Çıtlık ve Gökova halkı, Karabörtlen Orman İşletme Şefliği'nin ağaçları kesilmek üzere damgalama işlemine başlaması üzerine 14 Şubatta Taşkesiği Mevkiinde, kalabalık bir etkinlik düzenlemiş ve projeyi protesto etmişti. Damgalama işlemine bir süre ara verilmesinden sonra geçtiğimiz günlerde işlem tamamlanıp kesim ihalesi de gerçekleştirilerek orman alanının girişine kesim sahası tabelaları asıldı.
Fotoğraf: Sözcü

DİKKAT ÇEKMEK İÇİN İKLİM GREVİ ETKİNLİĞİ

Bunun üzerine bölge halkı ve çevreciler  “İklim Grevi” etkinlikleri çerçevesinde soruna dikkat çekmek için alanda etkinlik düzenleyerek yetkilileri yeniden projeyi durdurmaya davet etti. Corona virüsü salgını nedeni ile az sayıda katılımcı ile gerçekleşen etkinlikte katılımcılar maske takarak sosyal mesafe kuralına uydu. Etkinlik sırasında kesim alanı tabelalarının dikildiği noktaya “İklim Suç Mahalli” şeriti çekildi. İşaretlenen ağaçlara ise “Orman kesen korona biçer”, “Muğla cennet kalsın”, “Orman alanı, kesici niyetle yaklaşılamaz”,  “Çıtlık Ormanlarından Eliniz Çekin” mesajlarını içeren afişler yapıştırıldı.
Fotoğraf: Sözcü

CORONA VİRÜSÜ BAHANE, ORMAN TALANI ŞAHANE

Muğla Çevre Platformu Eşsözcüsü Serdar Denktaş daha önce projenin durdurulması için dilekçe verdiklerini belirterek, "Yaşamlarımız tehlike altında iken, dünyanın bütün ülkeleri kaynaklarını, imkanlarını salgınla mücadeleye yönlendirirken ne yazık ki ülkemizde akıl ve vicdanın almayacağı işler oluyor. 14 Şubat'ta yine bu noktada, kesilmek için ağaçların işaretlenmesini protesto etmek üzere kalabalık olarak bir araya gelmiş, sonrasında da Karabörtlen Orman İşletme Şefliğine 46 adet dilekçe vermiştik. Bilgi Edinme Yasası’nın gereği olan cevap verme süresi çoktan geçmesine rağmen dilekçelerimize halen cevap verilmedi” dedi.
Fotoğraf: Sözcü

VİRÜS SALGININI FIRSATA ÇEVİRMEK İSTİYORLAR

Corona virüsü salgınının hızla yayıldığı günlerde ormandaki ağaçların kesilmesi için ihalenin gerçekleştirildiğini ve birkaç gün önce de kesim ekiplerince çalışma yapıldığının belirten Denktaş şöyle konuştu: * Bir yandan salgını kontrol altına almak için yurttaşlar evlerde kalmaya zorlanırken, diğer yandan meydanı boş bulan resmi kurumlar bu koşulları adeta talan projelerini hayata geçirmek için fırsata dönüştürmeye çalışıyor. Anlıyoruz ki, yetkililer salgını bahane, fırsatı şahane bulmuşlar. * Onların önceliği ne salgını önlemek,  ne de bu felaketlerin temel sebebi olan iklim krizi ile mücadele değil. Kanal İstanbul ihalesi başta olmak üzere, ülkemizin birçok yerinde doğaya ve toplumun sağlığına zarar veren işlemlerin yine bu koşullar altında gerçekleştirilmesi zaten egemen anlayışı ortaya koymuştu. Çıtlık’taki ormanı kesmek üzere düğmeye basılması aynı anlayışın tezahürüdür.