SÖZCÜ Gazetesi’nin “Sahiller parsel parsel tanıdık vakfa veriliyor” başlıklı haberi ülke çapında büyük ses getirdi. Yönetiminde eski kamu bürokratları, devlet memurları ve işadamlarının yer aldığı Muğla'ya Hizmet Vakfı'na bağlı MUÇEV Tur. Tic. Ltd. Şti. Türkiye'nin en değerli sahillerini nasıl talan ettiğinin ortaya çıkarılmasının ardından Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün de yürüttükleri hukuksal mücadeleyi SÖZCÜ’ye anlattı. Dr. Gürün, “Sıranın o güzelim Gökova Körfezi’ne gelmesinden korkuyorum” dedi.

GERÇEKTEN ÇOK CAN ACITICI

Siyasi zeminde mücadele yerine hukuki zeminde bu kurum ile mücadele ettiklerini ve şimdiye kadar çok sayıda dava açtıklarını, gerekirse yenilerini de açacağını belirten Dr. Osman Gürün, “Maalesef kurulan bir vakıf, ne olduğu ve üyelerinin neden bu şekilde oluşturulduğu, elde edilen gelirin nereye gittiği tam olarak bilinmiyor. Esasında kıyıların büyükşehir ve ilçe belediyelere verilmesi ve onlar tarafından işletilmesi gerektiğini düşündüğümüz bir konuda maalesef bir vakıf ve hatta İstanbul’da kurulan başka yeni bir şirkete bu vakfın yetkilerinin devredildiği söyleniyor. Bütün sahillerin bizim de haberimiz olmadan ihale edilerek birilerine verilmesi gerçekten çok can acıtıcı” dedi.

MUĞLA KIYILARI MUĞLALILARIN OLMALI

Yapılan işin hukuksuz ve anayasaya da aykırı olduğunu belirten Gürün, “Halkın yararlanması için rakamlarıyla, işletme anlayışıyla gerçekten sıkıntılı bir durum yaratılıyor. Biz diyoruz ki Muğla’nın kıyıları Muğlalıların olmalı. Yerel yönetimlere verilmeli, yerel yönetimler de kurallar çerçevesinde ve çevreye de saygılı olarak ama ekonomik olarak da halkın rahatlıkla kullanabileceği şekilde oraları halkın hizmetine sunalım istiyoruz. Bizim amacımız bu. Oradan gelecek 3-5 kuruş yine Muğla bölgesine harcanmalı” diye konuştu.
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün

SIRA GÖKOVA KÖRFEZİNE Mİ GELECEK?

Şimdiye kadar gerçekleşen kiralamaların daha nereye kadar gideceğini kestiremediklerini de sözlerine ekleyen Başkan Gürün sözlerine şöyle devam etti: * Gökova Körfezinde de bazı çalışmaların olduğunu, bu bölgeye de marinalar yapılacağıyla ilgili duyumlar alıyoruz. Bazı koyların zaten turizme açılmak istendiği, marinalar yapılmak istendiğini hepimiz biliyoruz. Bununla ilgili girişimler uzun zamandır sürüyor. Biz konunun takipçisiyiz ve yasal olarak ne gerekirse tabii ki yapıyoruz, yapacağız da. * Mavi turun en önemli bölgesi Gökova Körfezi. Bu bölgeyi korumamız gerekir. Gökova Körfezi sadece Gökova ve Muğlalıların değil tüm ülkemizin. Cennet gibi koylara sahip. Bırakın buralar cennet kalsın. Bu arada sivil toplum örgütlerine de teşekkür ediyorum. Bize destek vererek koylarımıza sahip çıkmaya çalışıyorlar.

MUÇEV’İN GİRDİSİ ÇIKTISI, NE OLDUĞU PAYLAŞILMALI

4 yıldan bu yana hukuki süreçlerinin devam ettiğini, gerekirse yeni davalar da açabileceklerini söyleyen Gürün, “Biz belediye olarak ancak hukuksal savaş verebiliyoruz. Yapılan işlerler ilgili 4 yıldan bu yana devam eden süreçler var. Ama maalesef hukuk da bize bir güç vermiyor. Merkezi hükümet tamamen Muğla’nın değerlerini alarak kurduğu bir şirket veya vakıfla bunu başkalarına veriyor. Eğer oradan 3-5 kuruş kazanılacaksa ama halka rağmen değil, halkın ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde olmalı” dedi.

KAZANCI HÜKÜMET DEĞİL BELLİ İSİMLER ALIYOR

Kiralanan alanlardan elde edilen paranın hükümete değil oradaki belli birkaç kişiye gittiğini de belirten Gürün sözlerini şöyle noktaladı; * Vakfın üyeleri kimdir, kimlerden oluşur, buradan elde edilen gelirler nasıl paylaşılır, kime verilir? Bunlarla ilgili hiçbir bilgimiz yok. Bilgimiz olmadığı gibi bilgi de alamıyoruz. Dolayısıyla bu tamamen kıyıların hukuksuz bir şekilde kullanılmasıyla oluşan özel bir durum. Bunun kabul edilebilir tarafı kesinlikle yok. Her şey açık olmalı. Muçev kimdir, kimlerden oluşuyor, niçin Muçev’e veriliyor, niçin belediyelere verilmiyor, sorularını mutlaka cevaplamaları gerekiyor. Girdisini, çıktısını halkla paylaşmaları gerekiyor. Kaç lira kazanıldı, paralar nereye gitti? Bu Muğla’nın parası. Belediye buradan 3 kuruş kazansa bunu halkın hizmetine sunacak.

TURMEPA’DAN AÇIKLAMA

Bu arada konuyla ilgili DenizTemiz Derneği/ TURMEPA’da kamuoyuna açıklama yaptı. Açıklamada şöyle denildi: * TURMEPA ile Muğla Turizm Çevre Vakfı’nın (MUÇEV) hiçbir ilgisi ve ilişkisi yoktur. Bu bilgi tamamen asılsızdır. Ne TURMEPA ne de Yönetim Kurulu Başkanımız Şadan Kaptanoğlu MUÇEV yönetimindedir. Kamuoyunda bir süredir DenizTemiz Derneği/ TURMEPA ve Yönetim Kurulu Başkanımız Şadan Kaptanoğlu ile MUÇEV’in iş birliği halinde kıyı bölgelerinde plaj işlettiği iddia edilmektedir. TURMEPA’nın ve bu haberlerde yer alan isimlerin MUÇEV ile hiçbir ortaklığı, Muğla kıyıları ile ilgili hiçbir anlaşması ve sözleşmesi bulunmamaktadır. Tersi iddialara itibar edilmemesi rica edilir. Kamuoyuna saygıyla duyururuz.

TEPKİLER BÜYÜYOR!

Muğla Datça’nın CHP’li eski Belediye Başkanı Şener Tokcan, “Anayasaya aykırı bir iş yapılıyor. Bu tür yerleri kesinlikle belediyeler işletmeli. Belediyeler işletip para kazanarak hizmet götürecek yerde ne yazık ki bir de buraların çöpüyle uğraşıyor. Durum gerçekten çok acı. Bu tür yerlere Ankara belli şartlar koyup belediyelere vermeli. Kontrol yine hükümette olmalı ama belediyeler işletmeli” dedi.

TAHSİSLE İLGİLİ ŞOKE EDEN İDDİA

Muğla Datça’da dava açan Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Sözcüsü ve Avukat Güngör Erçil, “Gerçek adı MUÇEV Tur. Tic. Ltd. Şti. olmasına rağmen adını yanıltmak, vakıf çağrısını yaptırmak için sonuna ‘V’ harfi konulmuş. Sahipleri vakıf ama ortada limitet şirket var, yani sahillerin işletim hakkını alan vakıf değil şirket. Vakıf imgesinden yararlanıyorlar. Ana sözleşmelerini ayrıntılı inceledim. Buranın da herhangi bir turizm şirketinden farkı yok aslında. Sözleşmelerine  ‘Kamu mallarını tahsis ettirmek’ diye bir madde yazdırmışlar. Böyle bir madde bir şirketin ana sözleşmesine yazılamaz. Bütün hukuksuzluk bu maddeden kaynaklanıyor. Böyle bir madde yasal olarak mümkün değil. Orası da ticari bir şirket. Şirketin imza yetkilileri devlet memuru aynı zamanda ve yasak olan bir iş yapıyorlar. Devlet Memurları Kanununa göre devlet memurlarının ticaretle uğraşması yasaktır. Bir limitet şirketin imza yetkilisi olmak ticari faaliyet sayılır” dedi.