Suruç olayıyla sonrakiler nedeniyle Işid’e karşı düzenlenen hava operasyonları sırasında günümüz cumhurbaşkanı “.. iyi niyetimizi kötüye kullandılar..” diyerek başlattıkları “çözüm süreci” için verdikleri ödünleri dolaylı biçimde açıklamış oldu. PKK’ye yönelik operasyonlar için de “..tahammül sınırının aşıldığını” söyledi. Demek ki gereken davranışı değil, yumuşak bakışı yeğlemişler. Terör örgütleri hiçbir zaman bildiklerinden şaşmamıştır. İç güvenlikteki zayıflık ile kolluk güçlerinin iktidar karşıtlarına sert davranışı, dışardan da destek gören terörü bir tür şımartmıştır. Şimdilerde “Askerî bölge” ilânıyla sivillere kapatılan yörelerde cirit atan teröristlerin gücünü kırmak olanağını sağlamak büyük bir başarı olacaktır. Pazarlıklar, aldırışsızlıklarla azgınlaşan terör, devletin etkin yaptırımlarıyla dersini almalıdır. İktidarın yanlış uygulamaları ve “Paralelci” suçlamasıyla kendi hâtalarının üstünü örtme çabası, dış ilişkilerdeki yavanlığıyla birleşince terör, değişik bahanelerle yurdun her köşesinde yürek yakan eylemlerine hız vermiştir.
İktidar medyasının kendilerinden olmayanları suçlayarak verdiği destek işe yaramaz olmuştur. Yandaş yazarlar ve sözcüler, iktidarın hiç kusuru yokmuş gibi, öneriler ve eleştirilerde bulunmakta, sorumluyu aklayıp sorumsuzu suçlamaktadır. PKK’lıların kentlerde silâhlı yürüyüşleri, maskeli dolaşmaları, yol kesip kimlik denetlemesi, araçları yakmaları, polis ve askerleri öldürmeleri bıçağın kemiğe dayandığı durumu anlatmaktadır. Olaylar sürüyor, sürdürüleceği havası veriliyor.
İktidara göre, öğrenciler, gençler, yansız ve bağımsız gazetecilerle demokratik kitle örgütleri PKK’lılardan daha tehlikelidir. PKK’lılara gösterilen anlayış bu kesime gösterilmemektedir. Toplantılar, iletiler, yürüyüşler bahane edilerek gözaltılar, tutuklamalar yapılmakta, karşıt düşüncelilere düşman gözüyle bakılmaktadır. Toplu sözleşme görüşmeleri sırasında memurlara uygulanan gazlı sert yaklaşım bunların son örneğidir. Apo’ya “Sayın” diyenleri eleştirecek yerde cumhuriyeti kazandıran devlet kurucuları suçlanıp karalanmaktadır.
SORUN
Devlet yöneticiliği için yeterli eğitimi, bilgisi, deneyimi, yeteneği olmayanların inanç sömürüsü yoluyla elde ettikleri iktidar gücünü taşıyamadıkları ibretle izlenmektedir. AKP’lilerin bozduklarının bedelini Türk Ulusu ödemek zorunda kalacaktır. Osmanlılık özlemiyle kıvrananların yarattıkları karanlık ve tehlikeli ortamda boy veren yandaş, yalancı, yalaka, yavşak ve sahteci yayılması o ölçüye vardı ki bir âhlak bunalımı görüntüsü veriyor. Eleştirileri mahalle kavgası ağzıyla yanıtlayarak kendilerini haklı çıkarmak isteyen siyasal akrobatlar türedi. Siyasal san taşıyanların kadınlara yönelik konuşmaları, “Şeyini şey ettiğimin şeyi..” sözünü edenlerin yanlışlarında direnmeleri, kötü örnekler oluşturmaktadır. Makamına, görev unvanına uygun tutum ve davranışlara özen göstermeyenler başkalarından saygı isteyemez ve bekleyemez. Siyasal fiyaskoların sorumluları başkalarını suçlayarak kendi sorumluluğunu örtemez, unutturamaz.
Terör hücrelerine gecikmiş baskınlar önceki tutuk dönemin sorumluluğunu kaldırmaz. İktidarın payı, yanlışı, kusuru, sorumluluğu yokmuş gibi davranması ilginç bir siyasal pişkinliktir. Koalisyon görüşmelerinin sonucu her şeyi ve herkesi daha iyi anlatacaktır. RTE sorununu aşabilecekler mi? Amaçladığı anlaşılan erken seçim mi, gerçek demokrasi mi, göreceğiz. Acaba savaş mı, barış mı, iktidar mı Türkiye mi? İkilemler çözülecek mi?
ÖRNEK BİR YAYIN ve YİNELEME
Ünal YALTIRIK’ın özveri ve büyük emek ürünü MAYA dergisi, siyasal ortamın değerlendirmesini başarıyla sunmaktadır. Değişik meslek dallarından, toplum kesimlerinin temsilcisi sayılacak asker, bilim insanı, sanatçı, yazar, karikatürist, sporcu, hukukçudan oluşan yazar-çizerlerle ilgiyle izlenen, beğeni toplayan bir organ durumuyla ulaştığı 275. sayısının renkli içeriğiyle aranmaktadır.
Maya dergisi yazarlarından, Atatürk konusundaki çalışmaları ve yayınlarıyla tanınan Y. Mimar S. Eriş ÜLGER’in yeni iki kitabından “Ümmid-i Aşkım FİKRÎYE” BİLGİ Yayınevi, “ATATÜRK Milliyetçiliği” de PAROLA Yayınları’nın ürünü. Okurlarımızın soruları üzerine bir kez daha duyuruyoruz.