Şimdi, 8 Kasım Cuma günü Recep İvedik 6 filmiyle özlediğiniz kahkahaların kahramanı sinemalara geri dönüyor. Şahan Gökbakar'la buluşup Recep İvedik 6 filmini, sinemayı, yeni çıkarılan sinema yasasını ve daha pek çok konuyu konuştuk. Filmin fragmanını milyonlarca kişi izledi... Ne dersin, bu film Recep'in daha önceki rekorlarını allak bullak eder mi? Recep İvedik 5'in fragmanını da vizyona bir ay kala seyircimizle paylaşmıştık. Recep İvedik 6, izlenme miktarı olarak onu az da olsa geçti. Fragman, üç haftada 20 milyon kişi tarafından izlendi. Mutluluk verici bir durum. Sizin gişe başarısı konusunda bir tahmininiz var mı? Elbette tahminimiz var ama söylemeyelim, uğuru kaçmasın. Biz kendi aramızda şöyle bir oyun yapıyoruz. Herkes gişe tahminini bir kağıda yazıyor ve o kağıtlar bir arkadaşımızda toplanıyor. Gişede final rakamına ulaşıldığı zaman, sonuca en yakın rakamı yazan kişiye ödül veriyoruz. Her filmde yaparız Recep İvedik Piyangosu'nu. Şu ana kadar üç kere ben, bir kere Togan, iki kere de yapımcımız kazandı. Bu arada Şahan Gökbakar'ın asıl kırdığı ve üzerinde durduğu 'sevgi rekoru' galiba... İnsanların beğenisi üzerinden ilerleyen bir iş bu filmcilik. Dolayısıyla gişe rekoru dışında, sevgilerini de paylaşmaları elbette çok önemli. Çok sevilmek, çok alkışlanmak en önemlisi. Her yapımcı, her senarist ve oyuncu, yaptığı işlerin çok sevilmesini hayal eder, onu hedefler. Recep'in büyüsü, tılsımı nedir, Türk toplumu neden onu böylesine bağrına bastı ve bu kadar çok seviyor? Bazen bunu ben de düşünüyorum. Çocuklar acaba bir çizgi film karakteri gibi mi algıladı ya da kahkahası mı etkili! Ancak genel olarak Recep İvedik, toplumumuzda çok sık rastlayabileceğimiz bir karakter. Ayrıca toplumsal tepkilerimiz ilk anda hep Recep İvedik gibi başlıyor. Sonradan toparlıyoruz (gülüyor). Delikanlı, kendine göre doğruları var ama kaş yapayım derken göz çıkartıyor. Hepimizin aklından geçenleri hayata geçirdiği için de çok sevilmiş olabilir Recep. Seni de güldürüyor mu? Evet, Recep İvedik beni de çok güldürüyor. İtiraf etmem gerekirse, benim içimde de çok ciddi şekilde bir Recep İvedik var. Film bu yılın ilk aylarında vizyona girecekti ama epey rötar yaptı, neden? Sinema sektörünün içine düştüğü anlaşmazlık ve uyumsuzluk yüzünden Recep İvedik 6'nın vizyona girmesi gecikti. Bu sıkıntıyı konuşalım mı? Geçen yıl ağustos ayında ortaya çıkan bir sıkıntı bu. Bordrolardan ve elimize geçen belge ve bilgilerden farkettik ki, içerik üretenlerin ciddi anlamda hakkı yeniliyor. Mısır kampanyaları, ödül biletleri ve abonelik kartları gibi çeşitli ücretlerle bir sistem kurulmuştu. Seyircinin filmimizi izlemek için ödediği bilet fiyatının yüzde 60'lık kısmını mısır ve kola fiyatı diye ayırıp, geri kalan yüzde 40'lık bölümünü yarı yarına bölüşüyorlardı bizimle. Hem film çekip, hem de herkese mısır ve kola ısmarlamak durumundaydık. Üç bin bilet bedava verilmiş. Neden diye sorunca 'Davet verdik' deniliyor. İyi ama davet ettiğiniz benim filmim Cem (Yılmaz)'in filmi Yılmaz (Erdoğan)'ın filmi. Bize de bir sorsaydınız. Bu durum yavaş yavaş arttırıldığı için daha sonra farkettik ve tavrımızı ortaya koyduk. Biz, bu promosyonların sona ermesi gerektiğini söyledik, 'Siz kim oluyorsunuz?' dediler. Biz de Kültür Bakanı Mehmet Ersoy'a gittik, sağolsun bizimle yakından ilgilendi, dinledi, hak verdi. Böylece Sinema Yasası hazırlandı... Biz de Sinema Yasası'nı bekledik, temmuz ayında yasa çıktı, 22 Ekim'de de yürürlüğe girdi. Dolayısıyla Recep İvedik 6'nın vizyona girmesi için kasım ayını bu yüzden bekledik. Yeni yasayla ilgili neler söylersin? Bu yasanın çıkması gerekiyordu. İki anlamda yararlı oldu. Hem devletin sinema sektörüyle ilgili vergi anlamında sağlıklı takibi kolaylaştı. Hem de devlet artık kaç bilet satıldığını anında öğreniyor. Ayrıca filmi izleyenlerin ödediği paranın farklı bir promosyon için kesilmesi önlendi. Dönelim Recep İvedik 6'ya... Konya ile Kenya karışınca Recep İvedik davet edildiği 6. Kurufasulye Festivali'ni Afrika'da kutlamaya gidiyor... Filminin çekimlerini konuşalım mı? Öncelikle Kenya'ya gidip, filmi orada çekmek istedik. Togan, araştırma için Kenya'ya gitti, geldi ve şu açıklamayı yaptı: 'Biz bu filmi Kenya'da çekemeyiz. Yüz kişilik bir topluluğu açık alanda gezdirmek mümkün değil, çünkü her yer vahşi hayvanlarla dolu. Can güvenliğini sağlamak çok güç. Hollywood da bu tür filmleri Güney Amerika'da ya da Kanada'daki parklarda ve stüdyolarda çekiliyormuş.' Biz de Türkiye'de bu filmi çekebilir miyiz diye araştırmaya başladık ve Bursa Karacabey Longoz Ormanları'na rastladık. Youtube'ta bu ormanları bir izledik ki, gözlerimize inanamadık. Sonbahar itibarıyle orman sular altında, yaz aylarında sular çekiliyor. Tıpkı Afrika görüntüsü içinde. Bu yüzden 'Longoz' diyorlar bu ormanlara. Mekan tamam da vahşi hayvanları nasıl kamera önüne taşıdınız? Filmde 4.5 metre boyunda 22 kilo ağırlığında büyük bir piton yılanı var. Onu Hollanda'da yaptırdık. Suda yüzebiliyor, elastiki... Gorilimiz var, adı Kiko... İspanyol ekibiyle birlikte geldi. İçine insan giriyor ve yüzü elektronik sistemle idare ediliyor. Diğer vahşi hayvanları da görsel olarak filme yerleştirdik. Siyahi oyuncularımızın hepsi yerli ve milliydi (gülüyor). Dekorlar da ormana kuruldu... Karacabey Belediye Başkanı Ali Özkan'ın gösterdiği bölgeye iki ayrı köy kurduk. Biri Nahular Kabilesi'nin köyü, diğeri Hunkutu Kabilesi'nin. Çadır evleri tamamen doğal malzemeler kullanarak yaptık. Bambular, tahtalar, vs'ler... Film bitince bunları söküp İstanbul'a getirmek istemedik. Başkan Ali Özkan'a, dilerseniz bu iki köyü size bırakalım, istemezseniz de her şeyi söküp, kaldırıp götürelim buradan dedim. Başkan 'İki köyü burada bırakırsanız çok sevinirim. Bizim için güzel bir hatıra olur' karşılığını verdi. Film gösterildikten sonra insanlar bu köyleri ziyaret ederler... Ben de öyle düşündüm, sanırım Ali Bey de öyle düşündü. Yerli halk ve turistler, Recep İvedik 6'nın çekimlerinin yapıldığı bu iki köyü ziyaret ederler. Dünyada bunun örnekleri çoktur. Bu iki köyün maliyeti ne oldu? Afrikalı iki kabilenin yaşadığı iki köyün maliyeti 300-400 bin lira oldu. Film vizyona girdikten sonra sanırım o köyler ziyaretçi akınına uğrayacak. 1970'te vizyona giren Turist Ömer Yamyamlar Arasında filminde de Afrika maceraları anlatılıyordu. İzlemiş miydin? Sadri Alışık'ın oynadığı Turist Ömer Yamyamlar Arasında filmi vizyona girdikten 10 yıl sonra dünyaya geldim. İzlemedim o filmi ama mutlaka görmek isterim. Turist Ömer tiplemesi ve onun maceralarını anlatan filmler sinemamızın şahaneleri arasındadır. Turist Ömer, Recep (İvedik)'in ağabeysi sayılır, ikisinin yüreği de temizdir, halkı temsil ederler, gırgır ve şamataları boldur. Hayranlarının sosyal medya üzerinden yaptığı yorumlar da ilginç... Birisi "Ah şu gömlek, yıllardır çürümedi, eskimedi" diyor. Ne dersin? Süperman'ın pelerini nasıl eskimiyorsa, Recep'in gömleği de eskimiyor. Ayrıca o gömlek Recep İvedik'in imzasıdır. Bir diğeri "Bundan sonraki Recep İvedik, Kars yerine Mars'ta çekilsin" diyor... (Gülüyor). Olabilir, biraz prodüksiyon bizi zorlasa da gideriz artık Mars'a. Recep sever uzayı. Bu arada son aldığımız habere göre çoğu Recep İvedik hayranı, Kenya'ya götürür diye Konya uçağına binmiyormuş... (Gülüyor) Doğrudur, Recep İvedik hayranları, büyük ihtimalle Konya uçağına binmiyorlardır. Şu dönemde ekonomik sıkıntılar yaşıyoruz... Gençlerin umutları azaldı, bıkkınlıkları çoğaldı... Şahan Gökbakar yüzleri güldürme konusunda çözüm üretebilir mi? Evet, gerçekten ülke olarak zor günlerin içinden geçiyoruz. Hem uluslararası anlamda, hem siyasi anlamda, hem de ekonomik anlamda sıkıntıların olduğu bir gerçek ama bu tarz komedi filmleri izleyenlere bir soluk verebilir. İnsanlar iki üç saatliğine bile olsa yaşadığı sıkıntılardan sıyrılabilir. Bu açıdan bakınca Recep İvedik'in ciddi bir misyonu olduğunu söyleyebilirim. Ayrıca filmi izlerken yüzlerce kişiyle birlikte aynı anda kahkaha atmak müthiş rahatlatıcı oluyor. İnsanlar futbol maçlarına ve konserlere de bu yüzden gidiyor. Toplu olarak bağırmak, toplu olarak duygulanmak için. Epey kilo verdin. Nasıl bir diyet uyguladığını anlatır mısın? Film zamanlarında kontrolsüz çalıştığım için sağlıksız ve dengesiz beslenmeden dolayı kilo alıyorum. Gençken düşünmesen de yaş ilerledikçe ve baba olduktan sonra çocuklarınla daha fazla zaman geçirmeyi hedefliyorsun. Bu nedenle beslenme sistemimi değiştirdim. Şekeri, baklavayı, böreği çıkardım hayatımdan. Daha çok proteinle ve doğal yağlarla beslenmeye başladım. Beş altı ay gibi bir sürede 30 kilo verdim. Formülü nedir? Ekstra olarak spor yapmadım, takviye almadım. Tavuk, balık, salata ağırlıklı, bakliyatla desteklenen yiyecekler çok iyi geldi. Gazlı içecekler ve ekmeği hayatımdan çıkardım. Ayda bir kendimi ödüllendirerek 'zıvanadan çıkalım' günleri de yaptım tabii. Bu arada midem ufaldı. Kilolu dönemimde kan şekeri dalgalanmalarım oluyordu. Onlar da normale döndü ve mazide kaldı.