İktidar “vergi adaleti” sağlamıyor “vergi cehennemi” yaratıyor!

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ekonomi politikası “Türk halkını limon gibi sıkmak, suyunu çıkarmak!”

Bu zihniyet devam ettiği sürece Türkiye’de huzur ve mutluluğa kavuşma umudundan da eser kalmaz!

Sen, yandaş şirketlerin milyonlarca, hatta milyarlarca vergi borcunu sil, bunun acısını halktan çıkar! Adalet mi bu?

Ülkede dertsiz insan kalmadı neredeyse... Kambur üstüne kambur bindiriliyor.

Ekonomi yönetiminin hedefi: “Vergi tahsilatını arttırmak!”

Nasıl olacak bu?

Gelsin yeni vergiler!

Fakat...

Sen istediğin kadar vergi arttır, delik büyük olduktan sonra, vatandaşın kazancının tamamını vergi diye alsan boşuna... Her şeyden önce devletteki lüksü, şatafatı, akıldışı harcamaları önleyeceksiniz.

Savurganlık durdurulmadan, vergi arttırmakla hiçbir derde deva bulunmaz... Her geçen gün artan bir hızla tehlikeli virajlara gireriz. O virajların sonu uçurum olur!

★★★

Şimdi, Orta Vadeli Program’a göre Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine geniş kapsamlı bir vergi paketi var.

Vatandaşa hazırlanan kazıklar arasında “Katlamalı Emlak Vergisi” de bulunuyor.

Şimdi çok kişi farkında değil ama yasa çıkınca çok gürültü kopacak.

Yeni yılda, iki veya daha fazla konutu olanlara artan oranlı vergi getirileceği belirtiliyor.

İkinci evi olan herkes cezalandırılacak!

Ülkede vergi adaleti böyle mi sağlanacak?

Akıl var, mantık var! İkinci evlere katlamalı vergi getirmek demek, kiraların da aynı oranda artması demek olmuyor mu?

Yazlık evi olanlar da bu katlamalı emlak vergisinden nasibini alacaklar!

Türk insanına yazlık evlerinde tatil yapmayı da haram ediyorlar!  

Bir yazlık, bir kışlık ev sahibi olmak suç sanki!

★★★

Yazlık dışında iki evi olan insan birinde kendisi oturur, diğerini kiraya verir... Eee, ne olacak o zaman?

İkinci ya da üçüncü evlere ekstradan ağır vergiler gelince kiralar aynı kalır mı? Haliyle, zaten yüksek olan kiralar daha da artacak, Türkiye kiracılar için yaşanması çok zor bir ülke haline gelecek!

Devleti yönetenler, “İtibardan tasarruf olmaz” diyerek kendi lüks harcamalarını hiç kısmıyor, para bulmak için vatandaşı paspas gibi çiğneyip silkelemeyi “itibar” sayıyor!

Tarih “Türk” dedi

Neredeyse moda haline geldi! Bir takım insanlar şaşılacak bir şekilde “Türk yok, Türkiyeli var!” diyor.

Oysa tarih bu ulusa yüzyıllardır “Türk” denildiğini yazıyor.

Şimdi ise neredeyse kendimize “Türk” dememiz ayıp hale getirildi, ırkçılıkla suçlanır olduk. Bir İngiliz “Ben İngiliz’im”, bir Fransız “Ben Fransız’ım, bir Rus “Ben Rus’um” diyor, ırkçı olmuyor, biz “Ben Türk’üm” deyince mi ırkçı oluyoruz?

★★★

Tarihteki dünya liderleri ve önemli önderler Türk ulusundan övgü ile söz ediyor. Sadece birkaç örnek verelim:

- Türkleri yenemedik! – Churchill

- Türkleri öldürebilirseniz fakat onları yenemezsiniz! – Napolyon

- Bizans’ı alan Türkler, korkarım orada durmayacaklar! – III Charles

- Savaşın zevkini almak isteyen herkes Türklerle savaşmalıdır. – Towsend

- Türk kadınlarının en büyük süsü, Türk olmalarıdır. – Lady Montegü

- Artık Türklerle savaşmam. Onlar çok cesur ve iyi insanlardır. – Andreas Phitades

- İki bilinmeyen vardır: Kutuplar ve Türkler – Albert Soel

- Türklerle dost ol ama sakın düşman olma. – Gianni De Michelles

- Türkler cesurdur, anavatanlarını çok severler ve onun için gerekirse canlarını verirler! – Albert Einstein.

★★★

Yukarıdaki örnekler çok arttırılabilir. Hepsini sıralamaya kitaplar yetmez.

Herkes bize yüzyıllardır “Türk” dedi. Şimdi, neredeyse biz kendimize “Türk” diyemeyeceğiz, öyle mi?

Hayır! Bizler, son nefesimizde bile “Türk’üz” diyeceğiz. Bunu herkes bilsin!

GÜNÜN SÖZÜ

Adalet ve eşitlik otoriter yönetimlerin umurunda değildir!