Anadolu Parsı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü'ne (DKMP) bağlı 6'ncı Bölge Müdürlüğü ekipleri tarafından 8 Ağustos 2019'da Batı Akdeniz'de görüntülendi. Bu görüntülemenin ardından DKMP 6'ncı Bölge Müdürlüğü ve Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (ISUBÜ) iş -birliğinde TÜBİTAK destekli proje başlatıldı. Proje kapsamında bugüne kadar Batı Akdeniz'de 2 Anadolu parsına ait 58 görüntü elde edildi. DÜNYA LİTERATÜRÜNE GİRDİ ISUBÜ Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi Dr. öğretim üyesi Yasin Ünal, DKMP 6'ncı Bölge Müdürlüğü'nden Hasan Uysal, ISUBÜ'den Dr. öğretim görevlileri Ahmet Koca ve Mevlüt Zenbilci ile WWF-Türkiye'den Mustafa Önder Ersin tarafından bir makale hazırlandı. Uluslararası uygulamalı ekoloji ve çevre araştırması dergisinde yayımlanan makaleyle Anadolu parsı dünya literatürüne girmiş oldu. İDRAR ÖRNEĞİNDEN DNA'SI ÇIKARTILDI Anadolu parsının dünyada hem kültürel hem biyolojik açıdan çok değerli bir tür olarak kabul edildiğini belirten Yasin Ünal, nesli tükendiği düşünülen Anadolu parsının Anadolu'da var olduğunu bilimsel olarak kanıtlayacak nitelikte bir makale yayımladıklarını söyledi. Bu makalenin ardından bilimsel çalışmaların sürdürüldüğünü anlatan Ünal, fotokapan önünde bir Anadolu parsının görüntü verdiği sırada idrar bıraktığının belirlenmesi sonrasında, DKMP uzmanları tarafından idrarından swap örneği alındığını, bu örneğin Sivas Cumhuriyet Üniversitesi'ne gönderildiğini belirtti. Laboratuvar incelemesi sonrasında elde edilen genetik verilerin, dünyadaki diğer leopar türleriyle karşılaştırıldığını, bu türün Anadolu Parsı olduğuna dair DNA verileri elde edildiğini açıklayan Ünal, "DNA verileriyle 'Anadolu Parsı' olarak Dünya Gen Bankası kayıtlarına girdi. Elde edilen genetik birçok bilimsel veri, insanlarla ve yaban hayvanlarıyla etkileşimi, hangi alanlarda dolaşıyor, beslenmesi gibi diğer bilgilerle alakalı yeni makale çalışmamız devam ediyor" diye konuştu. DİĞER VERİLER DE KARŞILAŞTIRILDI Makalede, tespit edilen bireyin görüntülerinden elde edilen tahmini kriterler ve özelliklerle Anadolu parsının anatomik özelliklerinin karşılaştırıldığı da belirtilerek, omuz yüksekliği, tüy ve vücut uzunluğu, baş büyüklüğü ve başın vücuda oranı ve post renginin çok benzer olduğunun tespit edildiği kaydedildi. Bu veriler ışığında bireyin genetik materyalinin araziden toplandığı ve Dünya Gen Bankası'ndaki verilerle eşleştirilerek analiz edildiği belirtilen makalede, "Analiz sonuçları Dünya Gen Bankası veri tabanına Anadolu parsı olarak girilmiştir. Genetik çalışmadan elde edilen bu veriler ileride yayımlanmak üzere hazırlanmaktadır" denildi. Bu çalışma ile tarihte ilk kez Anadolu parsının yaşayan bir bireyi  Türkiye'nin Akdeniz Bölgesi'ndeki Batı Toros Dağları'nda kamera tuzağı yöntemiyle fotoğraflandığı ve video kaydı alındığı ifade edildi. Makalede, Anadolu parsının özellikleri şöyle sıralandı: Anadolu parsı en büyük leopar alt türüdür. Yetişkin bir erkeğin ağırlığı 100 kilogramı, toplam vücut uzunluğu 2,5 metreyi ve kuyruğu 80 santimetreyi bulabiliyor. Parlak, sarımsı kahverengi, oldukça kısa tüylü kürkü, ince kenarlı büyük bir rozeti ve uzun, tüylü bir kuyruğa sahip. Vücut rengi Hindistan ve Afrika'daki alt türlere göre daha soluk olsa da kendine özgü bir altın rengi vardır. Vücut kıllarının uzunluğu ortalama 1,5- 2 cm arasında değişiyor." GLADYATÖR SAVAŞLARINDA KULLANILMIŞ Anadolu parsının Roma döneminde gladyatör savaşlarında kullanıldığına dair bilgilere de şu şekilde yer verildi: "Romalı devlet adamı Marcus Tullius Cicero, M.Ö. 51-50 yılları arasında Kilikia Valisi olarak görev yaparken gladyatör savaşlarında kullanılmak üzere Türkiye'nin Antalya, Burdur ve Denizli illeri arasında yer alan Kibyratis bölgesinden Anadolu leoparlarının gönderilmesini istemiştir. Modern araştırmacılar Cicero'nun leoparın özelliklerine dair notlarından yola çıkarak leopar türlerini sınıflandırırken, Anadolu'da yaşayanlarına Cicero'nun ön adı olan Tullius'tan esinlenerek 'Tulliana' adını vermiştir." "Leoparların Anadolu'daki varlığının en eski göstergesi, Konya Çatalhöyük'te bulunan ve 9 bin yıl öncesine tarihlenen Leopar Tapınağı'ndaki duvar kabartmalarıdır. Tarih boyunca pek çok mimari eser, heykel buluntusu, seramik ve sikke Anadolu tarihinin hemen her döneminde Anadolu parsının önemini göstermektedir." (DHA)