sola çişini yapınca veya biraz büyüyünce çocuğun da ailenin de hevesi kırılıyor. ‘Of ne zormuş’ deyip sokağa atıyorlar. Onun içindir ki adalar, yazlık yöreler hep sokağa atılmış hayvanlarla doludur. O hayvanlar ilk sahiplerini özellikle asla unutmaz. Biz hayvanseverleri ve hayvansever sanatçıları potansiyel protestocu gibi görmesinler. Ben bir bakan olsam hayvan haklarını savunan yasaları çıkarabilmek için canla başla çalışırdım.”